Photo via Anxiety Be Gone

Anksiyete ile baş etmeme yardımcı olan film ve diziler

Gürcan Öztürk
9 min readNov 29, 2016

--

Çağımızın hastalığı anksiyete. ‘Anksiyetem tuttu yine, bu durum bende anksiyete yapıyor, panik ataklarla uğraşıyorum bu ara’ gibi cümle kalıplarından en az bir tanesini mutlaka duymuşsunuzdur. “Anksiyete de ne yahu?” diyenleri de elbette. Bu sebeple modern ve son derece bilinçli bir kadın olan annemin bile henüz tam olarak ayrımına varamadığı anksiyete kavramının küçük bir tanımını yapmakla başlamanın faydalı olacağını düşünüyorum.

Anksiyete nedir?

Anksiyete veya endişe, canlılarca deneyimlenen kaygı, korku, gerilim, sıkıntı halinin genel adı olarak anılıyor. Nedeni belli olmayan tedirginlik hali olarak da açıklanabilir. Anksiyete bazı kuramcılara göre yaşanan iç çatışmaların sonucunda ortaya çıkarken bir kısmına göre ise öğrenilmiş davranışlar olma eğilimi gösteriyor.

Terleme, titreme, çarpıntı vs. gibi bedensel belirtileri görülebiliyor. Başına kötü bir şey geleceğini düşünme, rezil olmaktan veya komik duruma düşmekten korkma gibi bilişsel (düşünsel), fakat çoğu kez nedeni belirsiz, tanımlanamayan bu gerginlik durumu haliyle kişiyi yoruyor.

Anksiyete, genelde kavramsal, somatik, duygusal ve davranışsal bileşenlere sahip olmak biçiminde tanımlanıyor (Seligman, Walker & Rosenhan, 2001). Kan basıncı ve kalp atışının artması, terleme, ana kas gruplarına ani kan akışının hücum etmesi nedeniyle kaslarda gerginlik, bağışıklık ve sindirim sistemi fonksiyonlarının yavaşlaması gibi fiziksel etkiler meydana getiriyor. Bunlara ek olarak mide bulantısı, el ve ayaklarda soğukluk, titreme ,üşüme hissedilebiliyor.

Photo via demilked.com

Duygusal açıdan ise hastalık korku ve panik hissine neden oluyor. Kişi her şeyi olabilecek en olumsuz yönüyle ele alırken, moral seviyesi en alt düzeye düşüyor. Davranışsal olarak hasta, anksiyete kaynağından kaçma eğilimi gösterdiği içinse tedavi süreci genelde uzun periyotlara yayılıyor. Yine de anksiyeteden sadece patolojik bir durummuş gibi bahsetmek yanlış olur. Bu his, korku, kızgınlık, üzüntü ve mutluluk gibi duygularla beraber gelen, insanoğlunun hayatta kalmasıyla bağlantılı temel duygulanımlardan yalnızca birisi.

Bilinçli olun!

Bu kadar bilimsel açıklamanın yeterli olacağını varsayıp bu yazıyı neden yazıyorum?’un cevabını verip içeriğe giriş yapmak istiyorum. Efendim bendeniz 2010 senesinden beri dönem dönem anksiyete ve yoğun panik bozukluklarla mücadele içerisindeyim. Yeniyorum yeniliyorum, düşüyorum kalkıyorum derken bugünlere dek geldik. Her yılın Kasım ve Aralık ayları benim için kabus gibi geçer bu yılda da yanılma payı olmaksızın kendimi anksiyetenin panik dolu soğuk misafirhanesinde buluverdim.

‘Hımm demek burada boşuna o kadar pozitif olun, iyimser olun tarzı yazılar yazmıyormuş’ dediğinizi duyar gibiyim haklısınız hepsi bu yüzden. Beni ilk zamanlarımdan beri takip edenler bu rahatsızlığımı bilirler çünkü bazı yazılarımda ufak da olsa bahsetmişliğim vardır. Neyse konuyu dağıtmadan girizgahımı tamamlamak istiyorum. Maalesef çoğu insan anksiyete konusunda bilinç sahibi değil ve hastalıkla boğuşanları yaptıkları yorumlarla, gösterdikleri tepkilerle daha da içinden çıkılmaz bataklıklara itebiliyorlar. Her şeyden önce deneyimli bir psikiyatr, gerekirse ilaç tedavisi, biraz toparlandıktan sonra yoga ve nefes egzersizleri kişisel önerimdir. Bunlarla beraber konuya ilişkin kitaplar ve makalelerle de muhakkak haşır neşir olunması gerekiyor. Anksiyete öldürmüyor, öldürüyormuş gibi yapıp dalgasını geçiyor.

