Kendi söküğünü diken Dijital Ajans
“Terzi kendi söküğünü dikemez” atasözünü herkes bilir. Peki ya hikayesini?
Hikayede ünlü bir terzi varmış ve bu şanını, müşterilerinin sökük elbiselerini üstlerinden hiç çıkartmadan dikerek kazanmış. Sıra kendi söküğüne gelince ve ulaşılması zor yer olunca da bu atasözümüz türeyi vermiş.
Açık konuşacağım, bu hikaye uydurulmuş bir hikaye aslında. Yo yo sakin olun sizi kandırarak bir şey anlatmıyorum. Hikaye ne kadar uydurulmuş olsa da hikayenin ortalarında öne çıkarılan söz, tebriği hak ediyor bence.
“Bir işi iyi yapabilmek için, o işe karşıdan bakmak lazım”
Başlıyoruz
İstatistikler ve testler neden var? Bir teknoloji ürünü için ele alırsak; ürünleri “Daha verimli nasıl geliştirebiliriz?” ya da “Nasıl daha fazla satabiliriz?” sorusu için var değil mi? İkinci sorumuz üzerinden gidelim. “Nasıl daha fazla satabiliriz?”
Firmalar dijital ajanslarla neden çalışıyor? Ürünü pazarlayıp, daha fazla müşteri kazanmak için değil mi? Dijital ajansların en temel görevi nedir peki? Müşterinin istediğini yapmak mı? Tasarımcısının zevkine güvenip, alengirli görsellerle süslenmiş bir iş sunmak mı? Yoksa bilgiye dayalı istatistikler ve testler sonucu müşterinin ürününü en işlevsel şekilde sunması mı?
Terzi hikayemize dönersek. İyi bir terzi her kesim metodunu, dikiş tekniklerini iyi bilir ve kumaşına göre bunu uygular. Onu iyi yapan da bunları deneyimlemesi ve bilmesidir.
Unicrow olarak bunu biliyoruz ve firma olan müşterimizin istediğine göre değil, o firmanın müşterisine göre çözümler üretiyor ve çalışıyoruz. İşte buna sektörümüzde UX, yani kullanıcı deneyimi deniyor.
Biz de sitemizi yenilerken aynı mottoyla başladık. En anlaşılabilir, en sade ve sadece amacına uygun düşüncelere yer verdik.
Peki neler yaptık?
Teknik 1 : White Space Design (Beyaz Boşluk Tasarımı)
İletişim, gönderici ve alıcı olarak ifade edilen iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen duygu, düşünce, davranış ve bilgi aktarımı ve alış verişi olarak tanımlanabilir.
Grafik de bir bilgi aktarımı ve alışverişi, yani iletişim aracıdır, değil mi?İletişimde de hep anlaşılabilir olmayı savunuruz değil mi? Karşındakinin seni hızlıca ve doğru anlaması iletişimin en temel amacı diye bilinir.
Yazışma sırasında anlaşılabilir olmak için her cümlenin sonuna nokta veya virgül, konuşma sırasında anlaşılabilir olmak için de o nokta ve virgülde beklememiz gerekir. Tasarımda anlaşılabilir olmak içinse; sadelik, basitlik ve beyaz boşluğu tasarlamamız gerekir.
Boşluk tasarımı, odak noktayı belirlemek için yaygın kullanılan bir teknik. Boşluk denilince aklınıza beyaz renk gelmesin. Her renk ile uygulanabilir. Tekniğin özünde sayfanın çoğunu — burada dikkat — planlı şekilde boşluğun alması gerekir.
Biz de bu tekniği giriş sayfamızda kullandık. Neden mi?
Amacımız; Sitemizi ziyaret eden potansiyel müşterimizin bizim ne yaptığımızı ve simgemiz olan “kargayı” aklına kazımasını istedik. Kullanıcı ilk kez karşılacağı ekranda — kısaca bilinmezlik karşısında — ürkmemeli. Bu nedenle en ağır boşluk tasarımını giriş sayfasında uyguladık. İsterse diğer sayfalara uğramadan çıkıp gidebilir. Amacımız ne iş yaptığımızı ve simgemizi tanımasıydı. Boşluk tasarımı sayesinde dikkatini, hedeflediğimiz alana yönelttik.
Boşluk tasarımı ile ilgili Barış Özcan’ın “Sessizliğin Sesindeki Beyaz Boşluk” adında harika bir videosu var. Yazı sonunda url’sini paylaştım. Mutlaka vakit bulup izleyin demiyorum. Vakit ayırıp izleyin.
Teknik 2 : Flat Design
Son zamanlarda değeri artsada, tasarım trendi olarak gördüğümüz, zaman içerisinde yeni bir akıma dönüşecek bir tasarım prensibi.
Flat tasarım aslında bir önceki “Boşluk Tasarımı”nın vizyona sahip. Sadelik ve basitlik. Bu nedenle genel amacımıza ve güncel trende uygun olduğu için çalışmamızda yer verdik.
