Yurtdışı Eğitimi İçin Okul Dışı Aktiviteler

Esra Çelebi
UniPath
Published in
3 min readAug 27, 2020

Yurt dışında üniversitelere başvururken lise yıllarında yaptığınız “extracurricular” dediğimiz aktiviteler en az notlarınız kadar önemli olacaktır. Özellikle ABD’deki okullar için akademik başarınızın yanında gerçekleştirdiğiniz faaliyetler Avrupa’daki okullara kıyasla son derece önemli. Avrupa’daki çoğu üniversiteler özel bir bursa başvurmadığınız sürece okuyacağınız bölümdeki notlarınıza ağırlıklı önem verse bile Amerika’daki gibi iddiali üniversitelere başvurmak için 9. sınıftan itibaren yaptığınız okul dışı faaliyetler diğer adaylara göre ön plana çıkmanızı sağlayacaktır. Peki yapılan her aktivite başvurunuzu güçlendirir mi? Karşınıza çıkan her faaliyette yer almalı mısınız? Bu aktivitelere ne zaman başlamak gerekir? Bu blogumuzda sizler için bu tip soruları cevaplıyor olacağız.

Öncelikle okullar “well-rounded” dediğimiz her türlü aktivitede yer alan öğrenciler değil, tutkulu olduğu tek bir konuda çok başarılı olan öğrenciler arar. Örnek vermek gerekirse hem müzik aleti çalıp, hem spor yapıp hem araştırma yapıp hepsinde averaj olmaktansa bir dalda üstün başarı elde etmiş olmanız üniversiteler için çok daha etkileyici olacaktır. Görmek istedikleri şey özel, eşsiz bir dalda başarı gösterebilmenizdir.

İlk adım: tutkunuzu bulmak. Yapacağınız projelerde dikkat etmeniz gereken en önemli şey gerçekten severek yaptığınız bir konu üzerinden ilerlemek. Bir aktiviteyi etraftakiler söylediği için değil, tutkunuz olduğu için yapmalısınız. Üniversitelerin görmek istediği şey sizin bir konuya ilgili olduğunuzu sadece söylemekle kalmayıp bunu fiziksel olarak gösterebilmeniz. Hem kişisel olarak, hem de akademik olarak yoğun ilginizin olduğu bir konuyu seçtikten sonra bu temada neler yapabileceğinizi düşünmeye başlayabilirsiniz.

Üniversitelerin görmek istediği diğer bir özellik ise girişimcilik ruhu. Şimdiki dönemde eskiden olan “ofis” işlerinin yerini yavaş yavaş girişimci meslekler almaya başlıyor. Bu sebeple yapacağınız okul dışı aktivitelerde bu özelliğinizi yansıtmalısınız. Girişimcilik dediğimiz zaman mutlaka bir iş başlatmanız veya bir ürün üretmeniz gerekmiyor. Yapmanız gereken, hesaplanmış riskler alarak konfor alanınızdan çıkacağınız bir şeyler yapmak. Örnek olarak önceden hazırlanmış bir programına katılmak yerine cesaretle kendi projenizi geliştirmeniz başvurunuzu daha güçlü gösterecektir. En basitinden ilgi alanınız hakkında instagram sayfası açmak, podcast yayınlamak ta girişimci kişiliğinizi yansıtmak için yollardır.

Çoğu öğrenci tarafından yapılan bir yanlış gönüllülük faaliyetlerinin kalitesinden çok saatlerine önem vermesidir. Genellikle belirli bir süre doldurabilmek için karşınıza çıkan tüm gönüllülük aktivitelerini yapmalıymışsınız gibi bilinse de, bu yanlıştır. Önemli olan yaptığınız aktivitenin direkt olarak ne kadar, kimlere etki sağlayabildiğidir. Bunun için danışmanlar kendi yakın çevrenizden başlamayı önerir. Gönüllülük aktiviteleri mutlaka Afrika gibi uzak ülkelere gidip eğitim vermeyi değil, aslında yakın çevrenizde tespit ettiğiniz bir probleme çözüm bulmak için uğraşmayı da kapsar. Kendinize sormanız gereken soru “Ben neyde iyiyim ve bunu nasıl yakın çevreme paylaşabilirim?” olmalıdır. Becerili olduğunuz alanı bulduktan sonra bunu topluma paylaşabilmek için yollar aramaya başlayabilirsiniz.

Tutkulu olduğunuz bir konuda staj yapmak ta özellikle business gibi dallar okumak isteyen öğrenciler için son derece önemli. Genellikle 10 veya 11. sınıfın yazında yapılan stajlar ilgi alanınızın üzerine gitmek ve iş deneyimine sahip olmak için yararlı olacaktır. Mesela moda tasarımına tutkusu olan biri yurt içi veya hatta yurtdışında bile bu konularda staj başvurusu yapıp yaz tatilinde bu aktiviteyi gerçekleştirebilir. Bu sayede üniversite başvurunuzda bu konuya olan ilginizi kanıtlamış ve somut olarak yaptığınız bir şeyi kanıt olarak göstermiş olursunuz. Staj benzeri başka bir aktivite ise konunun uzmanlarıyla görüşme yapmak. Bu genelde yaptığınız bir projenin uzantısı veya proje sürecinde yardım almak amacıyla yapılır. Örnek olarak kanser araştırmaları hakkında yapılan bir proje sırasında kanser uzmanı bir profesörle görüşülerek proje güçlendirilebilir.

Editörün önerileri:

-Tutkulu olduğunuz konuda bir proje yaptıktan sonra bu projenin sürdürülebilir olması da çok önemli. Mesela bir web sitesi açtıktan sonra proje bitmiş gibi düşünmek yerine günlük/ haftalık/ aylık olarak yeni makaleler ve postlar paylaşmalısınız.

-Benim fikrimce büyük çaplı bir projeye başlamadan önce etkisini arttırabilmek için önce çevrenizden başlayıp gittikçe büyütmek çok daha efektif olacaktır. Bazen yapılan projeler çok geniş kapsamlı ve uzak bir kitleyi hedeflediği zaman gerçekleştirmesi zor ve direkt olarak görülen etki daha az olabiliyor. Bunu önlemek için iyi olduğunuz konuyu tespit edip bunu paylaşırken kendi okulunuz, semtiniz, şehrinizden başlamak iyi bir yol olur.

-Eğer aklınızda bir proje fikri varsa veya henüz sadece sorun tespit edebilmişseniz ve bunu tek başınıza hayata geçiremeyeceğinizi düşünüyorsanız bir grup ile bu yola çıkmayı düşünebilirsiniz. Arkadaşlarınıza veya ilgili olabileceğini düşündüğünüz birilerine fikrinizi sunarak onları da davet ederseniz daha hızlı bir şekilde ilerleyip projenin etkisini arttırabilirsiniz. Hatta proje büyüdükten sonra internetten tanıtıp başvuru ile ekibinize yeni üyeler katmaya devam edebilirsiniz.

Sonuçta 9–10. sınıftan itibaren tutkulu olduğunuz bir konuda projeler yapmak ve okul dışı gönüllülük gibi faaliyetlerde yer almak başvurunuzda sınav notlarınız kadar önemli olacaktır. Girişimci kişiliğinizi göstererek gerçekten sevdiğiniz bir konuda ilerlemek siz çok büyük fayda sağlar.

Umarım bu yazı lise yıllarında nasıl bir yol izlemek istediğinizi anlamanızda yardımcı olabilmiştir!

-Esra Çelebi

--

--