Doğru dizi ve filmlerle iyi hissetmek mümkün

İlaçlar bir yana anksiyete sürecinde kişiye motivasyon aşılayacak onu neşelendirip kaygı veren düşüncelerden uzak tutacak etkinlikler bunca yıllık tecrübemin ardından diyebilirim ki en önemlisi. Şansınız varsa sosyal anksiyeteyi karşınıza alıp kendinizi dışarı atın. Biliyorum zor ama yanınızda anlayışlı arkadaş/arkadaşlarınız varsa hastalığı kolayca atlatacaksınız. Dışarı çıkamayacak kadar kötü durumdaysanız (şu an benim içinde olduğum durum) o zaman tek çare dizi ve filmler. Ama doğru seçilmiş olanlar. Ki bunlar genelde komedi, romantik komedi ve yer yer durağan bağımsız sinema örnekleri olabilir. İşte benim izlediklerim ve faydasını gördüğüm yönleri….

Hope Springs (Aşk Yeniden) 2012

Film 30 yıllık evliliği devirmiş sadık bir çift olan Kay ve Arnold’ın hikayesini anlatıyor. Kay sıradanlaşan evlilik hayatını biraz canlandırmayı ve kocasıyla yeni bağlar kurmayı istiyor. Tam da bu sırada karıştırdığı kitaplardan birisinin içinde küçük bir kasabada faaliyet gösteren, meşhur çift terapistinin adını görünce, şüpheci ve bildiğinden şaşmayan kocasını, bir hafta evlilik terapisi almak üzere uçağa binmek için ikna etmeyi başarıyor.

Birbirlerine aşık olmalarını sağlayan o kıvılcımı yeniden bulmak isteyen Kay ve Arnold’u izlerken ben sık sık gülümsedim. Duygu dozu oldukça iyi ayarlanmış olan yapım mesaj kaygısı gütmesine rağmen bunu izleyiciye yansıtmamayı başarıyordu. Değişmez gibi görünen şeylerin biraz çabayla nasıl da eski haline döndürülebileceğini yeniden anlamamı sağladı. Film bitince kendime “Anksiyete için de aynısı geçerli değil mi? Biraz özveri, kendine güvenle eski motivasyonunu geri alabilirsin” dedim.

Modern Family (Modern Aile) 2009-….

Dizi 3 akraba ailenin ilişkilerini The Office tarzı belgesel benzeri bir anlatım ile aktarıyor üstelik bu ailelerden biri Vietnam’lı bir kız çocuğunu evlat edinmiş olan gay bir çift.

Photo via usanetwork.com

Modern Family’nin ilk üç sezonunu üniversitedeyken izlemiş sonrasında yoğun ders programım ve ilgilenmem gereken projeler yüzünden yarıda bırakmıştım. Şu an 6. sezondayım ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki tüm dertleri olduğu gibi çöpe postalayıp anı yaşamamı sağlayan ender dizilerden. Hepsinden önemlisi aile bağlarının, sağlam kurulmuş akrabalık ilişkilerinin üstesinden gelemeyeceği şeyin olmadığını görmenizi sağlaması. Bu üç ailenin yer yer trajikomik maceralarını izlerken anksiyete kelimenin tam anlamıyla bozguna uğruyor.

Amélie 2001

İki saatlik bu harika Fransız filmini izlemeyen kaldı mı bilmiyorum ama yine de konusundan bahsedeceğim. Paris’te garsonluk yaparak, kendine özgü bir dünyada yaşayan saf, çekingen ve masum bir kız olan Amelie’yi odak alıyor yapım. Annesinin beklenmedik ölümü, babasının soğuk tavırları ve yaşadığı travmalar sonucu, sevimli ve boş şeylerle uğraşarak kendisine eğlence yaratmaya çalışsa da aslında hayatı sıkıcı bulduğu için kendisini son derece yalnız hissediyor. Bu kısır döngü Amelie’nin evde bulduğu bir kutuyu ve onun aracılığıyla sahibini keşfetmesiyle birlikte bir anda bıçak gibi kesiliveriyor… Amelie aşık oluyor.

Amelie’yi yıllar önce izlemiş ve etkisinden uzun süre kurtulamayıp zaman zaman tekrar izler olmuştum. İçinde bulunduğum anksiyetik ruh halinde elbette ki yine yeniden keyifle izledim. Her seferinde olduğu gibi bana tuhaf olmanın garip bir şey olmadığını aslında seçim gibi gözükse bile şartlar tarafından buna mecbur bırakıldığımızı gösterdi. Anksiyete’de tam olarak bu değil mi zaten? Sizin üzerinizde sizden güçlü ve bağımsız olgular sizi toplum tarafından “tuhaf” olarak adlandırılan haller içerisine sokuyor.

The Big Bang Theory 2007-….

