Benden Olmaz Demeyin: Mükemmel Bir Yönetici Olmanın 10 Altın Kuralı
Dünyanın en zor görünen şeyini size 10 altın madde ile açıklayacağım. Bu yöntemleri kullandığınızda çalışanlarınız tarafından sevilmeniz, onlar tarafından pohpohlanmanız ve hatta ilahlaştırılmanız çok muhtemel. Çünkü insan doğası birazdan bahsedeceğim şekilde davranmaya oldukça müsait.
Benden olmaz demeyin! Herkes yönetici olabilir. Size bir Amerikan rüyası da satmıyorum üstelik. Gerçekleri söylüyorum. Yaklaşın yamacıma, açıyorum Pandora’nın en gizli kutusunu. Bu kez Pandora’nın kutusundan çıkanlar sizi şaşırtmayacak, zaten biliyorsunuz ama olsun. Bazen çift dikiş yapmak hayat kurtarır.
1- Ekibinizin işe giriş çıkış saatine özenle dikkat edin, erken girip geç çıkmalarına neden olun
Güne başlarken ekibinizin siz daha ofiste olmadan ofiste olması sizin ne kadar iyi bir yönetici olduğunuzun göstergesidir. Çünkü belirli saat aralıklarında çalışılması gerektiği aşikardır. Örneğin 8:30–17:30 arasında çalışıyorsanız ekibin en geç kalan üyesi maksimum 8:30'da masasında olmuş olsun. Akşam ise tabii ki 17:30'da çıkabilirler ancak son dakika vereceğiniz işlerle onlara daima işte olduğu hissini yaratabilir, onları önemsediğinizi (çünkü o kişiye iş vermiş oluyorsunuz) hissettirebilirsiniz.
Aynı zamanda bu yalnızca sizin kendinize kendinizi kanıtlamanızı değil aynı zamanda üst yöneticilerinize de ne kadar iyi bir ekip yönettiğinizi gösterecek en değerli kriterdir.
Sonuçta erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır.
2- Onlara sorumluluk vermekten asla kaçınmayın ancak alabilecekleri inisiyatifi kısıtlayın
Örneğin proje ekibinin başındasınız. Bu ekipte 3 kişi mevcut. Ancak var olan proje sayısı 10. Hemen bunları mantıklı bir şekilde 3'e bölün ve 1 çalışana yalnızca 1 proje, 2. çalışana yalnızca 2 proje ve diğer 3. çalışana ise 7 proje verin. Çünkü sorumluluk onları daha da ayakta ve dirençli tutar. Öğrenme isteklerini kamçılar. Ne kadar çok proje ile yüklerseniz verimliliği o kadar artacak kendini daha değerli hissedecektir.
Aynı zamanda inisiyatif alabileceklerini belirtin. Burada dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta var. İnisiyatifin bir sınırını belirleyin. Örneğin projedeki bir işi iş arkadaşlarıyla paylaşma inisiyatifi gibi. İnisiyatif alabilmek kendilerini çarkın bir parçası gibi hissetmelerine, işe daha yakın olmalarına ön ayak olacaktır.
Sonuçta işleyen demir pas tutmaz.
3- Kendi yöneticilerinizle her zaman sevgi/nefret ilişkisi içerisinde kalın, dişinizi geçirebilin
Aradaki ince çizgiyi tutturmak çok önemlidir. Kendi ekibinizle bu altın kurallar sayesinde mükemmel bir ilişki kuracağınız aşikar ancak sizi iyi bir yönetici yapacak bir diğer önemli nokta kendi yöneticilerinizle hangi noktada olduğunuzdur. Bu da onlarla aranızdaki mesafeyi korumak, bazen diş geçirmek, seviyormuş gibi görünmek ancak genel olarak onlardan tiksinmek üzerine kurgulanmalıdır.
Aynı zamanda onları ekibinize karşı arada bir şikayet edebilir, bazen de ne kadar önemli insanlar olduklarını anlatmalısınız ki sizin samimiyetiniz konusunda kendi ekibinizin de fikri olsun, sizi yalnızca bu samimiyetiniz için dahi daha çok sevsin.
