VINCENT VAN GOGH: “YILDIZLI GECE”

Tepetaklak Dergisi Editör
Tepetaklak Dergisi
Published in
4 min readJan 15, 2018

Bu büyülü tablonun oldukça etkileyici bir hikayesi olduğunu biliyor muydunuz?

[caption id=”” align=”alignnone” width=”620"]

the starry night [/caption]

The Starry Night tablosu belki de gelmiş geçmiş en bilindik sanat eserlerinden biridir. Ünlü ressam Vincent Van Gogh tarafından kariyerinin son demlerinde yapılan bu resim, sanat tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Bu resmin neden bu kadar büyük bir etkiye sahip olduğunu anlamak için nasıl bir bağlam içinde yapıldığını, resmin içeriğini ve sonraki asırlarda sanatçılar üzerinde bıraktığı etkiyi incelemek gerekir.

Ben de sizlere bu yazımda beni etkileyen hikayesini anlatmak isterim.

Tablo akıl hastanesinde çizilmiştir. Sanat dünyasında devrimler yapan Vincent Van Gogh’un zihinsel rahatsızlıkları vardı ve hayatı kötü olaylar ile geçmiştir. 1853 yılında doğan ünlü ressam 37 yaşında ölmüştür. 1889–1890 yılları arasında Fransa’da bir akıl hastanesinde yatarken tabancayla hayatına son verdi. Ancak akıl hastalığı onun benzeri görülmemiş eserler üretmesine engel olamadı. The Starry Night tablosu da akıl hastanesindeyken çizdiği resimdir.

Yıldızlı Gece tablosu için ressamın kaldığı akıl hastanesindeki odasından görülen Saint-Remy-de-Provence şehrinin düşsel bir yorumu denebilir. Kardeşi Theo Van Gogh’a yazdığı sayısız mektuplardan birinde resimle alakalı şöyle diyor:

“Demir parmaklıklı penceremde adeta bir buğday tarlası görüyorum.

Sabahları ise gün doğumunu tüm ihtişamıyla izliyorum.”

Resmin de post-izlenimcilik esintileri vardır.

Ressamın diğer eserlerindeki post-izlenimcilik akımının izleri Yıldızlı Gece’de de belirgin. Kısa ve ustaca fırça darbeleri, yapay bir renk paleti ve ışıltıya verilen önem özellikle gökyüzünde çok belirgin durumda. Mavi ve altın sarısının tonlamaları onun daha önceki eserlerinden esintiler taşıyor.

Resimde görülen köy ve kilise kulesi ise tamamen sanatçının hayal gücüyle yaratılmış unsurlar. Yani onun odasından bakıldığında böyle bir köy ve kilise görülmemekteydi.

Sanatçının bu unsurları sanat tarihçileri tarafından memleketi Hollanda’nın mimarisinden esinlenerek çizdiği düşünülüyor . Ayrıca ressamın akıl hastanesinin penceresinde yer alan demir parmaklıkların da resimde yer almadığını görüyoruz. Buradan da onun özgürlüğe duyduğu hasreti betimlediğini anlayabiliriz.

Lakin bu yaptığı eser ilk yıldızlı gece değildi.

Bildiğimiz Yıldızlı Gece resmi 1889 yılında çizildi. Ancak bu tarihten bir yıl önce Van Gogh başka bir Yıldızlı Gece daha resmetmişti. Starry Night Over the Rhone adlı bu eseri Van Gogh Fransa’ya yerleşince çizdi.

Sanatçı bu dönemlerde gece ışıklarına, yıldızlara ve aya özel bir ilgi duymaya başlamıştır.

Van Gogh hayattayken resim hiç satamamıştır.

Van Gogh, 1980 yılında ölünce onun resimler kardeşi Theo’ya kaldı. Ancak Theo da kardeşinden bir yıl sonra ölünce Van Gogh’un yengesi Johanna Gezina van Gogh-Bonger, Yıldızlı Gece’nin ve diğer resimlerin sahibi oldu. Van Gogh’un ölümünden sonra bu kadar meşhur olmasının nedeni de biraz yengesinin çabalarıyla oldu. Yorulmadan Van Gogh’un eserlerini tanıtan Gogh-Bonger(yengesi), 1900 yılında Yıldızlı Gece’yi Fransız şair Julien Leclerq’e sattı. Ancak bu kararından 6 yıl sonra pişmanlık duyarak resmi ondan satın aldı ve Rotterdam’daki Oldenzeel Galerisi’ne bağışladı.

Binlerce Sanatçıya İlham Oldu.

Vincent Van Gogh’un bu ünlü eseri belki o hayattayken anlaşılamadı, ancak günümüzde Yıldızlı Gece dünyanın en bilindik eserlerinden biri konumunda. Yüzlerce sanatçı ve tasarımcı onun bu resminden ilham alarak farklı materyaller ile bu eserin reprodüksiyonunu üretmiş durumda.

Yazar: Esmanur YILDIZ

--

--