Sümercenin Türkçe ve Diğer Ural-Altay Dilleri ile İlişkisi

Barış Akın
Türkçe Yayın
Published in
10 min readJul 13, 2019

1800’lü yıllarda Orta Doğuda çoğunluğunu İngiliz Doğu bilimcilerin başlattığı araştırmalar, medeniyet tarihi ve insanlığın geçtiği yollar hususunda çok önemli bulgularla sonuçlandı. Şüphesiz bunlardan en önemlisi Sümer uygarlığının keşfidir. Çünkü Sümerliler ile ilgili yapılan çalışmalarda, insanlık tarihindeki ilk yazı örneklerine rastlandı. Sümerlilere kadar olan zamanda sadece resim çizerek yaşadıklarını hikayeleştirme çabasında olan insanoğlu, yazı ile bunu sistematikleştirmiş ve günlük uğraşlarına entegre etmişti. Bu önemli bulgu ve zamanla Sümer uygarlığının tahmin edilenden daha çok şey barındırdığı anlaşıldı ve Sümerlilerin tarihi,kökenleri uzun yıllar tartışma konusu haline geldi. Çünkü bu görkemli medeniyetin kurucularının kim olduğu Avrupa için çok önemliydi.

“Tarih Sümer ile başlar.”

Samuel Noah Kramer

Bu tartışmaların seyrini anlatmaya ve derinliklerine inmeye başlamadan önce, Sümerlilerin kim olduğundan ve muhtemel kökenlerinden biraz bahsedelim.

SÜMERLİLER KİMDİR?

Sümerliler, MÖ 4500 ile 1900’lü yıllar arasında yaşamış bilinen ilk uygarlığın kurucularındandır. Sümer ismi kendilerinden daha sonra gelen ve Semitik(Sami) bir dil konuşan Akadlar tarafından verilmiştir. Çivi yazısı tabletlerinde Sümerliler yaşadıkları yerleri yani ülkelerini Kien-Gir olarak ifade etmektedirler. Yani Sümer dilinde yaşadıkları toprakların ismi Kien-Girdir. Bu isme daha sonra döneceğiz.

Peki Sümerliler nasıl birlik oluşturdular? Bir yerden mi göç ettiler yoksa hep aynı yerdeler miydi? Yapılan çalışmalar Sümerlilerin klasik bir Mezopotamya uygarlığı olmadığını göstermektedir. Dillerinin yapısı, arkeolojik kazılarda ortaya çıkanlar Akadlar gibi diğer Mezopotamya uygarlıklarından farklılık göstermektedir.Ayrıca Mezopotamya’da M.Ö. 4000–5000 ve M.Ö. 3000'li yıllarda meydana gelen ani nüfus artışları,bu bölgelerin göç aldığına dair önemli kanıtlar sunmaktadır. Göçlerin muhtemel kaynakları üzerine ise farklı düşünceler vardır. Fakat bunlar arasında biri vardır ki en fazla kanıta dayanan ve akla en uygun olan, Sümer medeniyetini kuranların Asya’dan göçmüş olabileceğidir.

