Nadira vakası ve egemenlerin dokunulmazlığı!

Erhan Başyurt
Tr724
Published in
2 min readOct 2, 2019

YORUM | ERHAN BAŞYURT

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili Şirin Ünal ‘ın evinde şüpheli bir ölüm vakası gerçekleşti.

Evde hizmetçi olarak görev yapan 23 yaşındaki Özbek vayandaşı Nadira Kadirova’nın intihar ettiği açıklandı.

Ancak Kadirova’ya otopsi yapılmadığı, barut izi araştırması yapılmadığı, olay yeri inceleme ve delilleri toplama konusunda yasal süreçlerin işletilmediği ortaya çıktı.

İddia o ki, Kadirova AKP’li vekil emekli general Şirin Ünal’ın silahı ile kalbine sıkarak intihar etti.

Gariplikler silsilesi burada başlıyor.

Kadınların silahla intihar vakası 40'ta birmiş. Silahı kalbine dayayıp ateş ederek intihar eden ise, nerede ise yokmuş.

Dahası, Kadirova’nın sadece Şirin Ünal’ın silahını ele geçirmesi değil, şarşöre mermi yerleştirmeyi, silahın emniyet mekanizmasını açması ve kalbine sıkacak kadar da onu kullanmayı bilmesi gerekiyor…

***

Soru işaretleri bunlarla sınırlı değil.

Kadirova’nın Özbek bir bayan arkadaşı, bir gün önce kendisini aradığını ve ‘’evde taciz edildiğini, ev sahibinin odasına girip arkadan ona sarıldığı ve kapıyı kilitlediğini söylediğini’’ açıkladı.

Üniversite eğitimi için Türkiye’ye gelen Kadirova’nın intihar eğilimde birisi olmadığı da yakınları tarafından ifade ediliyor.

Son bir iddia, henüz resmi makamlarca doğrulanmış değil ama, Kadirova’nın vücudunda Özbekistan’da yapılan otopside iki adet mermi çekirdeğine rastlandığı ifade ediliyor.

Ki bu iddia doğruysa, Kadirova’nın intihar etmiş olması imkansız…

Yine, Kadirova’nın intihar ettiği iddia edilen silahın bir yere dayandığında ateş etmediği, güvenlik sistemi bulunduğu da iddialar arasında…

Silahın, şarjörünün olay yerinde ayrı olduğu iddiası da, intihar ihtimalini zayıflatan bir diğer unsur.

***

İddialar gerçek ya da değil, sorun vakanın soruşturmasında yaşanan ört bast çabasından ve ihmallerden kaynaklanıyor. Savcının soruşturmasında evin sahibi, silahın sahibi, olay anında evde bulunan AKP’li vekil şüpheli bile değil.

Savcının, Nadira’nın arkadaşlarının ifadesine başvurduğu ancak olayı aydınlatmak yerine ‘fuhuş’ yapıp yapmadığını sorduğu ortaya çıktı.

Otopsi yapılmadığı, delillerin toplanmadığı, Kadirova ve evdeki diğer kişiler üzerinde parmakta swap analizi yapılmadığı, bedende birden fazla mermi çekirdeği olduğu ve cinsel taciz iddiaları birlikte ele alındığında, AKP’li vekilin korunmaya çalışıldığı izlenimi güç kazanıyor.

Kadirova’nın ruhsatlı mı yoksa kaçak yabancı işçi olarak mı çalıştırıldığı bile net değil.

***

AKP’lilerin karıştığı her olay 17/25'ten bu yana adeta kapatılıyor. Savcılar, soruşturmaları bulandırmak ve örtmek ile meşgul, aydınlatmak yerine.

Giresun’da Rabia Naz cinayetinde de, AKP’li bir vekilin yakının adı geçtiği için kapatıldı. Hatta, ‘cinayetin’ peşini bırakmayan babaya soruşturma açıldı.

Şirin Ünal’ın evinde yaşanan Kadirova’nın şüpheli ölüm vakası da aynı yolda ilerliyor.

Masun insanlara suç ürütme, küvezdeki bebekleri loğusa anneleri tutuklama, muhalifleri sudan bahanelerle hapse atma, siyasi talimatla gazeteci ve aydınları demir parmakların arkasına koyma yarışındaki savcılar, söz konusu iktidar mensupları olunca ört bast ve suçu aklama peşinde hukuku katlediyorlar. Hukuk önünde eşitlik, hesap sorulabilirlik rafa kalktığı için her türlü hukuksuzluğu yol olarak görüyorlar.

***

Kadirova vakasının aydınlatılması, şeffaflık ve eşitlik temelinde yürütülmesi de neredeyse imkansız gibi görünüyor. En azından şu ana kadar ki uygulama bunu gösteriyor.

Egemenlerin üstünlüğü hukukun siyasilerin elinde oyuncak olduğunun ve hukukun iktidar tarafından sadece muhaliflerini ezmek için bir ‘sopa’ olarak kullanıldığının delilidir…

Originally published at https://www.tr724.com on October 2, 2019.

--

--