Yetenekli Çocuğun Dramı

Rüstem Yurteri
Adalet Yayın
Published in
4 min readNov 22, 2020

Alice Miller
1979 yazılan kitap 1996 yılında kapsamlı değişiklikle yeniden basılıyor.
Çeviren: Emine Avşar
9. Baskı 2018
Profil Kitap Yayınları

Yetenekli Çocuğun Dramı

Alice Miller (1923–2010) psikolog, psikanaliz, felsefe alanlarında çalışmalar yapmış, deneyimlerinden ve gözlemlerinden yola çıkarak psikanalitik görüşün ve genel olarak da geleneksel psikolojinin insanın -özellikle çocuğun-duygu dünyasını ihmal ettiğini savunmakta, bunun önemini vurgulamaktaydı.

Alice Miller

Yetenekli Çocuğun Dramı 1979 baskısı, Alice Miller’in daha düşünce evrimin daha başlarındayken kendi kişisel görüşlerini açıkladığı ilk kitabıydı ve büyük yankılar uyandırarak birçok ülkede basıldı. Alice Miller, Yenetekli Çocuğun Dramı kitabını 1979 yılından 1996 yılına kadar oluşan tecrübeler, gözlemler ve bilgilerle yeniden yoğurarak en son şekline getirip yeniden basıldı.

Photo by Tai's Captures on Unsplash

Kitap, yüz elli sayfalık, küçük denecek bir hacimde olmasına rağmen, yoğun bilgi içeren, onca deneyimin sayfalara yanmasının ürünüdür. Miller, kitabında insanın çocukluk döneminde yaşadıklarının, yetişkinlik döneminde nasıl biri olacağıyla doğrudan ilgili olduğunu söylüyor.

Photo by Robert Collins on Unsplash

Gerçeği biraz olsun değiştirmemiz olası değil. Çocukluğumuzda uğratıldığımız zararlardan sonra hiç yara almamış biri gibi olamayız. Fakat yapabileceğimiz bir şey var: Kendimizi değiştirebiliriz, onarabiliriz, kaybolan bütünlüğümüzü yeniden kazanabiliriz. (Yetenekli Çocuğun Dramı Sayfa 11)

Photo by Edmund Lou on Unsplash

Alice Miller ilk çocukluk zamanında yaşanılanlar konusunda, çocuğun kendisinin dahi yapılan yanlışların farkında olamayacağını, bunun yansımasının iler ki yıllarda görüleceğini söylüyor.

Photo by Minnie Zhou on Unsplash

Çocuğa kayıtsız şartsız sevgi göstermesi gereken annenin/babanın kendi yaşadıklarını çocuğun üzerinden tekrar etmesi gibi yanlışlar yapıldığını belirtiyor. Eğer anne/baba güvensiz, korktuğu bir hayat içinde olduğunda çocuğuna bunu hissettirerek, kendi çocukluğundaki boşluğu bu şekilde doldurmaya çalışır. Eğer çocuk kendi korkularını, heyecanlarını, üzüntülerini ifade etmezse bunu ilerde kendi çocuklarına yansıtacaktır. Başka türlü kendini bakanların üzüntülerinin, korkularının nesnesi olur.

Photo by Immo Wegmann on Unsplash

Alice Miller hastalarından tecrübe ettiği en temel gerçeklerden biri şu idi: Eğer çocukluk döneminde kendine yapılan haksızlıklara karşı sessiz kalırsa, bu sonraki dönemlerde başka türlü psikolojik sorunlara yol açar. Bunun tedavisi ise bu sorunla yüzleşmek ve kendisini ifade etmeyi öğrenmektir. Acıktığını söylediğinde annesi bundan rahatsız olduğunu düşünen çocuk artık bunu yapmaz hale gelebiliyor. Sonraki yaşantısında bu acıkmayı bastırma alışkanlığı, başka türlü sıkıntıları ifade etmemesine sebep olarak bütün hayatı etkileyen çocukluktan gelen bir dip akıntısı olarak kendini sürdürüyor.

Photo by Andriyko Podilnyk on Unsplash

Örneğin çocuğun ağlaması da yine kendini anlatma yöntemlerinden. Çocuk normal ağlaması gerekirken sakin sessiz kalıyorsa bu tepkisizliği ilerki yaşlarında başka türlü sorunlar olarak ortaya çıkabiliyor.

Photo by Raul Angel on Unsplash

Alice Miller hem bedensel arzular, hem ruhsal olarak çocuğun kendini rahatça ifade edebilmesinin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Çocuğun bunu yapabilmesi önünde hiçbir engel olmaması, çocuğun her ne yaparsa yapsın ailesi tarafından sevileceği, korunacağı mesajının verilmesinin çok ama çok önemli olduğunu söylüyor. Aksi halde çocuk hem bedensel hem zihinsel olarak sınırlarının farkına varamaz, kendisini gözetleyen, ona şunu yap bunu yapma diyen birilerine ihtiyaç duyar. Kendi kişiliği gelişmeyen bir çocuk kanatları alınmış bir kuş gibi hep anne/baba ya da onların yerine geçen başka otoritelere bağımlı kalır.

Photo by Ben White on Unsplash

Çocuklar su gibi her şeyin şeklini alan, karşı taraftan çok etkilenen varlıklardır. Onların bu zayıf durumlarının farkında olup, yeteneklerini açığa çıkaracak özgürlük alanını olabildiğince açmalıyız. Eğer çocuğun, çocukluğunu yaşamasına izin vermezsek, o yaşanmayan çocuklukla birlikte içinde yeşeren yetenekleri de öldürmüş oluruz.

Photo by Kevin Gent on Unsplash

Biz her zaman kendimizi suçlu hissettiğimiz derecede suçlu olmayız ve her zaman suçsuz olduğumuza inanmak istediğimiz kadar da suçsuz olmayabiliriz. Ancak bunun böyle olduğunu duyguları körelmiş, zihni bulanmış kişiler olarak kaldığımız, geçmişimizin öyküsünü tümüyle öğrenemediğimiz sürece bilemeyiz. (Sayfa 28)

Photo by Juliane Liebermann on Unsplash

Yetişkinin geçmişinde yaşadıklarını değiştirmenin imkanı yoktur. Ama çocukluğunda yapılan haksızlıkların farkına varması, onunla yüzleşmesi ve üzüntü ve öfkesini yaşaması onun iyleşmesi için şarttır.

Photo by Mohammadreza alidoost on Unsplash

Ali Miller, Yetenekli Çocuğun Dramı’nda yıllarca pskianalistlik yapmış, birçok hastayı gözlemlemiş psikolog olarak tecrübelerini bize anlaşılır dille aktarıyor. Kitap herkesin kendi çocukluğuna ve çocuklara bakışında çok önemli değişiklikler yapmasına sebep olacak hayati bilgiler içeriyor. Kitabın okunması, altının çizilmesi kütüphane de temel bir psikoloji kitabı olarak yer alması çok faydalı olacağına inanıyorum.

--

--

Rüstem Yurteri
Adalet Yayın

“Hakikat diyalog ile ortaya çıkar.” Sokrates.