Sonuçta rüzgar eken fırtına biçer.
4- Yapılmak üzere olan işleri sürekli hatırlatarak işi sizin takip ettiğiniz hissini de uyandırın
Biliyorsunuz ki ekibiniz bir işin üzerinde çalışıyor. Ancak onlar sizin onları takip edip etmediğinizi tabii ki merak edecektir. Bu nedenle onlara belirli aralıklarla bitirmek üzere oldukları işleri bilmiyormuşsunuz gibi sorun. Hatta beş dakika önce yüz yüze görüşmüşseniz dahi hemen ardından mail atın ki ne kadar kurumsal bir şirkette çalıştıklarını bir kez daha hatırlasınlar ve aranızda kurmak istediğiniz bağı iliklerine kadar yaşasınlar.
Aynı zamanda size son zamanlarda update maili atmış olsalar dahi bunu görmezden gelin ve hemen yeni bir mail atın. Gerekirse bu maili attığınızı ve acil olduğunu da ekleyin. Böylece sizden gelen hatırlatmanın kıymetli olduğunu düşünecekler ve size olan saygıları artacak.
Sonuçta aslan yattığı yerden belli olur.
5- İşte olmadığınız günlerden sonra tekrar alanınızı belirleyin, varlığınızı her zaman ekibinize hatırlatın
Nasıl ki doğadaki dostlarımız kendi alanlarını belirlemek için bazı yöntemler uygular ve o alanın onlara ait olduğunu diğer hayvan dostlarımıza afişe eder siz de aynı şekilde ortalıkta olmadığınız zamanlarda ya da bu zamanlardan hemen sonra kendinizi hatırlatacak aksiyonlar alın. Örneğin hiç beklemediği anda ekibinizden birisine bir iş atayın. Uzakta olsanız dahi işleri takip ettiğiniz hissini her zaman ekibinizde uyandırın.
Aynı zamanda ekibinizi görmediğiniz süre sonrasında aranızdaki samimi ilişkiyi bir kenara bırakın ve onlara patronun kim olduğunu bir kez daha hatırlatın. Siz yokken sizi iyi temsil edip edemediklerini işte yalnızca böyle anlayabilirsiniz.
Sonuçta ayağı yürüten baştır.
6- Favori çalışanlarınızı seçin ve diğer ekip üyelerinin bir gün o mertebeye ulaşabileceklerini sezdirin
Tabii ki insan ilişkilerinde olduğu gibi yönetici ve ekip ilişkilerinde de yaşanabilecek durumlar mevcut. Bunlardan en doğalı ise favori bir ya da birkaç çalışanınızın olmasıdır. Bu çalışanlarınıza özel ve farklı hissettiriyorken ekibin diğer üyelerine eğer çok çalışırlarsa onların da bu mertebeye ulaşabileceklerini hissettirin. Bu sürede favori çalışanınızı ofisin içinde farklı konumlandırmaya, ona özel aksiyonlar almaya da devam edin.
Aynı zamanda favori çalışanlarınızla daha özel şeyleri paylaşın. Hatta ekibin diğer üyelerine dair fikirlerinizi de açık ve net bir şekilde söyleyin. Böylece favori çalışanınız kendini çok daha değerli hissedecek ve yönetici/çalışan statüsünden çıkabileceğini anlayacaktır.
Sonuçta el elden üstündür.
7- İlginiz hep daha önemli konularda olsa da ekibinizi daima dinliyormuş gibi yapın
Siz bir yöneticisiniz. Her zaman büyük bir koşuşturmacanın içinde, bir trafiğin ve yoğunluğun içinde olacaksınız. Siz daha üst seviyedeki işlerin peşinde koşuyorken ekibinizdekilerin sizden bekleyeceği ilgi ve alakayı da kesmemeniz gerekecektir. Bu nedenle aslında aklınızda başka fikirler, işler, girilmesi gereken toplantılar, açılması gereken telefonlar olsa da onları dinliyormuş gibi yapın, gözlerinin içine bakın ve tam olarak aklınızda toparlayamasanız dahi kaçış sorular sorun.