The Big Bang Theory’yi lise yıllarımdan beri her sezon kaçırmadan takip ederim. Zira dizi en büyük zevkleri kuantum fiziğine kafa yormak olan üstün zekalı iki arkadaş, güzel bir kızla karşılaşırsa ne olur? sorusuna yanıt ararken tam 10 yıl geçti.

Photo via WallpaperMade

O karşılaşmanın ardından bir çok büyük patlama gerçekleşti. Diziye yeni karakterler eklendi ama değişmeyen tek şey Sheldon karakterinin benim üzerimde Selectra’dan daha güçlü bir antidepresan etkisi yaratması oldu. Kendisi de sosyal anksiyetik ve son derece megaloman olan Sheldon’ın sarkastik yeteneğini izlerken kötümserlik anlamını kaybediyor.

Photo via Quotesgram

Four Christmases (Zoraki Tatil) 2008

Şans eseri fırsat verdiğim bu film Vince Vaughn ve Reese Witherspoon’un pozitif oyunculukları sayesinde içinde oturduğum enkazı aniden neşe dolu bir tatil köyüne dönüştürmeyi başardı. Yılbaşı tatili için ailelerini atlatıp gizlice şehirden tüymeye çalışırken kötü hava koşulları yüzünden uçuşların iptal olması, üstüne yerel basın tarafından haber malzemesi olmaları da eklenince aileleri ile zoraki bir tatile mecbur kalan Brad ve Kate’in maceraları bazı sahnelerde katılarak gülebilmemi sağladı.

What Women Want? (Kadınlar Ne İster?) 2000

Mad About You ile aşık olduğum Helen Hunt’la Braveheart sayesinde taptığım Mel Gibson’ı bir araya getiren What Women Want benim için daima en etkili antidepresanlardan olacak. Başarılı bir reklamcı olan Nick Marshall’ın geçirdiği ufak bir kazanın ardından kadınların akıllarından geçenleri okuyabilmesi etrafında şekillenen hikaye o denli kaliteli oyunculuklar ve temiz bir anlatım içeriyor ki sizi sadece kendisine odaklayarak o an ne düşünüyorsanız içinden çekip çıkartıyor. Üstelik hassasiyetle yüzünüzü gülümsetip kalbinizi ısıtarak.

Photo via movpins.com

Captain Fantastic (Kaptan Fantastik) 2016

119 dakikalık umut dolu bir film Captain Fantastic. Altı çocuğuyla birlikte şehirden ve insanlıktan uzak, ormanlık bir bölgede yaşayan Ben ve Leslie’nin hikayesi. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin politikalarına ve toplumsal normlara muhalif bir karakter olan Ben çocuklarına zorlu doğa şartlarında hayatta kalabilmek için her türlü eğitimi veriyor ancak herhangi bir resmi eğitimleri bulunmayan bu çocukların anneleri bipolar bozukluğu bulunan Leslie’nin hastaneye yatırılmaya mecbur kalması, sonra da intiharıyla tüm düzenleri alt üst oluyor. Leslie’nin zengin ve muhafazakar babası Jack kızının Hristiyan töreniyle gömülmesi için ısrarcı olduğunda Ben ve çocukları, Leslie’ye kendi istediği şekilde son görevlerini yapabilmek için, çocukların hiç alışık olmadığı bir dünyada zorlu bir mücadeleye başlıyor.

Düzene karşıt alternatif bir hayat yaratma mücadelesindeki insanların ne olursa olsun düzene çekilişlerini gördüğüm film izlediğim en güzel sosyal bilim odaklı yapımlardandı. İçinde Karl Marx, Noam Chomsky geçen filmler bulmak özellikle bu aralar zor çünkü. Film anksiyetede doğaya dön kendini bul, ruhunu serbest bırakla başlayan süreçlerin toplumsuzluk, şehirsizlik, düzensizlik fikriyle çatışmalarını sorgulamamı sağlaması bakımından da faydalı oldu.

Photo via drodd.com

Inside Out (Ters Yüz) 2015

Doğrudan duygularla alakalı olan bu kusursuz ve bol ödüllü animasyon her anksiyete hastasının mutlaka izlemesi gereken filmlerden. Babasının yeni işi nedeniyle Amerika’nın orta kesiminden San Francisco’ya taşınan Riley’nin, yeni ortamına uyum sağlamakta güçlük çekmeye başlamasıyla açılış yapan hikayede hepimiz gibi davranışları, duygularından etkilenen Riley’nin beynindeki duygu merkezinde yaşayan Neşe, Öfke, Korku, Tiksinti ve Üzüntü, genç kızın hareketlerinde büyük rol oynuyor. Git gide değişen Riley’nin yeni yaşamındaki çalkantılar duygu merkezinde bir süre sonra krize neden oluyor. Neşe, olaylara olumlu yanından bakmaya çalışsa da diğer duygular yeni şehir, okul ve yaşama karşı farklı reaksiyonlar göstererek Riley’i depresyona sokuyor.

