İkililerin İlişkiselliği

Halil Yıldırır
Valör
Published in
5 min readJun 3, 2021

Ahmet Elhan’ın “İkililer IV” sergisi, 14 Mart — 13 Nisan 2019 tarihleri arasında Evin Sanat Galerisinde izleyicilerle buluştu. Sanatçının 2010 yılından beri devam ettiği “İkililer” serisi, aslında şimdiyle geçen yıllar arasındaki bakışının nasıl değiştiğini de gözler önüne serdi.

Ahmet Elhan — İkililer #7, diptik fotoğraf, 2010

Evin Sanat Galerisi 14 Mart — 13 Nisan 2019 tarihleri arasında fotoğrafın usta isimlerinden Ahmet Elhan’ın kişisel sergisine ev sahipliği yaptı. Uzun zamandır kişisel bir sergi ile sanat severlerle buluşmayan Elhan, sergide 2010 yılından beri devam ettiği “İkililer I”, “İkililer II” ve “İkililer III” serilerinden bir seçki ve son dönem ürettiği “İkililer IV” serisinden çalışmalarıyla izleyeni karşıladı.

Sergide Ahmet Elhan’ın İkililer serisinden diptik(ikili) halde sunduğu manzara fotoğrafları, ister istemez diptik kavramına yoğunlaşma isteği doğuruyor. İngilizce diptych kelimesi, Yunanca’da iki anlamına gelen dis kelimesi ile katlama anlamına gelen ptykhe kelimesinin birleşiminden meydana geliyor. Kelime ilk olarak, antik Roma döneminde kullanılan katlanır yazı tabletleri için kullanılmış. Sonraki yüzyıllarda ise diptik, daha çok dini hikayeler sergilemek ya da azizler ve diğer önemli şahsiyetleri onurlandırmak için kullanılan yaygın bir yol ve sergileme tekniği haline gelmiş. Elhan’ın çalışmalarında ise diptiğin biçimsel olarak antik kullanımına daha yakın olduğunu ve sanki ortadan katlanmış bir kitap sayfasını andırdığını söyleyebiliriz. Çünkü sanatçının ikilileri birbirinden farklı iki görselin direkt diptik sergilenmesi adına yan yana konulmuş çalışmalar değil. Elhan’ın İkililer serisinden çalışmaları, geniş ve yatay bir perspektifle elde edilmiş manzara görsellerini tek bir fotoğraf baskısında dijital olarak yan yana getiriyor. Sol ve sağ gözden teker teker alınmış ve birleştirilmiş görüntüleri andıran çalışmalarıyla sanatçı, geleneksel fotoğraf ontolojisindeki tekil perspektif yaklaşımını yapı bozumuna uğrattığını söylüyor. Oluşturduğu diptik görsellerle geleneksel fotoğrafik söylem yapısı ve bu söylemden kaynaklanan görsel algıyı da etkilediğini belirtiyor.

Çalışma mantığı olarak insan gözünü model alan fotoğraf makineleri, sahip oldukları tek bir lens sebebiyle sadece o objektiften çıkan perspektifteki görüntüyü üretir. İnsan ise sahip olduğu iki göz(lens/objektif) sayesinde iki farklı perspektiften gelen görüntüyü birleştirerek 180 dereceden biraz fazla bir görüş alanında görmemizi sağlar. Yani biyolojik olarak panoramik bir bakış açısına sahip olmamız algımızı da bu doğrultuda evrimleştirmiştir. Elhan’ın da fotoğraflarında vermek istediği algı tam olarak budur. Kendisi de “fotoğraflarım tek başına anlamlı değil” diyerek bunu ortaya koymaktadır. Önceki röportajlarında da dile getirdiği üzere, çalışmalarında iki ayrı parçada bir görüntü yakalayan sanatçı, çalışmalarının bu şekilde bütünleşip, anlam kazandığı ifade ediyor.

Ahmet Elhan — İkililer #5, diptik fotoğraf, 2010

Sergideki çalışmalara göz attığımızdaysa birinde muntazam şekilde ekilmiş ağaçlardan oluşan bir ormanın içeriden çekilmiş görüntüsü; diğerinde yapımında kullanılan taşlardan ve mimarisinden dolayı Selçuklu’lardan kalma gibi duran düz çimenlik bir alandaki türbe yapısı; bir diğer çalışmada da tarla içinde çeşit çeşit uzunluktaki bitkilerin arasında terkedilmiş betonarme bir yapı yer alıyor. Başka bir çalışmada ağaçlık ama bakımsız tel örgülerle çevrilmiş bir bahçede yer alan ufak bir betonarme ev; diğerinde lacivert tonlarda oldukça bulutlu bir gökyüzünün altında, yemyeşil bir arazinin içinde karamel tonlarda boylu boyunca uzanan toprak bir yol var. Sanatçının İkililer 1 serisine ait olan bu fotoğraflarında ve serinin diğer uzantılarında da dikkatimi çeken en önemli noktanın, görsellerde hiç insan figürü olmaması; ama figüre ait ya da figürün edilgen olarak yer aldığı durumların olması diyebilirim. Muntazam şekilde dikilen ağaçlar, tarihi türbe yapısı, betonarme yapı ve ev, karamel tonlarda oldukça düzgün açılmış toprak bir yol. Bunlar fotoğrafların gizli öznesi olarak insanla karşılaşmamızı sağlıyor.

