Lavinia — Firefile
Güzeldi belki,biraz. Fakat ne güzelliği ne de çirkinliği biliyordu. Aldığı tüm uyuşturucuların acısı bir anda çıkmıştı. Hıçkırıklara boğulmuştu işten eve döndüğünde.
‘’Delirdiğimden eminim’’ dedi. Delirmiş olma hissi içini biraz olsun rahatlatmıştı. Bir sebep olmalıydı çünkü. Yaşadıklarını açıklayacak bir sebep ve delirmek son derece geçerli bir sebepti. Mutlu bile etmişti onu. Son zamanlarda onu mutlu eden tek şey delirdiğini sanması oldu.
Ruhu ve bedeni hiçbir zaman bir bütün olamadı. Hiçbir zaman kendini tanıyamadı ve sevemedi. Kendine hep yazık etti. 23 yaşına girmesine iki ay kalmıştı. Ne kadar büyüdüğünü asla göremeyecek
kadar küçüktü. Görmek istemiyordu da zaten. Gerçekleri hiçbir zaman görmek istemedi ve hep o kocaman hayal dünyasında yaşadı. Gözlerini kapadığında bedeni bir çöplüğün içinde bile olsa, ruhu
hep en güzel yerlerdeydi.
Babasını özlüyordu. O hiç sahip olamadığı babasını çok özlüyordu ve babası da onu seven diğer herkes
gibi artık yoktu. Bir kara delik vardı belki de, sevdiği her şeyi birer birer içine çeken. O kara deliğe kendini atmak için çok uğraştı ama asla başaramadı. Ama sevmekten de vazgeçmedi. Çocuk kalbi hep sevdi. Severek tutundu hayata. Her seferinde daha çok sevdi daha çok kaybetti. Yaptığı en güzel şey
sevmekti aslında. Elinden başka bir şey gelmiyordu. Bu yüzden de sevmeye devam edecekti, bıkmadan.
‘’İyi değilim ben’’ hıçkırıklarının ardından söylediği ilk cümle oldu. Beynini uyuşturmaya ihtiyacı olduğunu düşündü, bağımlı olmak ise bu hayatta yapabileceği en büyük bencillik olurdu. Bunun farkındaydı. Sevmekten vazgeçemeyen o yanı var ya işte o yüzden kendinden vazgeçti. Ve Lavinia bir
kez daha kendinden vazgeçti…