Serçe Kuşu
YORUM | HAKAN ZAFER
Kalbur, biraz uzunca ip, azıcık buğday ve yirmi otuz santim bir çubuk.
Yağmur sızdırmasın diye “loğ” denen taşlarla düzeltilmiş toprak dam üzerinde kurulacak serçe tuzağına yeten alet edevatı saysam bu kadar.
Serçe avı kolay kolay olmasına da sonu kötü, bir çocuğun avucunu ancak dolduran bedeniyle “pır pır” ne demek öğreten kalp atışlarını hissedecek kadar yakın olduğunuz bir merhamet sınavına dönüşüyor.
Duymuş da biri hikâye ediyor değil ya, bir şey tuttum diye av merakını gidermeye kimse yeltenmesin, çoluk çocuk eziyet vermesin diye, serçe kuşu Mevla’ya “ etimi yiyen doymasın, onmasın (iflah olmasın)” diye niyaz edesiymiş.
Ağır da değil narinim, eti budu ne ki, bazen konduğu dalı bile kımıldatamayacak kadar var mı yok mu belirsiz.
Alışamayacak kadar aceleci, eksik. Sabırla yapacağı bir işi yok ki ağırdan alsın.
İnsan içinde yaşar, konargöçer değil. Saray gibi yuvası, altın kafesi var da ondan değil, ihtiyacı yok. O, bir duvar oyuğuna, ağacın kovuğuna, iki taş arasına kanaat etmişken, ona koca dünyayı dar edene şaşmamak elde değil.
Kiri saçağı da yok etrafa takılacağı ama onun da derdi çalı ile. Bülbülün dikene tahammülündeki gibi “Sonunda dilediğim var ne de olsa” diyemez. Bir varlığa kavuşamadığına mı, takılıp kaldığına mı yansın biçare.
Heybeti de yok. Ne kuyruğunu açsın diye karşısında bekleyeni heykel eden bir tavus, ne de Ali’ye nam verilen turna gibidir.
Bülbül gibi değil sesi, uzun uzun durdurup dinletemez, avazı bağı bahçeyi dolduramaz.
“Vay be! Mevlam nelere kâdir!” dedirtecek rengi, tüyü, kanadı, kuyruğu da yok. Kımıldamıyorsa dalda toprakta, gözünüzle seçmek için illa aramanız gerekir.
*****
Masumiyet için hep güvercin örnek verilir ya, serçe kuşu da ondan geri kalmaz. O da masum, o da mübarektir.
İnsanın gözünün önüne gelince duasına âmin ile içinden “Bile isteye serçelere kıyan onmasın!” diyesi geliyor.
Siz yine de minik bir serçe kuşu donmak üzereyken onu göresiniz diye pencerenizin önüne konarsa, içeriye alın. Ötüşü nağme olup sizi aşka düşürmez belki; ama olsun cik cik dolaşsın dursun garip…
Şiiri, şarkıyı, türküyü bülbüle yakıp yakıştırmada ne var, ruhu serçeyi seçene aşk olsun, helal olsun.
Originally published at http://www.tr724.com on June 24, 2019.