ORTA ASYA’DAN TÜRK GÖÇLERİ

Küçük Buzul Çağından sonra hızla çölleşen ve yaşam için uygun olmayan Orta Asya’dan, dünya tarihinde atı ilk defa evcilleştirmiş ve hareket kabiliyeti çok yüksek olan Merkezi Asyalılar çeşitli alanlara göç etmişlerdir. Hindistan, Mezopotamya,Çin gibi verimli ve yaşamaya elverişli alanlar Merkezi Asyalılar tarafından yerleşim yeri olarak seçilmiştir. Burada tüm dünyaca kabul edilen bir gerçeği vurgulayalım,Küçük buzul çağından sonra Orta Asya bölgesinden kesinlikle göç olmuştur ve bu çölleşme, Orta Asya’da göç etmeden önce var olan arkeolojik kalıntıların üstünü örtmüştür.Zaten bildiğimiz gibi Orta Asya verimli olmayan koşulları nedeniyle,tarihin çeşitli dönemlerinde büyük göçlere sahne olmuştur. Örneğin dilleri Ural-Altay dil ailesine mensup olan Finlerin Asya göçmeni oldukları kesindir. Avrupa’nın çeşitli yerlerinde ortaya çıkarılan MÖ 3000'li yıllara ve İstanbul’da çıkan MÖ 5000'li yıllara ait Asya kurganları, bu alanların zaten Asya’dan gelen kavimlere ev sahipliği yaptığını kanıtlamaktadır.Bahsettiğim bu göçlerden ise en iyi bilineni Kavimler göçüdür. Bu göç ile onlarca kavim yerinden oynamış, Avrasya’nın etnokültürel yapısı kökünden değişmiştir. Bu göçlerin bize tarih olarak en yakını ise MS. 1000'li yıllarda başlamış ve önemli bir kitlenin yani bizlerin Anadolu’ya yerleşmesi ile sonuçlanmıştır.

Sonuç olarak Orta Asya’dan farklı zamanlarda çeşitli yerlere göçler olmuştur ve bu muhtemel yerlerden biri de verimli toprakları için yaşamaya en elverişli olan ve Sümer uygarlığının da kurulduğu Mezopotamyadır. Sümer uygarlığını kuranların Asya kökenli olabileceği ise,Türkistan kazılarında Sovyet araştırmacıların bulguları ile Sümer kazılarında çıkan nesnelerin benzerliği, dildeki ortaklıklar,mitler ve efsanelerdeki ortak yanlar, inanç sistemlerindeki güçlü ortak yanlar, göç tarihi ile Sümerlilerin ortaya çıkışındaki tarihi uygunluk göze çarpmaktadır. Bu yazımda,sadece dildeki benzerliklerinden bahsedeceğim. Diğer meselelerle ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenler,tamamen bilimsel yöntemlere dayalı olarak yazılan Begmyrat Gerey’in 5000 Yıllık Sümer Türkmen Bağları[1] adlı kitabını okuyabilirler. Burada daha detaylı bilgiler bulacaklardır.

Sümerlileri dünya için önemli kılan ise, modern anlamda medeniyetin ilk kurucularından olmaları ve günümüze uzanan bazı önemli buluşların mucitleri olmalarıdır. Bunlardan bahsedecek olursak ilk sıraya koymamız gereken Yazının icadı olacaktır. Yazının icadı ile insanlığın ve insanlık mirasının yönünü değiştiren şüphesiz Sümerlilerdir. Ayrıca medeni kentleşmenin öncüleri olarak Sümerliler su kanallarının inşası,tekerleğin icadı ve geliştirilmesi, matematik ve gök bilim tekniklerinin keşfi gibi modern dünya uğraşlarının temellerini atacak işler gerçekleştirmişlerdir.

DİLBİLİM ÇALIŞMALARI

İlk çalışmalar ne zaman,nasıl başladı? Süreç nasıl ilerledi?

Sümerce ile ilgili ilk ve en önemli çalışmalar 1800’lerde Edward Hincks ve Henry Rawlinson tarafından yapılmıştır. Sümercenin çözülmesini ve sınıflandırılmasında en büyük pay bu iki isme aittir. Sümerce keşfedilip çözüldükten sonra, dilin sınıflandırılma aşamasında fark edilmiştir ki Sümerliler, diğerlerinden farklı olarak Non-semitik (Sami olmayan) bir dil konuşmaktadırlar. Yani dilleri beklendiği gibi Semitik (Sami) değildir. Sümercenin sınıflandırılma çalışmalarında Sümercenin Sami dil ailesinden olmadığı anlaşılmış fakat dilin hangi sınıfa ait olduğu belirlenememiştir. Bu iki isim ise Sümercenin Turani dil sınıflandırılmasına dahil edilmesi gerektiğini savunmuştur. (1900'lerin başında “Turani” kelimesi kullanılırken bugün onun yerine “Ural-Altay” ifadesi kullanılmaktadır.).Bu iki ismin yaptığı keşifler ve çalışmalar ile ilgili olarak Prof. Kevin J. Cathcart tarafından yazılan makaleyi inceleyebilirsiniz.([2])