Aynı zamanda ilginizin başka tarafta olduğunu da hissettirmeniz gerektiğini unutmayın. Çünkü çalışanlar sizden ne kadar çok faydalanabileceğini hissederse o kadar çok suistimal etme şansı vardır. Suistimale asla açık olmayın.
Sonuçta sen işini kış tut, yaz çıkarsa bahtına.
8- Çalışanlarınız izin istediğinde onlara inanmadığınızı hissettirin ama yine de izin verin
Günümüzde çalışanların daha az zamanı ofiste geçirmek gibi bir istekleri mevcut. Oysaki sizin kurduğunuz sistemde sabah giriş saati dahi oldukça önemli bir kriter. Aynı zamanda çalışanların izin alabilmeleri için doldurmaları gereken prosedürler de mevcut. Eğer bir çalışanınız sizden çok sık izin istiyor ve hatta işe gelmemizlik yapıyorsa ona ve hatta ekibe memnuniyetsizliğinizi gösterin.
Aynı zamanda ilk anda izin istediklerinde izni verin ki söylenilen mazerete inanmamanıza rağmen yalnızca onun istediği gerçek olsun diye bunu yaptığınızı gösteren bakışlar atın. Bu sayede ekibiniz sizin ne kadar bağışlayıcı olduğunuzu anlayacaktır.
Sonuçta görünen köy kılavuz istemez.
9- Bir konuda bilgi sahibi olmadığınızı asla sezdirmeyin, özgüveninizi yüksek tutun
Bir yönetici olarak sizin ana göreviniz işe dair bilgiye sahip olmak değil ekibi iyi bir şekilde yönetebilmektir. Bu nedenle bilmediğiniz çok fazla şey olduğunu düşündüğünüz anda düşünmeyi bırakın. Çünkü siz bilmek için değil öğretmek için orada olacaksınız. Daha önce bildiklerinizi anlatın, bilmediğiniz bir konu geldiğinde çıkarımlar yaparak ilerleyin. Yanlış bir şey söyleseniz dahi üzerine giderek konuyu daha da netleştiriyor gibi görünün.
Aynı zamanda bilmediğiniz konuda gerçekleşen bir gelişmeyi biliyor gibi yapmaktan çekinmeyin. Böylece ekibiniz sizin geçmiş ve ulvi bilgilerinizi aktarmak için yanıp tutuşan bir öğretmen olarak görecek, saygı duyacaktır.
Sonuçta iki karpuz bir koltuğa sığmaz.
10- Hata yapan kişiyi birebirde değil ekip arkadaşlarının duyacağı şekilde uyarın, ekibin dikkatini çekin
Hatalardan her zaman ders çıkarmak gerekir. Ekibinizden bir kişi hata yaptığında bunu yalnızca ona söylemek yalnızca onun profesyonel gelişimine katkıda bulunacaktır. Oysaki tüm ekip arkadaşlarıyla bir arada olduğu bir zamanda hatasını söylemek, uyarmak ve hemen derlenip toparlanması için yönlendirmek bir taşla iki kuş vurmak olacaktır. Hem ekip arkadaşları sorunu ve hatayı duyabilecek hem de hatadan kaçınmaları gerektiğini anlayacaktır.
Aynı zamanda hatanın büyüklüğüne göre üslubunuz ve söyleminiz de mutlaka değişmelidir. Büyük hatalarda ekibi bir odaya alıp genel bir uyarıda bulunmak yerine ofisin ortasında bu konuyu konuşursanız daha geniş bir zincirden çalışanları uyarmış olursunuz.
Sonuçta eşeği sağlam kazığa bağlamak gerekir.
Tebrikler! An itibariyle dünyanın en sevilen yöneticilerinden bir tanesisiniz. Size hayatta başarılar diliyorum.
Sevgiler,
Türkçe Yayın Sosyal Medya Hesapları
Facebook: https://www.facebook.com/mediumturkiye
Twitter: https://twitter.com/mediumturkiye