Teknik 3: Content Strategy (İçerik Stratejisi)
Form’daki hiç bir element rastgele sıralanmadı. Kişi bilgilerinin sonradan alınması, önceliğin hizmet türüne verilmesi hepsi bir mantık ve istatistik çerçevesinde sıralandı.
Sayfadaki verileri gruplandırdık ve iki tür sıralama yaptık.
Birinci Format
- Kişisel bilgilerin alınması
- Proje hakkında kısa bilgi alınması (hizmet türü, proje bütçesi, dosyalar vs)
İkinci Format
- Proje hakkında kısa bilgi alınması (hizmet türü, proje bütçesi, dosyalar vs)
- Gerekli dosyaların —varsa— alınması
- Kişisel bilgilerin alınması
Büyük formlarda kullanıcıyı çekmek ve o formu doldurmasını istemek zor iş. Önceliği kişisel bilgilere verdiğimiz yerde kullanıcının girmesiyle çıkması bir oluyordu.
Sonuç olarak bu iki formattan 2.sinin daha başarılı olduğunu gördük. Bunun sebebi: “Kullanıcı, hedefi doğrultusundaki işlemlere daha fazla öncelik verir” düşüncesi oluyor.
Teknik 4: Responsive Design (Duyarlı Tasarım ve Geliştirme)
Artık web kavramından çok mobil kavramını duyacağımız dönemdeyiz. Bu yüzden cihaza göre duyarlı tasarım, günümüzde olmazsa olmazlardan bir başka teknik detay.
Önceleri IE belasıyla uğraşıyorken, şimdilerde responsive geliştirme kısmıyla ekstra uğraş veriyoruz. 😓 Ama bunun için bela diyemem çünkü bir gereklilik.
Teknik 5: Call to Action (Teşvik Mesajı)
Her website bir amaç üzerine yapılır. Amacınız sitenize giren birini (Kullanıcı) o amaca götürmek, yönlendirmek veya teşvik etmek gerekir. Bu yüzden bu teknik için teşvik etmek desek daha anlaşılabilir olur sanırım.
CTA’yı her sektöre özel stratejik olarak düşünmeli, ona göre konumlandırmalısınız. Bir ajans için en uygun konumlandırmalar; her sitede olduğu gibi önce giriş sayfasında, tüm projeleri görüntüledikten hemen sonra ve proje detayını inceledikten hemen sonra CTA mesajını yerleştirerek kullanıcıyı ajansla çalışmaya teşvik etmek gerekir.
Anasayfa’da gururla sunulan projelerin hemen sonuna “Burası neden boş?” diyerek merak uyandırıp, sonrasında “burada siz yer alabilirsiniz” mesajı vererek müşterileri çekme isteği CTA’dır.
Projeler sayfasında öne çıkarılmış projeler listesinin hemen altına “Hadi beraber harika işler yapalım” mesajı CTA’dır.
Herhangi bir proje detayını inceleyip, sayfanın sonuna gelindiğinde footer’da sabit görünen teşvik cümlesi CTA’dır.
— -
Özetle; “Buradan Başla”, “Şimdi Satın Al”, “Daha Fazlasını Öğrenin” gibi mesajların tümü CTA mesajıdır. Ürün ve hizmet sitelerinde de önemi son derece yüksektir.
Teknik 6: One Page Design
Değişim iyidir. Değişim, bulunduğu yerde yeni enerji doğurur ve gelişim gösterir. Web teknolojisi ve trendleri de gün geçtikçe gelişiyor. Web sitelerinde ki bu hızlı değişim sayesinde her gün yeni bir web tasarım trendiyle karşılaşıyoruz. Bunlardan biri daha önce bahsettiğim Flat Design diğeri ise One Page Design.
One Page Design tasarım prensibinde tüm içeriği veya içerikte sadece önemli görülen alanları kullanıcıya tek bir sayfada sunma imkanı veriyor. Bu da kullanıcı için hızlı erişim ve bilgi almasını sağlıyor.
One Page Design neden trend?
Eskiden internet hızlarının yetersizliğinden dolayı tüm içeriği tek sayfada sunamıyor oluşumuzdan, facebook ve twitter gibi —neredeyse— sonsuz içeriğe sahip sitelerin olmayışından —ki scroll alışkanlığını kullanıcılara kazandıran en büyük etken facebook— olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden One Page Design sevilip, kullanılıyor.
Böylece ajansın sitesinde kullanma sebebimizi açıklamış olduk.
Son olarak
Biz 2016'ya bu düşüncelerle kurduğumuz yeni sitemizle giriş yaptık. Yazının gecikme sebebi ise, bazı testlere ihtiyacımızın olmasıydı.
Ama yine de biz yeni yılınızı kutluyor ve gönlünüzden ne geçiyorsa hepsinin olmasını temenni ediyoruz. 😊
Yararlı bir yazı olacağını düşünerek size sunduğum bu yazıyı umarım beğenir ve paylaşırsınız.
Az önce CTA mesajına maruz kaldınız, fark ettiniz mi? 🤔
Hoşça kalın. 😉
Sessizliğin Sesindeki Beyaz Boşluk — Barış Özcan https://www.youtube.com/watch?v=W0km479c1gQ
