Stefan Zweig “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu”

Tepetaklak Dergisi Editör
Tepetaklak Dergisi
Published in
2 min readNov 1, 2017

Bir önceki yazımda edebiyatımızda aynı ismi taşıyan ikisi de önemli yer tutan eserlerimizden “Handan”dan bahsetmiştim. Bu sayıda ise size pek çok deneme, biyografi, roman, şiir, anı türünde eser vermiş olan Avusturya’lı yazar Stefan Zweig’ ın “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu” ndan bahsetmek istiyorum.

Stefan Zweig 20 Ekim 1881'de Viyana’da doğmuştur. Bazı sebeplerden dolayı sürekli yaşadığı yeri terk etmiştir. Son olarak Avrupa’da yaşanan olaylara üzüntüsünden dolayı 22 şubat 1942'de Rio de Janeiro’nun Petropolis şehrinde eşiyle beraber intihar etmiştir.

Stefan Zweig “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu”nu 1920'li yıllarda kaleme almıştır. Akıcı üslubu ve başarılı diliyle bir nefeste okuyacağınız bu kitabın Dünya Klasiklerinde de önemli yeri vardır.Kitabın tamamı bilinmeyen kadının yazar R.’ye yazdığı mektuptur. Bilinmeyen kadının çocuğunun öldüğü dakikalarda hayatı boyunca sevdiği erkek için kaleme aldığı mektubun gönderenin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır:”Sana ,beni asla tanımamış olan sana”. Bunun gibi birkaç cümleyi daha sizinle paylaşmak isterim.

✴”Sabret sevgilim, sana her şeyi, hepsini en baştan anlattığım için, anlatacağım için, senden rica ediyorum, beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.”

✴”Çünkü yeryüzünde hiçbir şey kuyulardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz.”

✴”Beni teselli edecekler ve bir takım sözcükler söyleyecekler, sözcükler, sözcükler; fakat ne yardımı dokunabilir ki sözcüklerin bana.”

✴Fakat sen kimsin ki benim için? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden …”

Stefan Zweig’ ın diğer kitaplarında olduğu gibi insan psikolojisini derin etki altına alıyor. Kitap kısa bir öykü olsa bile okudukça bilinmeyen kadının yazar R.’ye başta hayranlığına devamında beklentisiz aşkına tanık oluyormuş gibi hissettiriyor. Yazar R.’nin kendine bu denli bağlı olan kadını hayatına girip çıkan sıradan kadınlar gibi görmesi ve kadının kendi çoçuğuna sahip olduğunu bilmemesi derinden incitiyor..Bir kadının aşkını bu denli ortaya koyan Zweig, okura vermek istediği mesajı ve daha fazlasını iletiyor.

İncecik, kolay okunan elinizden bırakmak istemeyerek birkaç saat içinde okuyabileceğiniz içten ve düşünmenizi sağlayacak güzel bir kitap. Güzel bir pazar gününü daha da güzelleştirmek için okumalısınız :)

RÜMEYSA DOLAR

--

--