Edward Hincks ve Henry Rawlinsonun çalışmaları ve bulguları daha sonra Fransız Jules Oppert, İngiliz dilbilimci Edwin Norris, Dan oryantalist (doğubilimci) Niels Westergaard([3]) Fin araştırmacı Wilhelm Lagus ve Fin dilbilimci Tapani Harvanien tarafından onaylanmıştır. Daha sonraları, Fransız doğubilimci Francois Lenormant ise Sümer ve Orta Asya mitleri arasındaki benzerlikler üzerine çalışmış, Sümer dili ile Turani dilleri arasında yaptığı karşılaştırmalı çalışma sonucunda Sümercenin Turani bir dil olduğu sonucuna varmıştır(Fransızca orijinal kaynak için: [4]).

1874 yılına kadar çalışmalar bu şekilde ilerleyip Sümercenin Turani bir dil olduğu hususu dil bilim ve tarih dünyasında kabul görürken 1874’te Joseph Halevy yazdığı birçok makale ile Sümerce diye bir dil olmadığını, Babil rahipleri tarafından kullanılan bir iletişim protokolü olduğu teorisini ortaya attı. Bu teori, döneminde dahi gerçekçi bulgulara dayanmamasına rağmen İngiliz ve Fransız hükumetleri tarafından maddi olarak desteklendi. Yine 1915’e kadar Sümercenin Turani bir dil olmadığı konusunda bilim çevreleri arasında hükumet destekli politikalar yürütüldü.

DİLBİLİMSEL BENZERLİKLER

İki toplum arasındaki tarihi bağları, yaşanmışlıkları anlamanın en iyi yollarından biri; dilleri arasındaki benzerlikleri incelemektir. Çünkü dil, yaşamın kendisinden beslenir. Birbiri ile ilişkide bulunmuş iki toplumun birbirlerinin dillerini etkilememesi imkansızdır.Bir dili başka bir dille karşılaştırırken 4 temel ölçüt incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Bunlar:

1)Sessel (Fonetic) özelliklerin benzerliği ve uyumu

2)Kökenbilim (Etimology)

3)Sözlüksel benzerlikler ve ilişkiler (Lexicography)

4)Yazımsal — Söz dizimsel ilişkiler,benzerlikler (Syntax,Grammar)

Sümerce ve Ural-Altay dilleri arasındaki benzerlik iddialarını desteklemek için birçok karşılaştırma çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalar birkaç başlık altında toplanabilir.

Sözlükbilim (Lexicography) Alanında Karşılaştırma Çalışmaları

İki dilin karşılaştırılmasında, sözlük araştırmaları oldukça önemli bir yer tutmaktadır. İki dil arasında kelime ortaklıklarının bulunması, diller arasındaki benzerliği göstermesinin de ötesinde; iki toplumun tarihi münasebeti, diller arasındaki etkileşimi gibi konularda da fikir verir. Fakat dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta bulunmaktadır. Türkçe-Sümerce karşılaştırması yaparken izlenecek yollar ve çıkarımları yorumlama bakış açısı Türkçe-Arapça, Türkçe-Farsça gibi karşılaştırmalardan farklı olmalıdır. Çünkü Türkçe-Sümerce karşılaştırmasında yaşayan bir dil olan Türkçe ile ölü bir dil olan Sümerce karşılaştırması yapılmaktadır. Yani Sümerce ile Türkçe arasında sözlükbilim anlamında bir ilişki olduğunu gösterebilmek için gerekli olan kelime sayısı, Türkçe-Arapça için gerekenden çok daha azdır. Ayrıca, karmaşık kelimelerden ziyade daha temel kelimelerdeki benzerlikler daha çok anlam ifade etmektedir. (Bu kısımda sadece benzer-aynı kelimelerin örnekleri bulunmaktadır. Bu çalışmaların nasıl yapıldığı ve konuya nasıl yaklaşıldığı daha derin incelemek istenirse verilen bağlantılardan makalelere ulaşılabilir.) Şimdi Sümerce ve Türkçe arasında yapılan sözlük çalışmalarına bakalım.

