MEVSİM DEĞİŞİYOR, SİZ DE AYNISINI YAPABİLİR MİSİNİZ?

Motosiklet sürmenin en güzel yanlarından biri mevsim değişikliklerini iliklerinize kadar hissetmenizdir. Hele ki 4 mevsim yaşanan bir ülke olan Türkiye’de yaşıyorsanız. Aralık ayının ilk günlerinde İstanbul’dan güneye Akyaka’ya sürdük. Sonbaharın kışa dönüşümünü, güneş ışınlarının enerjisinin düşük olması ve ağaçların rüzgârdan titreyen bedenlerindeki sarı kızıl yapraklarının kopmalarından da anlıyorsunuz.

Dünya kim bilir kaç milyon yıllarca mevsim değişikliklerini yaşadı, yaşattı. İnsan ise bu güzel döngüyü bitmek tükenmek bilmeyen istekleri ile mevsim değişikliğinden iklim değişikliğine evrimleştirmek için adeta motosikletini keskin bir viraja son sürat sürer gibi. Bu virajdan dönülüp dönülemeyeceğini ise devletlerin aldığı 1,5 derecelik ısı artmamasının sağlanıp sağlanamaması ile yakın gelecekteki nesiller görecekler.

Mevsim değişikliği Dünyanın Güneş etrafındaki yörüngesi ile ilgili iken, iklim değişikliğinin sebebi nedir? Muhtemelen çoğumuz bunu ısı değişikliğine sebebiyet veren sanayilere, devletlere ya da farklı birçok sebebe bağlayacaktır. Hâlbuki asıl sebebin insan kendi değişikliği olduğununun henüz farkında değiliz. Varoluşundan buyana insan sadece fiziksel gelişimi ile evrim geçirmedi. Akıl gücü ile kendini düşüncelerini çoğunlukla olumlu yönde geliştirme çabasında kullandı. İnsanı insan yapan bilgeliğe giden değerlere ulaşmada felsefeyi ve teolojiyi keşfetti. Erdem ya da fazilet olarak tanımladığımız birçok değere ulaştı. Bilgi ve merak bu değerlerin olmaz ise olmazı, başlangıç noktası idi. Bilgiye ve meraka olan arzumuz insanın kendi iç yolculuğuna da bir başlangıçtı. Akıl gücü ile birçok erdemi tanımladık ve onlara ulaşmak için yollar aradık. Bu yollar sadece araçtı. Amacı buraya yazmayacağım. Umarım düşünür ve bulursunuz.

İnsanın ilk kaybettiği de maalesef ki bilgi ve merak. Sanırım sonrasında tevazu ve merhametimizi kaybettik. Tanıdığım ufak bir grup, erdemleri daha iyi anlamak için motosikleti araç olarak kullanıyorlar. İlk toplantılarına katıldığımda konunun fikir babası motosiklet gurusu Paolo’nun söylediklerini anlamamış diğer katılan birçok motosiklet sürücüsü gibi konuya ilgisiz kalmıştım. Yine de motosiklet ile erdemleri nasıl bağdaştıracağını merak ettiğim için toplantılara katılmaya devam ettim. Şimdi anlıyorum ki zaten merak duygumu tetiklemesi ile Paolo yapacağını yapmış insanın değişimindeki ilk erdemi ortaya çıkartmıştı.

Bu hafta sonu da Akyaka’da buluşmak ve konuları konuşmak için sürmüştük. Sürüşün başlangıcı toplantının iyi gitmeyeceğinin ipucuydu sanki. Buluşma yerinde neredeyse iki saat diğer sürücüleri sabır ile beklemiştik. Ancak gelmediler. Motosikletin sihirli gücü tamda bu noktada ortaya çıkarak yinede ulaşmak istediğimiz yere gitmek için yeterliydi. Bu sihirli güç tabii ki tutkudan başkası olamazdı. İlk gün uzun ve öneriler ile dolu teorik toplantı oldu. İkinci gün ise sürüşler yapıldı. Toplantının ve sürüşlerin iyi geçtiğini düşünürken halen kişisel farkındalıklarımızın gelişme evresinde olması, erdemleri içselleştiremeyip sadece kitapçıkta ve sözde kalması ne kadar zorlu bir yolda olduğumuzun kanıtıydı. Çünkü insanı insan yapan erdemler yerine geçmiş ve kök salmış alışkanlıklarımız var.

Sevgiler

Deniz Bıyıkoğlu