Growth @Trendyol

Turkish version further below.

Recently, we have placed our biggest focus on growing and developing the Trendyol Growth team with the right people, and on preserving our culture while doing so. The works, projects, campaigns, and growth led us to obtain productive results.

We have spent, and are still spending, most of our time on this.

This is because we have a big dream, and we will achieve that dream only as a team at maximum level.

This is because it is not easy to be a good team.

We focus on increasing the sphere of influence of every teammate of ours. The more the “influence” of the person increases, the more his/her happiness, sense of ownership, dedication, learning, excitement, and passion increase.

We say that each person should be a part of teams in which his/her presence or absence makes a big difference; only then, we will be more aware of being a part of a team, a task, a dream.

We want teammates that feel excited while talking about the task they are doing; that can’t wait to see the results; that read every comment from the customer one by one; and that shoulder both success and failure all together.

We want “speed” to be the superpower of our team, so we focus on shortening the time of converting an “idea” to an “output”. We want an output in any way :).

Of course, speed brings mistakes, too. This is the reason why we ask ourselves: If we are a team that has made no mistakes for a long time, don’t we try hard enough? As long as we do not repeat the same mistake and we do not make a mistake because of negligence, all “wrongs” are to lead us to “the right” faster.

Going faster means to put all your trust in the person you are running with, to tell less but express more, and to be short, clear, and direct. In case of trust, we can establish easier, shorter, clearer, and more sincere communications. We can be “who we are” as long as trust is there.

And for this reason, we expect that even the people who do not know each other at all put an eternal trust in each other only because we are a part of the same team and the same dream.

We call our team “Growth”. It is called Growth, because it neither means only the team that performs marketing, nor is about managing the budget, making our campaign productive, reaching out to more people with less budget. We have a responsibility and a task to do starting from the first time the customer and seller contact us until they turn into a long-term and happy customer and seller.

We say that we are responsible for making the customers and sellers grow in the long run and in a healthy way.

This definition includes avoiding doing anything that we cannot maintain 5 years later, but instead, building permanent structures and world-quality systems. We have a platform and an ecosystem that we need to take one step further every day than the previous day.

We are of the opinion that the only requirement for a team from Turkey to turn into a technology company with the biggest positive impact in the geography we are in is to be a team at the maximum level and this is also a requirement for our dream. This is because only the great teams can accomplish great things.

Given where we were 4 years ago and where we have reached today and considering how far we can go within 5 to 10 years ahead, our excitement increases even more.

These are all the factors, which make us excited, make our heartbeat faster, make us think that how we are at the beginning of the road while fictionalizing the 5–10 years ahead, every day, at every new interview, whenever we add a new teammate to the team and when we are talking of our dreams with the team.

“One Dream One Team” phrase is hung on the walls at Trendyol office, on the background images of the team, in our banners and is mentioned frequently in our conversations. This is what the “one dream” motto means for us and we believe that the “one team” can realize that dream for us.

— — — — — — — — — — — — -

Turkish version:

Growth @Trendyol

Son yıllarda Trendyol Growth ekibini doğru insanlarla büyütmek, geliştirmek ve bunu yaparken de kültürümüzü koruyabilmek en büyük odak noktamız oldu. İşler, projeler, kampanyalar, büyüme; hep sonra, bir sonuç olarak geldi.

En çok zamanımızı buna harcadık, hala da harcıyoruz.

Çünkü büyük bir hayalimiz var ve o hayali ancak en üst seviyede bir takım olarak yapabileceğiz.

Çünkü iyi bir takım olmak kolay değil.

Her takım arkadaşımızın etki alanını arttırmaya odaklanıyoruz. Çünkü kişinin “etki”si arttığında mutluluğu, sahipliği, dedikasyonu, öğrenmesi, heyecanı, tutkusu; hepsi artıyor.

Her bir kişi; varlığı ile yokluğu arasındaki farkın yüksek olduğu takımlarda olmalı diyoruz, ancak o zaman bir takımın, bir işin, bir hayalin parçası olduğumuzu daha iyi hissederiz.

Yaptığı işi anlatırken heyecanlanan, sonuçlarını görmek için sabırsızlanan, müşterinin yazdığı her yorumu tek tek okuyan, başarıyı da başarısızlığı da birlikte sırtlayan takım arkadaşlarımız olsun istiyoruz.

Ekibimizin süper gücü “hız” olsun istiyoruz, o yüzden bir “fikri” bir “çıktı”ya dönüştürme süresini kısaltmaya odaklanıyoruz. Biraz kırık dökük çıksın ama çıksın istiyoruz :).

Hız ile hata yapmak da geliyor tabi. Uzun süredir hata yapmayan bir ekipsek, yeteri kadar denemiyor muyuz acaba diye kendimize sorma sebebimiz de bu. Aynı hatayı tekrarlamadığımız, özensizlikten hata yapmadığımız sürece, bütün “yanlışlar” daha hızlı doğruya götürmek için çünkü.

Hızlı gidebilmek demek, birlikte koştuğun kişiye koşulsuz güvenmek, az söyleyerek çok anlatmak, kısa, net, direkt olmak demek. Güven olunca, daha kolay, daha kısa, daha açık, daha samimi iletişim kurabiliyoruz. Güven oldukça “kendimiz” olabiliyoruz.

Ve bu yüzden, sırf aynı takımın, aynı hayalin bir parçası olduğumuz için, birbirini hiç tanımayan insanların bile birbirine sonsuz güvenmesini bekliyoruz.

Ekibimize Growth diyoruz. Growth çünkü sadece pazarlama yapan ekip demek değil, bütçeyi yönetelim, kampanyamızı verimli yapalim, daha çok insana daha az bütçeyle ulaşalım demek değil. Müşterinin, satıcının bizle ilk tanıştığı iletişimden, uzun vadeli ve mutlu bir müşteriye, mutlu bir satıcıya dönüşene kadar her adımda sorumluluğumuz, işimiz var.

Müşteriyi ve satıcıyı uzun vadeli ve sağlıklı büyütmekten sorumluyuz diyoruz.

Bu tanımın içinde; 5 sene sonra devam ettiremeyeceğimiz hiç bir şeyi yapmamak var, kalıcı yapılar; dünya kalitesinde sistemler kurmak var. Her gün bir önceki günden daha ileri götürmekten sorumlu olduğumuz bir platform; bir ekosistem var.

Türkiye’den çıkan bir takımın, bir teknoloji şirketinin, içinde bulunduğumuz coğrafyanın en büyük pozitif etki yaratan şirketi olması için, hayalimiz için, tek şartın en üst seviyede bir takım olmaktan geçtiğini düşünüyoruz. Çünkü ancak çok iyi takımlar, çok büyük işler başarabilir.

4 sene önce nerede olduğumuza, bugün nereye geldiğimize, önümüzdeki 5–10 sene gidebilecek ne kadar yolumuz olduğuna bakınca heyecanımız daha da artıyor.

Her gün, her yeni görüşmede, takıma her bir ekip arkadaşımızı katarken, takım ile hayallerimizi konuşurken, heyecanlanmamıza sebep olan, kalbimizi hızlandıran, önümüzdeki 5–10 yılı kurgularken yolun ne kadar başında olduğumuzu düşündüren bütün bunlar.

“One Dream One Team” yazar çokça Trendyol ofisinde, ekibin arka planındaki görsellerde, konuşmalarımızda, afişlerimizde. İşte oradaki “one dream”, bu hayali gerçekleştireceğine inandığımız “one team” bizim için bu.