Elhan’ın çalışmalarında ortaya koyduğu bir diğer muamma ise çekilen manzaraların nereye ait olduklarını bilmememiz. Sanatçının bir araya getirdiği manzaralar biraz da ‘yokyerler’ hissi uyandırıyor ki fotoğraflarda yer alan açık alandaki yapı görüntüleri, ‘yer’in belirsizliğini de bizlere gösteriyor. Bu durum, izleyiciye sunulan manzaraların yüksek dozda yersiz-yurtsuzluğu, sanatçının diğer çalışmalarıyla kurduğu bağlantı ve ikililer serisinin üretildiği yılları da düşününce içinde bulunduğumuz ‘yer’i de sonuşmaz kılıyor.

Görseller her ne kadar insan gözünün panoramik algısı doğrultusunda izlemesi kolay görseller olsa da yukarıda bahsi geçen içeriğindeki griftlik sebebiyle çalışmaları okuması çok kolay olmuyor. Sanatçı, görece kolay bir konuda üretimlerini gerçekleştirmiş gibi olsa da fotoğrafların hem çekim hem de diptik montajı sırasında belli bir kavramsal süzgeçten geçirildiği kendini gösteriyor. Bazı görsellerin simetrik bir şekilde ikili hale getirilmesi, bazılarının ise birleşme noktalarındaki simetrisinin kasıtlı olarak bozulması bu durumu kanıtlar nitelikte. Diptik hale getirilen fotoğraflara, ayrı ayrı lomografik efekt uygulanması da sanatçının manzarayı olduğu gibi algılatmak yerine, yeni bir gerçeklik oluşturmak istediğini gösteriyor. Sanatçı da çalışmalarındaki bu durumu şu sözleriyle ifade ediyor:

“Gerçeklik algısını çarpıtmak ve insanlara fotoğraflarda ilk gördüklerini sorgulamaları için meydan okumak istedim. Resim geleneğini hatırlatmak için fotoğrafları renklendirmeye çalıştım: Tasvir edilen manzaralar, klasik manzara resimlerini andırıyor, ama içinde insan ürünü yapılar var. Yani bu, kod sisteminin tamamını engebeli bağlantı yollarından koparmak ve düzensiz bir şekilde tekrar dikmek gibidir.”

Ahmet Elhan — İkililer #10, diptik fotoğraf, 2010

Ahmet Elhan üretimleriyle ve fotoğrafın ontolojisinde gerçekleştirdiği sorgulamalarla öz-ilişkisel sanat icra ediyor desek abesle iştigal olmaz. Çünkü bir sanat fikrinin gelişimi ilk olarak salt, öz-ilişkisel bir konudur. Fotoğrafın alışılagelen egemen kodlarını kırmaya çalışmak, bu doğrultuda çalışmalar üretmek, ‘başka şekilde de olabilir’ açısını ortaya koymak, bu niteliği destekler. Sanat için de ‘de facto’ ilişkiseldir diyebiliriz. Elhan da burada hem sanatın kendisiyle hem de izleyiciyle bilinçli bir şekilde iletişim kurmaya çalışarak belli bir tutum sergilemektedir. Dahası, bu yönü sanatına bilfiil dahil ediyor da diyebiliriz. Fransız küratör ve sanat kuramcısı Nicolas Bourriaud’a göre, “sanatçı, izleyiciyle bilfiil ilişki kurma arayışında ve diyalog kurma çabasında olduğu sürece ilişki yakalamaya çalışan bir estetik de iş üstündedir.” Elhan’ın iş üstünde olan estetiği ise fotoğraflarında ortaya koyduğu ‘kusur’lardır. Bu, ilişki halindeki sanatçının çalışmalarının fotoğrafın gerçekliği sunumuna yönelik olsa bile direkt eleştirel olduğu anlamına gelmiyor. Çalışmalarında yakalanabilecek yegane eleştirellik ziyadesiyle dolaylıdır; çünkü iletişim ve diyaloğa karşı duyduğu belirgin açlık, mevcut toplumdaki izleyicinin, sanat disiplininin kendisiyle olan sosyalleşme eksikliğinin ifadesi olabilir. Bu da izleyenin, fotoğraflar ve fotoğraf disiplininin epistemolojisi üzerine düşünmesini istediğini gösterir.

Sona geldiğimizdeyse fotoğrafın gelenekleşmiş kurallarına tepki biçiminde yeniyi arama, ‘başka nasıl olabilir’i sorgulama ve izleyiciyle de bu doğrultuda bir ilişkisellikle sanatını şekillendirmeyle Ahmet Elhan’ın “İkililer” sergisi, izleyenlere sunduğu çalışmalarda, gizli öznelerin aranmasını bekler gibidir. Dokuz yıldır aralıklarla devam ettiği İkililer serisi, sanatçının aslında şimdiyle geçen yıllar arasındaki bakışının değişimini de gözler önüne seriyor. Çalışmalara üretildiği yıllar bağlamında sosyolojik bir üst okuma yaparsak, sanatçının toplumda günden güne artan yozlaşmayı, fotoğrafın ontolojisi üzerinden yansıttığını dile getirebiliriz.

Bu makalenin orijinal hali Istanbul Art News, Mart 2019 Sayı 60, Sergi Bölümünde yayımlanmıştır.

Makaleyi beğendiyseniz aşağıdaki 👏🏻‘a istediğiniz kadar tıklayabilir ve yazının diğer insanlara ulaşmasına daha fazla katkıda bulunabilirsiniz.

--

--

Halil Yıldırır
Valör
Editor for

Visual Artist | Poet | Art Critic — [member of AICA Tr] | PhD in Art