Hayalinizi Kodlayın: Hikayem Nasıl Başladı?
WWDC19 ve WWDC18 Scholarship kazananlarından biri olan Sergen Gönenç’in kodlamaya nasıl başladığını öğrenin!
Hepinize merhabalar! 👋 Bugün Nadin’in yazısında açtığı yoldan devam ederek ben de bu yazımda Ankara’daki evimden San Jose’ye uzanan yazılım hikayemi sizlere anlatacağım. Buradaki diğer yazıların aksine, benim de yazım oldukça kişisel olacak; umarım sizin de bir şeyler edinebileceğiniz, ilham alabileceğiniz yerler olur 😊
Öncelikle kendimi tanıtarak başlayayım: Ben Sergen. Yazılıma ve özellikle Apple dünyasına merakı olan 11. sınıf öğrencisiyim. Kodlama dünyasına ilk adımlarımı yaklaşık 5–6 yıl önce attım. App Store’da iki uygulama yayınladım ve WWDC18 ve WWDC19 konferanslarına WWDC Scholarship sayesinde katılma hakkına sahip oldum.
Aslında çok küçüklüğümden beri bilgisayarlarla ve teknolojiyle ilgileniyordum ve okulda bilgisayar dersinde ilk defa yazılımla tanıştığım anda tutuldum diyebilirim. Bu ilgim aynı şekilde uzun süredir devam eden Apple merakımla da birleşince kendimi bir anda Apple yazılım dünyasında buldum. Tabii ki aradaki hikayeyi atlayamayız, o yüzden önce yazılım geliştirmeye nasıl başladım, onu anlatayım 🙂
Kodlamaya Nasıl Başladım?
Kodlamayla tanıştıktan sonra doğal olarak yapmak istediğim ilk şey, küçüklükten beri hayranı olduğum Apple dünyası için bir uygulama yazmaktı. Ancak büyük bir problemim vardı: nereden başlayacağımı bilmiyordum. İnternette biraz araştırma yaptım, ancak bulduğum kaynaklar (özellikle o zamanın programlama dili olan Objective-C kaynakları) bana karmaşık geldi. Sonra da bir gün Turkcell’in yazılımla ilgili sosyal sorumluluk projesi olan Geleceği Yazanlar’ı gördüm. Siteye kaydoldum ama oradaki iOS içerikleri de karmaşık geldi (meğerse sonradan anladım ki eğitimlere bakmaya sondan başlamışım 😄)
Sonra bir gün gelen kutumda daha sonra hayatımı değiştirecek olan bir mesaja rastladım: Turkcell Teknoloji Zirvesi’ne bir davetiye gelmişti. Etkinliği internette daha önce görmüştüm ve büyük bir etkinlik olduğunu bildiğimden orada bana yardım edebilecek birilerini bulabileceğimi düşündüm, ailemi ikna ettim ve iki günlüğüne İstanbul’a gittik. Orada Geleceği Yazanlar ekibiyle tanışıp uygulama yazmak istediğimi anlattım, hatta Turkcell’in CEO’su ve ekibiyle de tanışma şansım oldu. Bana bu konuda yardımcı olacaklarını söylediler ve onların sayesinde, Geleceği Yazanlar ekibindeki bir yazılımcıdan yaklaşık bir ay boyunca eğitim alarak, ilk uygulamam olan Sorumattik’i App Store’da yayınladım.
Daha sonra da iOS dünyasında Ray Wenderlich ve tabii ki Stack Overflow gibi kaynaklardan yararlanarak ilerlemeye devam ettim. Bu arada da Türkiye’de Google Maps uygulamasının olmadığını gördüm ve ikinci uygulamam olan GO! Maps’i App Store’da yayınladım.
WWDC Scholarship Hikayem
Bir teknoloji ve Apple hayranı olarak WWDC’yi evde ilk izlediğimden beri bir gün katılabilmenin hayalini kurmuşumdur. Bunun sonucu olarak da Apple’ın WWDC Scholarship programı ile öğrencileri geliştirdikleri projeye göre değerlendirerek konferansa burslu olarak davet ettiğini görünce ben de başvuru yapmaya başladım. 2015'de ve 2016'da başvuru yaptım ancak ikisinde de reddedildim. 2017'de küçük bir aradan sonra, bir sonraki başvurumda konferansa gitmeye gerçekten kararlıydım, hatta tarihler duyurulunca okuldan izin alıp neredeyse bütün zamanımı kodlamaya ayırdım.
2018'de başvurmanın koşulu olarak bir Swift Playground hazırlamamız isteniyordu, bu sayede ben de iki haftada sıfırdan Swift öğrenip coğrafi dönemleri ve kıtaların ayrılışını anlatan Swiftgaea adındaki uygulamamı yaparak sonunda Swift dünyasına ilk adımımı atmış oldum. En önemlisi de, yazdığım bu uygulama sayesinde ilk kabulümü aldım ve Haziran’da San Francisco’ya yola koyuldum!