1915’te ilk çalışma Alman Asurolog Fritz Hommel tarafından yapıldı. Hommel , 200 tane Sümerce kelimenin Türkçedekiyle aynı olduğunu buldu([5]). Daha sonra Macar araştırmacı Andras Zakar, Batılı akademisyenler ve oryantalistler tarafından yoğun eleştirilere maruz bırakılsa da çalışmasını yayımlayarak Macarca başta olmak üzere diğer Ural-Altay dilleri ile Sümerce arasındaki ortak kelimeleri ve sesleri ortaya çıkardı([6]). 1975 yılında ise Fin araştırmacı Simo Parpola, Batı tarafından iddia edilenin aksine Sümercenin izole bir dil olamayacak kadar Ural-Altay dilleri ile ortak kelime barındırdığını ispatlayan bir makale yayınladı([7]). Türkiye’de kanıtlara dayalı yapılan ve sunulan ilk çalışma ise 1979 da Prof. Dr. Vecihe Hatipoğlu’na aittir. [Ses, kelime, ek benzerliklerinin de detaylıca anlatıldığı ilk Türkiye kökenli bu çalışma oldukça önemli olup okumanızı tavsiye ederim([8]).1990’da Osman Nedim Tuna tarafından yapılan çalışma ile yine Sümerce ve Türkçe arasındaki benzer kelime kökleri, sesler ve ekler gösterildi([9]). Ayrıca Polat Kaya tarafından yapılan karşılaştırmalı Sümerce ve Türkçe incelemesi de önemli bir yere sahiptir([10]).

Burada özel olarak üzerinde durmak istediğim bir kelime var: KENGER. Yazının “Sümerliler Kimdir?” kısmında, Sümerlilerin yaşadıkları yerleri ‘Ki-en-Gir (Kenger)’ olarak ifade ettiklerini söylemiştim. Kenger ismi, Türk coğrafyasında da çok yaygın kullanılan bir kelimedir. “Kenger” Anadolu’da bir bitki ismi olarak kullanılsa da Oğuz ve Manas destanlarında geçen bir yer ismidir . Aynı zamanda şu an Manisa ili Kula ilçesinde de bu isimde bir köy bulunmaktadır. Bu örneklerden anlaşılacağı üzere Türk dünyasında “Kenger” yer adlandırmasında oldukça yaygın olarak kullanılmıştır. (Bazı kaynaklara göre Kenger, Orta Asya Türk devletlerinde ‘hanedanlık çadırının olduğu yer’ anlamına da gelmektedir fakat kesinliğini doğrulayamadığım için parantez içinde belirtiyorum.)

Özel olarak yine Karaçay-Balkar Türklerinin konuştuğu Türkçe ile Sümerce arasındaki benzerliklere ise şuradan ulaşabilirsiniz:[11]

Yazımsal — Söz dizimsel Benzerlikler

Bildiğimiz gibi Türkçe Ural-Altay dil ailesinin en tipik üyelerinden biridir ve sondan eklemelidir. Ekler kelimenin sonuna gelir ve yeni sözcük türetmek için de eklerden yararlanılır. Sümercede de benzer şekilde ekler kelimenin sonuna gelmektedir ve bu yolla yeni kelimeler türetilebilmektedir. Yine Türkçe ile ortak bir şekilde ekler söz dizimsel işleyişi sağlamaktadır.

Söz dizimsel olarak tümceler farklı sınıflar altında incelenebilirler.(Yüklemlerine göre,anlamlarına göre,kuruluşlarına göre,biçimlerine göre vb. ).Bunlardan yüklemlerine göre sınıflandırmayı ele alalım.

Yüklemlerine Göre Tümceler:

Yüklemlerine göre tümceler ad tümceleri ve eylem tümceleri olarak ikiye ayrılırlar. Sümercede de aynı şekilde tümceler yüklemin yapısı incelendiğinde 2 sınıfta değerlendirilmektedir.

