İnsanları Nasıl Etkilersiniz?

Arkadaş Kazanmanın Sırları

Osman Tırak
Türkçe Yayın
6 min readMay 22, 2022

--

Bu yazıyı, Amerikalı ünlü yazar Dale Carnegie’nin çok okunan iki eserinden (How to Win Friends & Influence People ve How to Enjoy Your Life & Your Job) kısmen faydalanarak hazırladım. Yazar bu eserleri 1930'lu yıllarda kaleme almış olsa da, hala kaynak kitap olma özelliklerini koruyorlar. Ben maddeler halinde bazı alıntılar yapmakla yetineceğim. Detaylar ve yaşanmış örneklerle anlatımlar için kitapları okumanızı tavsiye ederim.

Öncelikle yazarın, temele aldığı 8 maddeyi sıralayalım.

  1. Zihinsel alışkanlıklarınızdan kurtulun! Yeni fikirler düşünün, vizyonlar geliştirin ve tutkularınızı keşfedin.
  2. Kolayca ve hızlıca arkadaş edinin.
  3. Popüleritenizi artırın.
  4. Kendi düşünce tarzınıza akranlar kazanın.
  5. Etkileme gücünüzü, prestijinizi ve iş bitiriciliğinizi artırın.
  6. Şikayetleri göğüslemeyi, tartışmaları engellemeyi öğrenin ve insanlarla temasları hoş bir yumuşaklıkla sürdürün.
  7. Kendini güçlü ifade edebilen bir konuşmacı, hoş sohbet biri olun.
  8. Arkadaşlarınızın görüşmeye can attığı biri olun.

Biliyorum, yukarıdaki maddeler ilk bakışta, ucuz kişisel gelişim kitaplarının zırva emirlerini andırıyor. “Tamam bunları yapalım, çok güzel. Ama nasıl yapacağız, asıl soru o!” diyebilirsiniz. Bunları birer komut veya taktik olarak algılamak yerine, zihnimize yerleştirdiğimiz ilkesel hedefler olarak görmeliyiz. Yani kimi zaman bu 8 maddenin aleyhine eylem ve düşüncelere kendimizi kaptırdığımızda, farkındalık zillerinin çalmasını amaçlamalıyız.

Kimse akşamdan sabah bu özellikleri elde edemez. Çünkü tekamül, bir yolculuktur. Kendinize bu 8 madde için puanlar vererek başlayabilirsiniz. Ve güçlü gördüğünüz yanlarınızın neden iyi geliştiğini, zayıf yanlarınızın neden gelişmeye kapalı olduğunu somut nedenleri ile sorgulayabilirsiniz. Gelişmeye kapalılık diyorum çünkü zayıf yanlarımız ne kadar zayıf olurlarsa olsunlar, bir tıkanma olmadığı sürece gelişeceklerdi. Onları bunca yıl engellemiş olan tek sebep kendimiziz. Herkes daha iyi olmak ister, güzel özellikleri kendi üzerine alma arzusunu dile getirir. Fakat bunu uygulamada başarısız olmamızın en ruhsal nedeni inançlarımızdır. Bazen sinsi ve gizli, bazense çok dolayımlı oldukları için göremediğimiz genel kanılarımız.

Örneğin, arkadaşlarınız arasında popüler olmak istersiniz ama bunu bir türlü yapamazsınız. Ve belki de bu tıkanmanın arkasında, etrafınızdaki popüler insanların ortak bazı ahlaki sorunları (mesela ikiyüzlülük gibi) ile popülerlikleri arasında kendi zihninizde kurduğunuz yapay ve asılsız bir inanç vardır. İkiyüzlü bir insan olmama gayreti, bu mesnetsiz inancınız yüzünden, sizin popüler olma potansiyelinizi baltalıyordur. Bu konu belki bir başka yazıda daha etraflıca ele alınmalı. O yüzden uzatmayacağım. Sadece, çabalarınıza rağmen başarısız olduğunuzu düşündüğünüz konularda bu tür inançların varlığını görebileceğinizi vurgulamak isterim.

Alfred Adler’in dediği gibi, karşısındaki ile empati kurmayan, onun bakış açısı ile ilgilenmeyen kişinin hayatından daha zor bir hayat olamaz. İnsani tüm hatalar bu durumdan ortaya çıkar. Siz başkalarının çıkarlarını ne kadar gözetirseniz, başkaları da sizi o kadar gözetir.

Daha önce bir dizi yazıda değerli hissetmenin, kendimizin değerini başkalarının nazarından görebilmenin öneminden bahsetmiştim. Bu özelliğimiz çok insani bir ihtiyaç ve hatta medeniyetin kurulmasında önemli bir motivasyon aracıdır. Buna rağmen, hayvanlarda dahi bu ihtiyacın olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz.

