Mimarlık ve Sanal Gerçeklik
Mimarlık hayal dünyasında bir konsept ile başlanan bir süreçtir. Düşünülen tasarım fizik kuralları, ihtiyaçlar, iklim koşulları, coğrafi koşullar vb. ile şekillenerek gelişir ve uygulanabilecek bir hale gelir. Her proje uygulama projesine dönüştürülmez, sadece tasarlanmak için tasarlanır; bazen bir fikri anlatmak, bazen ise hayal dünyasını bir ‘yapı’ ile dışa vurmak için…
Peki bir mimarın tasarlamış olduğu yapı hayata geçmeden önce ne kadar algılanır ?
Render, animasyon, planlar, kesitler… gelişen teknoloji ile sürekli gelişen bir durumla karşı karşıyayız…
Peki ya bina uygulanmadan içerisine girip gezebilseydik ?
Son birkaç yıldır yapabiliyoruz aslında:
CGarchitect tarafından yapılan bir araştırmaya göre küresel sanal gerçeklik(VR) kullanıcılarının %43’ü mimari görselleştirme stüdyoları tarafından, %22’si ise mimarlık firmalarından oluşuyor.
Örneğin New York’ta bulunan Ennead Architects müşterilerin Şanghay Astronomi Müzesi projesini(2021) daha iyi anlaması amacı ile VR teknolojisini kullandı. Projedeki mimarlar konsepti oluştururken ve anlatırken VR’ın tasarımın yönlenmesinde çok etkili olduğunu belirttiler
Tasarım aşamasında konseptin daha iyi oluşturulması kısmında başta tasarlayan mimarlar olmak üzere tüm proje paydaşlarının projeyi daha iyi algılamasını sağlıyor. Tasarım hangi aşamada olursa olsun içerisine girebildiğiniz bir teknoloji!
Tabi bununla kalmıyor, müşterilerin doğru bir ölçek, derinlik ve mekânsal farkındalık kazanmasını sağlıyor. Bu hem projenin daha iyi algılanmasını, hem revizyonların azalmasını ve net bir proje tasarım süreci oluşmasına katkıda bulunuyor.
Ayrıca ekipler arası işbirliğini pekiştirerek proje ilerleyişine de katkı sağlamış oluyor.
Hem BIM ile yönetilen hem de VR teknolojisi kullanılan bir yapı hem tasarım hem de üretim aşamasında sorunsuz yönetilen bir süreç vadediyor…