Ad tümceleri örneklerini inceleyecek olursak;

Eylem tümcelerine bakacak olursak, yine Sümercede de şaşırtıcı bir biçimde, söz dizimsel sıralama Türkçede olduğu gibi ‘özne-nesne-yüklem’ şeklindedir.

Yüklemlerine göre tümceler bağlamında Sümerce ile Türkçe arasında, söz dizimsel olarak çok büyük benzerlikler olduğunu gördük. Şimdi Anlamına göre tümcelerde nasıl benzerlikler olduğunu inceleyelim.

Anlamlarına Göre Tümceler:

Anlamlarına göre tümceler soru tümceleri, olumlu ve olumsuz tümceler ve ünlem tümceleri olarak sınıflandırılmaktadır.

İngilizce ve Almanca gibi dillerde eylemin yer değiştirerek tümcenin başına gelmesiyle kurulan soru tümceleri Sümerce ve Türkçede bu dillerden farklı şekilde kurulmaktadır. Sümercede yukarıdaki örnekte olduğu gibi gösterme adılı işlevindeki –še eki ‘adam’ sözcüğüne eklenerek ‘bu adam’ yapısı oluşturulmuştur. 2. Tekil kişi eki olan –zu ise lugal ‘kral’ adına eklenerek ‘kralın’ yapısının oluşmasını sağlamıştır. Son olarak tümceye eklenmiş olan –ù eki görülmektedir. Bu ek tümceye soru anlamı katma işlevi üstlenmektedir.

Olumsuz Tümceler

Batı dillerinde olumsuzluk bağımsız bir yapı kullanılarak yapılır. Bu bağımsız yapı yardımcı eylem olarak da adlandırılır. Oysaki Sümercede olumsuz tümce bu şekilde yapılmamaktadır. Türkçede olduğu gibi Sümercede de olumsuzluk eyleme eklenen ve tümceye olumsuzluk anlamı katan bir ek yoluyla yapılmaktadır.

Ünlem tümcelerine baktığımızda ise bilindiği üzere bunlar, bir coşkuyu veya duygusal bir yargıyı dile getiren tümcelerdir. (Bilgin, 2006; 517). [Bazı kaynaklarda yüklemi emir kipiyle çekimlenmiş eylem tümcelerine emir tümcesi denmekteyse de (Özkan-Sevinçli, 2011;186) yararlandığım makalede bu tür tümceleri de ünlem tümcesi olarak ele aldığı için aynı şekilde ben de öyle aktarıyorum.

Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi Türkçede eylemler emir kipine geçerken şahıs ekleri haricinde hiçbir ek almamaktadır, yani “tükürsün”, “kör olsun” şekline gelerek emir anlamı verir. Sümercede de tamamen aynı olmasa da benzer bir durumla karşılaşılmaktadır. Çekimli bir Sümerce eylemin hem önüne hem de arkasında ek biçim birimler bulunmaktadır.Ancak eylem emir konumuna getirileceği zaman eylem kökünün önüne hiçbir ek gelmez:

(Türkçe ve Sümerce arasındaki benzerliklerden sadece bazılarına örnekler verilmiştir. Bu benzerlikler hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler makaleye ve referanslarına bakabilirler[12].)

Yunan araştırmacılar tarafından yapılan başka bir çalışmada, Sümercenin izole bir dil olarak sınıflandırılmasına karşı çıkılmış ve Sümercenin r-Altaic bir dil olduğu iddia edilmiştir. Türk dilleri incelenirken günümüzde konuşulan (Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Kazak Türkçesi vb.) Türkçeler Çuvaş Türkçesi hariç z-Altaic olarak sınıflandırılmaktadır. Günümüzde sadece Çuvaş Türkçesi r-Altaictir. Yapılan bu çalışmada Sümercenin Çuvaş Türkçesi ile tüm dillerle olan benzerliğinden çok daha fazla benzerlik barındırdığı ve temel kelimelerin Çuvaş Türkçesindeki ifadesiyle aynı olduğu gösterilmiştir. r-Altaic ve z-Altaic konusunda detaylı bilgi edinmek için şu makaleden yararlanılabilir:[13].