Birinin bir davranış veya söyleminde iki neden vardır. Bunlardan birisi asil duran ve kişiyi o yönde motive eden nedendir (yani kendisini değerli hissettireceğine inandığı neden). Diğeri ise insani acziyetinden doğan hakiki nedendir. İkinci nedeni insanların yüzüne haykırmanıza gerek yok. Onlar bunu zaten bilirler. Onlara ikinci nedeni göstermeleri için imkan verin ve asil bir çıkış yolu sağlayın. Siz hiçbir şey kaybetmezsiniz, üstelik bir başkasını mutlu etmiş olursunuz. Eğer aksini yapıyorsanız, başkasını utandırma, aşağılama pahasına “açık sözlü ve gerçekçi” olmanızın altında yatan aciz öfkenizin ve kendinizi değerli hissetme çabanızın kökenlerini sorgulamalısınız.

I shall pass this way but once; any good that I can do or any kindness I can show to any human being; let me do it now. Let me not defer nor neglect it, for I shall not pass this way again.

Bu yoldan ancak bir kez geçeceğim; yapabileceğim herhangi bir iyilik veya herhangi bir insana gösterebileceğim herhangi bir nezaket; şimdi yapayım. Bunu ertelemeyeyim ya da ihmal etmeyeyim, çünkü bu yoldan bir daha geçmeyeceğim.

Rahatlatıcı Yalanlar — Nahoş Gerçekler

Entelektüel bir zihne ulaşmanın yolu elbette hakikatin peşinde koşmaktan geçiyor. Fakat bu, yalnız yürünen bir yolculuk. Hiçbirimizin, başkalarını hakikatlerle — veya hakikat olduğunu düşündüğümüz düşüncelerimizle, hele hele yargılarımızla— yüzleştirmek gibi bir görevi yok. Emin olun, insanlar düşündüğünüzden çok daha fazlasının farkındadır. Ama bazı hakikatler karşısında mücadele etme yetisi yoksa, kişinin kendini aldatması daha sağlıklı bir davranış biçimidir. (Kendini, başkalarını gerçeklerle yüzleştirmeye adayan birinin ruhsal durumundan daha sağlıklı olduğu kesin!) Dostluklar kazanmak istiyorsanız, ikiyüzlü ve samimiyetsiz bir yalancı olmak kadar, lüzumsuz bir açık sözlülüğün de zararlı olduğunu unutmamalısınız.

There are two things to aim at in life: first, to get what you want; after that, to enjoy it. Only the wisest of mankind achieve the second.

Hayatta hedeflenecek iki şey vardır: Birincisi, istediğini elde etmek; ve sonra, onun tadını çıkarmak. Sadece insanlığın en bilgesi ikinciyi başarır.

Medeni bir toplumda, iş bölümü vardır. Bunun doğal sonucu olarak, birbirimizden beklenti ve çıkarlarımız oluşmaktadır. Çatışmalarımızı ve ilişkilerimizi nezaketli bir üslüpla yönetmek yerine sabırsız bir tahakkümle çözümler üretmeye kalkarsak belki yine çoğu amacımızı elde etmiş olabiliriz. Fakat insanların arkadaşlığını ve ortak mutluluğumuzu kazanamayacağımız kesindir. Bu durumu ister eşitlerinizle olan alışverişleriniz, isterse altlarınızla ilişkileriniz bağlamında değerlendirebilirsiniz; ikisi de aynı kapıya çıkacaktır.

A great man shows his greatness by the way he treats little men.

Büyük bir adam, büyüklüğünü küçük adamlara davranışıyla gösterir.

