Kırmızı’ya Aşık Olmak

Medeni Baykal
tozlu mavi defter
Published in
2 min readJan 31, 2011

Herkesin bir aşk hikayesi vardır ve bu hikayeler bir şekilde başlar. Bir çoğumuz bu hikayelerin başına, sonuna, ortasına ve kısacası mümkün olan her yerine romantik süslemeler koyarız. Hikaye gece geçiyorsa çoban yıldızının altındadır mesela. Bir aşk, yarım kaldığında; yani sadece eflatunî (hayır, kafayı taktığım bir renk değil eflatunî; sadece platonik yerine kullandığım bir kelime) olduğunda romantizm öğelerine, kendimizi acındırmak için biraz da gri ya da sepia tonlar ekleriz. Kısacası; hikayelerin renklerini ellerinden alır ve onları trajediye dönüştürmeye çalışırız. Pardon, aslında çalışırım demeliydim.

Kırmızı’nın başlangıcını anlatmak istiyorum size. Kırmızı’nın neden kırmızı olduğunu…

Her aşkın doğasında olan kıskanma ve üstünlük gibi şeyler vardır. Sizden farklı ya da üstün olduğunu düşündüğünüz insanlara aşık olursunuz. Çünkü onların birşeyini istersiniz ya da onlar tarafından değer verilmek sizi ve varlığınızı anlamlı kılacakmış gibi gelir size. Kırmızı da öyleydi benim için.

Üniversite de ikinci yılımın başında okuma salonunda bir kız gördüm. Daha doğrusu kızın kullandığı dizüstüyü gördüm. Kırmızı Sony Vaio. O anda sahip olmak istediğim tek şey yeni bir bilgisayardı ve o kırmızı Sony Vaio dizüstüye aşık olmuştum.

Ben biraz garip bir insanım. O bilgisayarı kullanan insananın yüzüne bile bakmadım ve bunu otobüste farkettim. Hiç görmediğiniz ama sizi etkileyen bir insanı nasıl hayal edersiniz? Bu hayellerin sonucunda ortaya çıkan varlığın da bir insan olduğu ve tuvalete girmek zorunda olduğu gerçeğini gözden kaçırabilirsiniz mesela…

Ne kadar isteseniz de bir nesneye aşık olamazsınız. Olamam. Bu nedenle, aşkım nesnenin sahibine karşı kaydı yavaş yavaş. Onunla aynı sınıfta olduğumuzu öğrendim. Adını öğrendim. İnsanların onun hakkında düşündüklerini, alışkanlıklarını, sevdiklerini, sevmediklerini…

Sonra ona aşık oldum.

O kırmızı ve Kırmızı bir aşk hikayesine dönüştü.

Bazen hikayeler bu kadar basittir.

Aylar sonra, o Kırmızı Sony Vaio’nun aşık olduğum kıza ait olmadığını öğrenince kendime çok güldüm.

Hâlâ, hatırladıkça gülerim…

--

--