Inside Out’u izlerken ‘Acaba kafamın içinde gerçekten böyle şeylerin olma ihtimali var mı?’ dediğimi size itiraf etmeliyim. Tamamen duygusal çatışma odaklı gitmeyip yaşantıları da anlatısına ekleyen filmde özellikle “Neşe”yi temsil eden karakterin telkinleri tek başına birer psikoterapi seansı olarak bile işlev görebilir. Film beni olaylar karşısında daha olumlu düşünmeye itmekle kalmadı neşenin gücünü bir kez daha görmemi sağladı.

Irrational Man (Mantıksız Adam) 2015

Woody Allen filmleri benim için anksiyete mücadelesinde her zaman güzel birer tercih olmuştur. Irrational Man onlardan en son izlediklerim arasında yer aldığı için listeye ekliyorum yoksa tüm Allen külliyatı iyidir güzeldir, çekincesiz izleyebilirsiniz.

Photo via screenhall.com

Konusuna gelecek olursak; Orta yaş krizi nedeniyle büyük bir varoluşsal boşluğa düşmüş olan, hayatta hiçbir şeyden artık keyif alamayan yani anksiyete ile mücadele eden Abe Lucas’ın hikayesini anlatıyor film. Küçük bir şehirde üniversite felsefe hocalığı yapan Lucas öğrencilerinden biri olan Jill ile girdiği arkadaşlıkla biraz olsun toparlanmaya başlıyor. Ancak bir gün restoranda otururken kulak misafiri olduğu bir konuşma hayata bakışını değiştirip, ona yaşamak için yeniden mantıklı sebepler sunmaya başlıyor. Gerçekten mantıklı mı acaba?

Sosyolojik, psikolojik ve felsefi boyutlu Irrational Man kara mizahın güzel örneklerinden. Anksiyete hastaları genelde karşılarında başka bir anksiyete hastası görüp onunla konuşup paylaşınca iyi hissederler (kendimden biliyorum) Bu film biraz öyle bir film. Ana karakter size doğrudan doğruya kendisini anlatmasa da siz onu anlıyorsunuz. Mantıklı ya da mantıksız tartışılır ama benim sakinleşmemde gayet mantıklı süreçlere hizmet ettiği aşikar.

Photo via series-80.net

Desperate Housewives (Umutsuz Ev Kadınları) 2004–2012

Sekiz sezon boyunca tek bir bölüm bile sıkmadan merakla kendisini izleten ve artık kült diziler kategorisine yerleşmiş olan Desperate Housewives aynı sokakta komşu olarak yaşayan dört ev kadınının trajikomik hikayelerine yoğunlaşıyor. Zekice yazılmış senaryosu, birbirinden komik sahneleri ve bol sürprizli sezon finalleriyle zamanında derdime az derman olmamıştı. Bazen hala rastgele bölümlerini açıp izlerim. Özellikle Susan karakterinin panik atak halleri, Bree’nin kıvrak zekası ve Gabrielle’in Hımm demek öyle, o zaman böyle tavrı kesinlikle hoş zaman geçirme garantili.

Friends (Sıkı Dostlar) 1994–2004

Tabi ki en iyisini en sona sakladım. Yaklaşık üç kez baştan sona izlediğim on sezonluk bir mucize Friends benim için. Herkesin hayatının filmi, kitabı, albümü ve dizisi vardır benim hayatımın dizisi şüphesiz Friends. Art arda iki bölüm izlemek bile kendimi fazlasıyla iyi hissetmeme yetip artıyor. Rachel, Monica, Phoebe, Ross, Joey ve Chandler’ın dünyası tüm dertlerimden silkelenip kendime gelmemi sağlıyor.

Photo via TV Guide

Monica karakterinin kontrolcü ve takıntılı tutumunun tamı tamına benimkine benzemesi de üzerine tuz biber ekiyor. Her bölümü özel, her bölümü altın değerindeki Friends’i hala izlemediyseniz ve anksiyete illetiyle boğuşuyorsanız hiç durmayın hemen başlayın.

*Eğer sizin de eklemek istediğiniz film & diziler varsa yorum kısmına bırakabilirsiniz. Mutlu kalın.

Notlar:

  • Yazının ilk kısmında yer alan anksiyete ile ilgili genel bilgiler için wikipedia’nın Anksiyete sayfasına başvurdum.
  • İçeriklerinden tam olarak emin olamadığım ve önceki yıllarda izlediğim filmlerin konuları noktasında sinemalar.com ‘dan alıntılar yapıp bunları düzenleyerek yazıma ekledim.

--

--