Prensipler

  1. İnsanlar hakkında yargılama, hata bulma ve şikayet etme gibi davranışlarınızı değiştirin.
  2. Dürüst ve samimi takdirlerinizi veya minnetlerinizi esirgemeyin.
  3. Karşınızdaki insanda gizliden teşvik eden bir istek uyandırın.
  4. İnsanlara gerçekten ilgili gösterin.
  5. İçten gülümseyin.
  6. İyi bir dinleyici olun. Başkalarını kendileri hakkında size anlatmaya cesaretlendirin.
  7. İnsanların isimlerini ve size daha önceden anlattıkları şeyleri hatırlayın.
  8. İnsanların ilgilendikleri konularda konuşun.
  9. İnsanlara değerli ve önemli olduklarını hissettirin.
  10. Yıkıcı tartışmalardan kaçının.
  11. Karşınızdakinin fikirlerini ifade etme özgürlüğüne saygı gösterin. Kimseye “Hatalısın! Yanılıyorsun!” demeyin.
  12. Hatalıysanız veya bir tartışmada karşı tarafın argümanlarını daha mantıklı bulduysanız bunu açıkça ve sevecenlikle kabul etmekten çekinmeyin. Fikrinizi değiştirmeyi ertelemeyin.
  13. İnsanlarla ilk teması hep dostça başlatın.
  14. Konuyu karşınızdakinin görüş ve sorumluluğu açısından kavrayın.
  15. Başkalarının fikir ve isteklerine sempati ile yaklaşın.
  16. Karşınızdakinden ilk diyalogta “evet” alacak şekilde konuşun.
  17. İzin verin, karşınızdaki kişi size hak versin.
  18. İzin verin, o parlak fikir sizin değil karşınızdaki kişinin olsun!
  19. Daha asil güdülere hitap edin.
  20. Fikirlerinizi dramatize edin.
  21. Çatışmalara meydan okuyun.
  22. Takdir ve minnetle başlayın.
  23. İnsanlara hatalarını göstermek zorundaysanız bunu dolaylı yoldan yapın.
  24. Birine karşı yapıcı eleştirinizi yapmaya, kendi hatalarınızı örnek göstererek başlayın.
  25. Direktif vermek yerine soru sorun.
  26. Karşı tarafı utandırmayın ve ona asaletli bir çıkış imkanı verin.
  27. Her gelişimi takdir edin, en küçük gelişimi bile! Onaylamanızda samimi, övgülerinizde savurgan olun!
  28. Nezaketi elden bırakmayın ve karşınızdakine her zaman kendisini değerli hissedeceği bir sonuç sunun.
  29. Cesaretlendirin! Hataları düzeltmeyi ve noksanları gidermeyi kolaylaştırın.

Arkadaşlığından çok zevk aldığınız insanları düşünün. Yukarıdaki çoğu özelliği taşıdıklarını göreceksiniz. Özellikle kendisi ile barışık, hatta yer yer kendiyle dalga geçebilen insanlardır bu kişiler. Kimseyi yargılamazlar. Yaftalamazlar. Nezaket sahibidirler. İnce düşünceleri, size değer verdiklerini gösteren küçük hamleleri vardır. Zihinleri kendi çıkar ve arzularına odaklı yaşamazlar; karşısındakinin gözlerine samimiyetle bakarak onun isteklerini gözettiklerini hissettirirler.

Peki siz de böyle biri misiniz?

Yoksa sohbetlerinizde bazen kendinizi en çok konuşan, sürekli kendinden bahseden, fikirlerinin karşısındaki tarafından kabul edilmesini bekleyen bir halde bulduğunuz oluyor mu? Haklı olduğunuz durumlarda bunun tadını çıkarmak hoşunuza mı gidiyor? Veya güçlü olduğunuzda, rica etmek veya orta yolu bulmak yerine ödün vermeksizin taleplerinizin gerçekleş(tiril)mesini mi bekliyorsunuz? Tanımadığınız ve çıkarınız olmayan insanlara nasıl davranıyorsunuz?

Tanıdığımız veya tanımadığımız birinin gününü güzelleştirmek aslında o kadar basit ki. Birine işini ne kadar iyi yaptığı ile ilgili övgünüzü esirgemediğinizde, karşılaştığınız kişiye kıyafetinin ne kadar yakıştığını söylediğinizde gözlerindeki o ışıltıyı görmeme ihtimaliniz yok. Ve her şey, o ışıltı ile başlıyor.

İyi bir liderlikle ilgili önemli birkaç maddeye de değinelim:

  1. Samimi olun. Tutamayacağınız sözler asla vermeyin. Karşınızdakinin çıkarlarını gözetmeksizin, kendi çıkarlarınıza odaklanmayın.
  2. Başkalarından beklentilerinizi net ve somut bir şekilde bilin.
  3. Başkalarının isteklerini onların tarafından görmeye çalışın.
  4. Taleplerinizin, karşınızdakine yararlarını objektif olarak görün.
  5. Bu yararları, o kişinin istekleri ile mükemmel bir şekilde örtüştürün.
  6. Taleplerinizi, karşınızdakilerin istekleri ve kazançları odaklı bir fikre iliştirin.
  7. İnsanlar sizin taleplerinizi gerçekleştirirken mutlu olsunlar. Kendilerini. değerli hissetsinler.

--

--

Osman Tırak
Türkçe Yayın

Mutluluk Arayışımız Üzerine Yazılar : Felsefe, psikoloji, sinema ve sanat.