SAĞLIKLI YAŞAM

Vücudumuzdaki Yağ Dost mu Düşman mı?

Zaman zaman vücudumuzda varlığından rahatsızlık duyduğumuz yağ, bu muameleyi hak ediyor mu?

Rumeysa Yolcu
Yazı Rehberi

--

Vücudumuzdaki yağ, genel olarak fazla kalorilerin depolandığı yer olarak kabul ediliyor.

Fazla kilolu yani yağ deposu fazla olan insanların çok yediği için bu durumda olduğu düşünülüyor.

Hatta basit bir denkleme indirgeniyor: çok yersen kilo alırsın, aç kalırsan kilo verirsin.

Bu yaklaşımlar ne kadar doğru?

Vücudumuz bir makine değil. Bu kadar basit bir matematik formülüne göre işleyen bir makine ise hiç değil.

Kaynak: Canva

Vücudumuz, karışık biyolojik sistemlerden oluşuyor. Her sistem birbiriyle bağlantılı olarak çalışıyor ve asla tıkır tıkır saat gibi işleyen belirli bir çalışma düzeni yok.

Bilim insanları, hala insan vücudunun gizemini tam olarak çözememişken vücudumuz hakkında kesin yargılara varmak pek de mantıklı gözükmüyor.

Yağ Dokusu Nedir?

Vücut yağından bahsettiğimizde aslında vücudumuzun çeşitli yerlerinde yağ depolayan özelleşmiş hücrelerden bahsediyoruz. Bu yağ hücreleri derinin hemen altında veya diğer organlar arasındaki boşluklarda bulunan “yağ dokusu”nu oluşturuyor.

İnce destekleyici bağ dokusu şeritleriyle çevrelenmiş yağ hücrelerini gösteren yağ dokusu örneğinin renkli taramalı elektron mikrografı (SEM) © Science Photo Library

Bilim, kendini her geçen gün yeniliyor. Eskiden yağ dokusu, sadece yağ depolayan basit bir doku olarak düşünülürdü ancak son yıllarda yağ dokusunun biyolojisi ve biyokimyası üzerine yapılan çalışmalar arttı. Bu çalışmalar sonucunda yağ dokusu artık “endokrin organ” olarak kabul ediliyor.

Yani bizim fazlalık olarak gördüğümüz ve kalori deposu olarak düşündüğümüz vücudumuzdaki yağ, aslında bir organdır.

Yağ dokusu, sinir hücreleri ve kan damarları içerir; vücudumuzdaki diğer organlarla hormonlar aracılığıyla iletişim kurar. Vücut sağlığının düzenlenmesinde birçok önemli işlevi vardır.

Yağın Vücudumuzdaki İşlevleri

  • Yağ dokusu, enerji depolamanın mükemmel bir yoludur. Yediğimiz yiyeceklerdeki fazla enerjiyi, yağ depolarına dönüştürür. Depolanmış enerji kaynağı sağlar.
  • Açlık ve tokluk sinyalleri ile enerji dengesinin korunmasında rol alır. Beyne yağ depolarımızın durumu hakkında bilgi göndererek sindirimimizi, iştahımızı ve davranışlarımızı etkiler.
  • Vücutta geniş bir dağılıma sahiptir ve mekanik koruma sağlar, darbelerin etkisini yumuşatır (yağ dokunuz olmadan sandalyede oturmaya çalıştığınızı düşünün).
  • Vücudumuza şekil verir. Organlarımızı yerinde tutan karmaşık bağ dokusunun bir parçasıdır ve yüzümüzün bizi tanınabilir kılan hatlarının oluşmasında rol oynar.
  • Bir endokrin organ olarak birçok hormonun sentezinden ve salgılanmasından sorumludur. Bu hormonların besin alımının kontrolü, açlık ve tokluğun düzenlenmesi, insüline duyarlılığın kontrolü, bağışıklık sisteminin düzenlenmesi gibi görevleri vardır.
  • Deri altı da dahil geniş bir dağılıma sahip olması nedeniyle vücut sıcaklığının korunmasında önemli rol oynar. Isı kaybını azaltan bir yalıtım örtüsü görevi görür.
  • Hücre zarının yapısında bulunur. Cinsiyet hormonları (testesteron, östrojen vb.), sentezinde görev alır.
  • Beynimizin yaklaşık %60’ı yağdır.
  • Besinlerle vücudumuza giren ve yağda çözünen vitamin, bileşiklerin emilmesini ve sindirilmesini sağlar.

Sonuç olarak vücudumuzdaki yağ dost mu düşman mı?

Yağ dokusu, sağlık için çok önemlidir. Vücudumuz, enerji depolamanın dışında vücut dokularını oluşturmak, metabolik dengeyi sağlamak ve hormon gibi kimyasal maddeleri üretmek için yağlara ihtiyaç duyar.

Sağlıklı yağ düzeyleri yaşa ve cinsiyete göre değişmekle beraber genellikle %10 ile %35 arasında değişmektedir. Vücut yağ dokusunun çok fazla veya çok az olması sağlığımızı olumsuz etkiler.

Yağ dokusu çok az olduğu zaman bağışıklık sistemi etkileneceğinden bulaşıcı hastalıklara yakalanma olasılığı da daha yüksektir. Yağda çözünen vitaminlerin emilimi ve sindirimi olumsuz etkilenir, vitamin eksiklikleri ve buna bağlı sağlık sorunları oluşur. Beyin fonksiyonlarının azalmasına ve yorgunluğu neden olabilir. Yağın vücudumuzdaki işlevlerinin tümünde aksamalar meydana gelir.

Yağ dokusu çok fazla olduğunda, obezite durumunda yağ dokusunda üretilen bileşiklerin dengesiz salgılanması; kronik inflamasyon ve bunu takip eden diyabet, hiperlipidemi, hipertansiyon ve ateroskleroz dahil yaşam tarzıyla alakalı hastalıkların gelişmesi ile ilişkilidir. Bu nedenle fazla yağ dokusunun azaltılması kronik hastalıklar için önemli bir önleyici tedbir olabilir.

Yani vücudumuzdaki yağ dokusu, optimal düzeyde olduğunda dostken bu miktar azaldığında veya arttığında düşman durumuna geçebiliyor.

Artık yağın vücudumuzda hayati bir rol oynadığını biliyoruz ve hak ettiği değeri verebiliriz.

KAYNAK

  • Coelho M, Oliveira T, Fernandes R. Biochemistry of adipose tissue: an endocrine organ. Arch Med Sci. 2013;9(2):191-200. doi: 10.5114/aoms.2013.33181

--

--