Tahmin etmiş olabileceğiniz gibi WWDC öyle bir deneyimdi ki, daha dönüş uçağında özlemeye başlamıştım; bunun için de aynı heyecanla WWDC19 duyurulduğu anda Scholarship için çalışmaya başladım. Bu yıl uygulama yazmak için sadece 10 gün verildi, o yüzden son ana kadar kod yazdım ve bu seneki uygulamam olan, makine öğrenmesi sayesinde yazı ile ilgili bir öğrenme güçlüğünü algılayan DysgraphAI’ı yaptım. Bu yılki başvurular epey zorlayıcıydı ancak -beni de şaşırtacak biçimde- yine kabul almayı başardım
WWDC Scholarship Deneyimim
WWDC’deki deneyimim, gerçekten hayallerimin de ötesindeydi; San Francisco’ya olan uçaktan İstanbul’a dönene kadar, baştan sona inanılmazdı. WWDC havası daha uçağa binmeden hissediliyordu, hatta uçağa giderken Emirhan ile de tanışmıştım (o zaman TurkishKit’i bilmiyordum daha tabi 😀) Türkiye’den diğer WWDC katılımcıları ile de sohbeti bol geçen bir uçak yolculuğundan sonra San Francisco Havamlimanı’na indik, oradan da San Jose Üniversitesi’nde Apple’ın bize sağladığı yatakhanelere geçtik.
Bir sonraki sabah ise McEnery Convention Center’da kahvaltı edip yaka kartlarımızı aldıktan sonra bizi “gizli bir yere” götürecek olan otobüslere bindik ve indiğimizde Apple Park’taydık! Oradaki açık büfeden bir şeyler atıştırdıktan sonra görevliler bizi bir yere götürmeye başladı ve bir baktık ki önümüzde Steve Jobs Theater! Sadece bir sene önce hayatımda gidebileceğimi bile düşünmediğim derecede müthiş bir yeri bizzat görüyordum. Orada Apple yöneticilerinin ve mühendislerinin bize çevre ve erişilebilirlik gibi konulardaki sunumundan sonra sıra toplu fotoğraf çekimine gelmişti. Çekimde her şey normal gidiyordu, ta ki 350 kişilik Scholar topluluğunun arasında bir Apple çalışanı belirene kadar: Apple CEO’su Tim Cook’un ta kendisi!
Daha sonra WWDC konferansında da her yıl evden izlediğim Keynote’u ilk defa kendim deneyimleme şansım oldu, ve tahmin edebileceğiniz gibi, müthişti. Yeni duyurulan iOS 12 ve macOS Mojave sürümlerini Apple’ın inanılmaz hızlı internetinden indirdikten sonra yeni özellikler hakkında bilgi edinebildiğimiz Session’lar ve bence en önemlisi, Apple mühendislerinden birebir yardım ve tavsiye alabileceğimiz Lab’lar başladı.
En sonunda da bu inanılmaz haftayı WWDC’nin geleneksel etkinliği olan Bash ile kapattık. Oradaki Panic! at the Disco grubunun konseri ve festival ortamı bir başkaydı.
Kısaca diyebilirim ki, WWDC18 kesinlikle hayatımın şu ana kadarki en iyi haftasıydı. Ona yaklaşabilecek (belki geçebilecek) bir hafta varsa onun önümüzdeki WWDC19 olduğunu düşünüyorum 😀
Geleceğe Yönelik
Şu anda 11. sınıftayım, yani lise serüvenim henüz bitmedi ama sonuna giderek yaklaşıyoruz. Aynı WWDC gibi çok küçüklükten beri hayalim, eğitimime Amerika’da Stanford veya MIT gibi seçkin bir üniversitede, bilgisayar bilimi alanında devam etmek. Daha sonrası içinse, Apple gibi bir şirkette birkaç yıl çalışıp sonra startup dünyasına girmeyi planlıyorum.
Güncelleme: Stanford’a kabul edilmedim. Bütün hayaller anında gerçekleşecek diye bir şey yok ya. 😁 Şimdi ise 19 üniversiteye daha başvuruyorum, bakalım hayırlısı artık :)
Peki buradan ne çıkıyor?
Bütün bu deneyimlerimden elde ettiğim asıl şey şu: Eğer uğraştığınız şeyi gerçekten seviyorsanız, ve hayallerinizin peşini bırakmıyorsanız, gerçeğe dönüşmemeleri için hiçbir sebep yok 😉
Yazılım ile uğraştığım 5–6 yıl boyunca edindiğim diğer deneyimlerimi de paylaşayım:
- Öncelikle asla pes etmeyin, bir hatanın sizi yolunuzdan çevirmesine izin vermeyin. Yazılımın temel şartı bu bence.
- Kendinizi “hiçbir şey bilmiyorum”, “asla yapamayacağım”, “diğerleri zaten benden daha iyi” gibi düşüncelere kaptırmamaya çok dikkat edin. Emin olun ki dünyadaki en deneyimli yazılımcılar da öyle düşünüyor 🙂
- Yeni şeyler denemekten sakın korkmayın. Unutmayın ki değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.
- Google’ı iyi kullanmayı, genel olarak iyi araştırma yapmayı öğrenin, hep yanınızda olan yol arkadaşınız o olacak çünkü 🤓
Hepinizin hayallerinin gerçekleşmesi dileğiyle… 🚀
