Boğaziçinden Sonra…

aegeanocturne
Türkçe Yayın
Published in
3 min readFeb 5, 2021

Bir ülkenin iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı ayırt edebilen okumuş beyinleri üzülürse o ülkenin geleceği verimsizliklere ve karanlıklara gebedir. Biz bu neden-sonuç ilişkisini yakın tarihimiz olan 70'ler ve 80'lerden iyi biliyoruz: Demir yumrukla çoğu akademisyen ve bilim insanı küstürülüp, sürülmüştü. Bazıları, ülkeyi kesin terk ederek başka bir ülkeye hizmet edip mutlu olmayı seçerken bazıları da ülkeye daha sonra geri dönerek yalnızca kendisine verim ve kazanç sağlayacak şekilde birikimlerini revize etmiş ve de kabuğuna çekilmişti.
Peki ya sonrası? Karanlık yer altı mafyalarının cirit attığı, sayısız faili meçhul cinayetlerin yaşandığı, ekonomik anlamda çöküşlerin olduğu, kalkınmada ise yerinde saymış koca bir kayıp olan 90' lar. Aynı zamanda bu 90'lar, hepinizin malumu 2000'lere de nur topu gibi bir yavru peydahladı!! Bu bağlamda bugün aynı 70'li 80'li günlerin lacivertine tanık olurken 2030'daki ülke geleceğini tahmin etmek hiç de zor değil. Çünkü 2030'lar da aynı 90'ların laciverti olacak!

Kin eken nefret biçer, Nefret eken de yarın öfke biçer.

Nitelikli öğrenciler beyindir arkadaşlar. ‘’Beyin itaat etmez, eğer ediyorsa o beyin değildir!’’ Bu öğrenciler okuyan, sorgulayan, mantık ilişkisi kurabilen kaliteli bireyler. Dolayısıyla bu öğrencileri bir tek bilim itaat ettirebilir. Eminim ki yarın bu travmayı yaşamış öğrenciler, bütün imkanları zorlayıp yurtdışına taşınmayı kovalayacak. Ne iş yaptıkları önemsiz!! Sadece hak eden bir topluma yararlı birer birey olmayı seçecekler. Ülkeden dışarı çıkamayanlar ise böyle bir kamu düzeneğinin içerisinde yer almayı reddedecek, devlette çalışmayı istemeyecek bunun yerine ya özel sektörü ya da girişimciliği seçecekler. Dini ve milliyetçi kuru söylemlerle ancak hokkabazları ve asalakları bu ülkeye bağlayabilirsiniz, beyinleri asla!! Özgür düşünce ve bilim, beynin besinleridir. Özgür düşünce ve bilim nerede ise beyin oraya yuva yapar. Din ile milliyetçilik sosundan beslenen kesim ise sadece hokkabazlar ve asalaklar takımıdır.

Şu an bizim ülkemizde mutsuzluk o kadar had safhada ki gençlerin hemen hemen hepsi uzun yıllardır sadece mutluluğun hasreti içindeler. Kariyer, iş, maaş, evlenme olayını çoktan geçtiler. Onlar artık sadece mutlu olmak ve mutlu etmek istiyorlar. Tüm dünyada kalıplaşmış gelenekleri reddeden Z kuşağı, özgürlüğünden taviz vermeyi reddediyor, ‘mantığı yok lakin ben ağayım, paşa gönlüm böyle istiyor, böyle olacak’ diyen demir yumrukları kabullenemiyor. 70'ler ve 80'lerdeki anne babaları gibi bile bile lades olup bedel ödemek istemiyorlar. Çünkü bugün Türkiye Cumhuriyeti’nden kendilerine kalan miras, zaten aşırı derecede yağma ve talan edilmiş vaziyette. Bu onlar için hiç hoş değil çünkü bu enkaz, iflah olacak veya yaraları sarılacak gibi görünmüyor! Bu da geleceğe dair gençlerin umutlarının olmamasındaki en büyük etken…

Senelerdir süren şiddet, korku, geriye irtica ve yobazlık sebebiyle kafası çalışan, fikri olan, vizyonu ve ufku açık çocukların ülkeye olan aidiyet hisleri artık kayboldu! Çoğunluğu benim gibi gençlerin oluşturduğu milyonlar artık bu ülkede vatansız gibi hissediyor. Ülkenin acısına üzülemiyor, sevincine ortak olamıyor.
Özgür düşüncenin olmadığı bir yerde ne bilim gelişir, ne teknoloji, ne de vizyon… Dış dünyadan bi haber, falan filan taşra üniversitesi mühendislik mezunu öğrencileriyle imitasyon ve eşantiyon üretim yaparak ülkeye ne katma değer katacaksınız? Ya da ülkemizde futbol, makyaj, inşaat, tiktok, oto aksesuar, tesisatçılık vb işlerin daha revaçta olması, muasır medeniyetler seviyesi ve refah ekonomisi için yeterli olacak mı?
Gerçekçi olun ve 2030'ları siz hesap edin.

Marabaları aç bırak itaat etsin, cahil bırak biat etsin.
Üstüne de çoban köpeklerini sal ki sesleri çıkmasın.

Bu bir Ortadoğu-Arap dünyası toplum geleneğidir diyorlar o doğru mu ?

Her ülkede halkın ve hakkın karşısında olan polis ve üniversite protestoları

Yazı ve tespitler çok yerinde değil mi? aegeanocturnes, özgür düşünceyle kıyı egenin mavisinde ufuk çizgisine dalarak kaleme aldı.

--

--

aegeanocturne
Türkçe Yayın

Bireyin kişisel çıkarı ne zaman max olur? Ancak topluma minimum katkı sağladığında. Kapitalizmin kurallarını ben değil İngilizler yazdı! | aegeanocturne@pm.me