Mutlu Olmadan Mezun Olamayacağınız Okul: RİVERBEND SCHOOL

Tepetaklak Dergisi Editör
Tepetaklak Dergisi
Published in
3 min readJun 1, 2018

Bu okul; öğrencilerin kişisel gelişimine odaklanıp,onları ilgi alanları doğrultusunda yönlendiriyor ve en nihayetinde hayatta nasıl mutlu olunur sorusuna cevap bulmalarını sağlıyor.

Okulunu bitirmiş, iş hayatında ordan oraya sürüklenmiş, eskilerin deyimiyle evlenip çocuk yaparak hayatını düzene oturtmuş yetişkinlerin bile aklının bir köşesinde “gerçekten mutlu muyum?” sorgusunun olduğunu düşünürsek, böyle bir okulun var olması hayalinin çok da garip gelmemesi gerekir. Gelecek neslin de bu sorgulardan nasibini almaması ve küçük yaşlardan itibaren önce kendilerine, sonra dünyaya faydalı birer birey olarak yetişebilmeleri için, klasik eğitim anlayışının çok ötesinde bir eğitim sistemine ihtiyaç duyduğumuz aşikar. Ve tam da bu nokta da Hindistan’ın Chennai şehrinde bulunan Riverbend School “önce mutlu olmayı öğrenmek” diyerek yeni bir sistem kurmakla kalmıyor adeta geleceği inşa ediyor.

Etrafı tarım alanlarıyla çevrili bu okulda, eski zamanlarda ki geleneksel köy yerleşimi ve hayatı esas alınıyor. Okulun mimarı Danish Kurani, güçlü ilişkilerin mutlu bir hayatın anahtarı olduğunu düşünüyor, ki bu düşüncenin antropologlar tarafından desteklendiğini de söylemek gerekir.
Okuldaki öğrenciler güne matematik ya da tarihle başlamaktansa spor ya da meditasyon yaparak başlıyor. Bununla birlikte standart ve geleneksel bir müfredat yerine gün boyu ilgi alanları doğrultusunda dans, müzik veya sanatla ilgileniyorlar. Ayrıca kodlama öğrenebiliyorlar, tasarımlar yapabiliyorlar ve okul içinde bulunan kuluçka merkezinde projelerini hayata geçirebiliyorlar. Kimisi ise içinde ki şairi ortaya çıkarıp şiirler yazıyor.

Bu okulda öğretmenlerin yerini ise günümüzde çoğunlukla iş hayatında aşina olduğumuz mentorlar alıyor. Mentorların ise tek bir amacı var; çocuklara özgür düşünebilmeleri için rehberlik yapmak.
Her şey iyi güzel de peki ya sınavlar? Onlar da yok. Daha doğrusu bilgi ölçtüğü iddia edilen sınavların yerine yaratıcılık alıyor. Bütün bunların sayesinde çocuklar hem istedikleri alanda istedikleri uğraşlarla ilgilenebiliyorlar, hem de özgür bir düşünce ortamında ürettiklerinden tatmin olarak mutlu olmayı öğreniyorlar.

Geleneksel eğitim anlayışının dünyanın başka bir noktasında da olsa değiştiğine şahit olmak, yeni bir dünya anlayışı için umutlarımızın yeşermesine yetiyor da artıyor bile.

Yazar: Gökçen Canpolat

--

--