Vizonların katledilmesi korkunç ama korkunç olan sadece bu değil.

Berk Efe Altınal
VeganAbolisyon
Published in
2 min readNov 11, 2020

Danimarka’da, Coronavirüs bulaşması sebebiyle 17 milyon vizonun öldürülmekte olduğuna dair haberler basına yansıdığı andan itibaren gören pek çok kişiyi etkiledi.

Dahası, başka ülkelerdeki vizonlarda da virüse rastlanması sebebiyle öldürülen vizon sayısının artması bekleniyor. Daha önce İspanya’da ve Hollanda’da da vizonlarda koronavirüse rastlanmış, milyonlarca vizon öldürülmüştü.

Birçok kişi vizonların öldürülmesinden dolayı üzüntü duymakta ve bunun korkunç bir durum olduğunu ifade etmekte. Oysa korkunç olan durum bundan ibaret değil.

Öldürülen milyonlarca vizon, kısa süre içerisinde şapka ya da kışlık mont yapılmak amacıyla öldürülmek üzere dünyaya getirilmişti. Birkaç ay daha zorlu hayatlarını yaşayacak ve daha sonra kürklerinin işlenmesi amacıyla öldürüleceklerdi. Tıpkı her yıl insanların damak zevkleri için sömürülmek ve öldürülmek üzere dünyaya getirilen milyarlarca inek, tavuk, koyun ve diğer hayvanlar gibi.

Üstelik bu milyarlarca hayvan, asla haber konusu olmamakta, sessizlik ve kabul içerisinde öldürülmekte, hiç kimse tarafından yasları tutulmadan bir ürüne dönüştürülmekte. Pek çok kişi vizonlar için açılan toplu mezar görüntüleri karşısında büyük üzüntü duydu, oysa milyarlarca hayvan için herhangi bir mezar da söz konusu olmayacak. Eğer koronavirüs bulaşmış olmasaydı, bugün haber olan ve yası tutulan vizonlar da onların arasında olacaklardı.

İçinde bulunduğumuz pandemi, insanların hayvan tüketimi sebebiyle ortaya çıktı. Tıpkı deli dana, kuş gribi, domuz gribi, SARS ve daha birçoğu gibi. Vizonlar, bu defa, hayvan kullanımının doğrudan kurbanı olmak yerine, hayvan kullanımının sonuçlarından birinin kurbanı oldular.

Hızlı bir kararla milyonlarca vizonun öldürülmesinin ardından Danimarka haber bültenleri ekonomik zarara uğrayan vizon çiftliği sahiplerinin trajedilerine odaklanmış durumda. Vizon çiftliği sahipleri, uğradıkları zararın devlet tarafından tazmin edilmesini talep ediyor. Çünkü vizonlara en baştan bir kullanım ve değişim değeri biçilmişti.

Vizonlar yaşarken de ölürken de birinin eşyasıydı. Tıpkı yaşamlarına “vazgeçemeyeceğimizi” söylediğimiz alışkanlıklarımız üzerinden kullanım değerleri biçtiğimiz ve bedenlerinin ya da beden çıktılarının “pahalı” ya da “ucuz” olduğunu söyleyerek paha biçtiğimiz hayvanlar gibi.

Eğer milyonlarca vizonun öldürülmesi ve ölümlerinin ardından bir eşya gibi maddi değerlerinin tazmin edilmesinin tartışılması size de yanlış geldiyse, bu yanlışın bir istisna değil, rutin olarak sürüdürülen bir yanlış olduğunu, insan alışkanlıkları ve zevkleri için milyarlarca hayvanın öldürüldüğünü, milyarlarca hayvanın insan eşyası olarak dünyaya getirildiğini de görmelisiniz.

Milyonlarca hayvanı bir salgını önlemek için öldürmek korkunçsa, damak zevkimizi tatmin etmek için rutin olarak öldürmek daha kabul edilebilir olmamalı. Bu yaşananları engellemek için bir yol var: Hayvan kullanımına son vermek.

Önce kendi yaşamlarımızdan başlayarak.

--

--