Sessel(Fonetik) benzerlikler

A. Hermann’a göre de Sümerce, Ural-Altay dil ailesinin bir üyesidir ve bu ailenin diğer üyeleriyle oldukça benzer özellikler taşımaktadır.

Örneğin,Sümercede seslerin çıkarılması oldukça basit ve sadedir. Kelimeler tek bir sesle başlar. Bu fonetik özellik aynı şekilde Ural-Altay dil ailesi dilleri için de geçerlidir. Bu dillerde ve Sümercede cümle başlarında -ch, -sch, -ts gibi karmaşık sesler yoktur.

Yine Ural-Altay dillerine benzer şekilde Sümercede de sesli bir harfi sessiz bir harf takip eder. Bu durum bildiğimi üzere Hint-Avrupa dillerinde oldukça farklıdır.

Büyük ünlü uyumu ise hepimizin bildiği gibi Ural-Altay dil ailelerinin birçoğunda olan bir durumdur. Aynı şekilde Sümercede de büyük ünlü uyumu vardır. Ünlü uyum anlamında bu benzerlik Sümercenin Ural-Altay dil ailesine dahil edilmesinde en büyük kanıtlardan birini oluşturmaktadır.

En büyük benzerliklerden biri de Sümercede kelimelerin cinsiyetinin olmamasıdır. Hint-Avrupa dillerinde “Grammatical gender of the word” dediğimiz kavram Ural-Altay dillerinde ve Sümercede bulunmaz. Sümerce ve Ural-Altay dilleri arasındaki bu benzerlik aynı zamanda bu iki grup arasında kültürel bir bağlantı olabileceğini de akla getirmektedir.

Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek isteyenler:[14] ve [15]

Kökensel(Etimolojik) benzerlikler

  • Bu konu ile ilgili daha sonra detaylı bir yazı yazacağım. Çünkü kökensel incelemeleri tarihi olaylar,coğrafi konum gibi ölçütlerle birlikte geniş bir değerlendirmeyle iyi anlayabiliriz.

Kaynakça:

1-https://gunturkbetikevi.files.wordpress.com/2010/12/5000-yillik-sumer-turkmen-baglari.pdf
2-https://cdli.ucla.edu/pubs/cdlj/2011/cdlj2011_001.html
3-http://ojs.tsv.fi/index.php/StOrE/article/viewFile/52475/16285
4-http://www.etana.org/sites/default/files/coretexts/14505.pdf
5-http://idb.ub.uni-tuebingen.de/opendigi/CiI74_qt#p=3
6- http://s155239215.onlinehome.us/turkic/42TurkicAndSumer/sumerianuralaltaicresponse.pdf)
7-http://www.s155239215.onlinehome.us/turkic/42TurkicAndSumer/SimoParpola_Altaic-UralicAndSumerEn.htm
8-http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/12/847/10723.pdf)
9-https://gunesdiliturkce.tumblr.com/post/112596648958/turkic-sumerian-cognates-from-dr-osman-nedim-tuna
10-http://s155239215.onlinehome.us/turkic/42TurkicAndSumer/EnglishSumerTurkDictionaryRu.htm
11-http://s155239215.onlinehome.us/turkic/42TurkicAndSumer/SumerLanguageEn.htm
12-http://www.ijla.net/Makaleler/1026182634_19.pdf
13-http://www.macrothink.org/journal/index.php/ijl/article/view/4107/pdf_31
14-http://s155239215.onlinehome.us/turkic/42TurkicAndSumer/HermannSumerianLanguageEn.htm
15-http://s155239215.onlinehome.us/turkic/42TurkicAndSumer/SuleimenovSumerMorphologyEn.htm

16-http://s155239215.onlinehome.us/turkic/42TurkicAndSumer/ZakarASumerian-Ural-AltaicAffinitiesEn.htm

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--