‘Burç yok, büyü yok, reiki yok’

Yağız Basgıcılar
ayın karanlık yüzü
3 min readJun 2, 2020

Olmaz Öyle Saçma Tarih’ programından tanıyacağınız Emrah Safa Gürkan’ın ‘Öğrenmeyi öğrenmek’ adlı TED konuşmasını izledim geçen gün. Konuşmanın başlarında “burç yok, büyü yok, reiki yok…” diyor. Reiki ve burçlara inanan biri olarak çok canımı sıktı tabi bu. Hatta bir akademisyen olarak inanç sayılabilecek şeyler hakkında bu kadar iddialı konuşmasına kızdım, çok kızdım. Ama biliyorum ki beni kızdıran şey bilgisiyle beni tokatlayan bu tarihçinin dedikleri değil de düşündürdükleriydi. Dedikleri doğru olabilir miydi?

Tarih derslerinden aklımda kalan iki şey var. Biri 1071'deki Malazgirt Savaşı ile Anadolu’nun kapılarının Türk’lere açılması, öteki de ‘geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez’ sözü. Bu sözü yeni yeni anlayabiliyor ve pratikte kullanabiliyorum aslında.

Her şeyin bir sebebi vardır. Her tepkinin ardında bir etki ve her şeyin temelinde, geçmişinde yatan olaylar vardır. O yüzden şu andan ne kadar geriye gidersek yorum kabiliyetimiz artar. Yaşadığımız toplum ve oluşturduğumuz büyük (!) insanlık da uzun bir inşa sürecinin, sonsuz etkilenmenin ve etkileşimin bir meyvesi. Yavaş yavaş ya da sıçramalarla gelinen bugün, hep devam edecek bir inşaatın şu anki şantiyesi.

Deneme yanılmalarla ve mevcudun üzerine yeni şeyler ekleyerek ilerlemeye çalışıyoruz. Bazen bilinçli olarak yapıyoruz değişimi, bazense farketmeden figüranlık yapıyoruz değişime. Bir hikayeyi sadece kulaktan kulağa aktarırken bile yeniden yazabiliyoruz. Yeni şeyler ortaya koyuyor ya da eskileri yeniden ele alıyoruz. Farklı isimler koyuyor ya da farklı anlıyoruz. Bazen aynı şeyler yeniden hortluyor ve doğru zaman geldiği için kabul görüyor.

Bunların farkında olduğum için bu tarihçinin sözlerine istemesem de kulak verdim. Çünkü bu adam muhtemelen benden çok daha geniş bir pencereden bakıyor olaylara. Ben bugünü görüyorsam o bugünü ve bugünün nereden yansıdığını görüyor. Bu yüzden de aslında “Reiki yok” sözüyle demek istediği belki de Reiki ya da bugün benimsenen herhangi bir Yeni Çağ pratiğinin önceki bazı inançların kostüm değiştirmiş oyuncuları olduğu. Belki bir konseptin günümüze uyarlanmış şekli ya da birkaç farklı sistemden alınmış pratiklerden sentezlenmiş yeni dini araçlar.

Bu şekilde düşününce hak vermeden edemiyorum. Ama aldatıldığım düşüncesiyle kahrolmak yerine ortada kılık değiştiren bir kahraman olduğuna inanmayı tercih ediyorum. Bu kahraman farklı zamanlarda kendini farklı şekillerde gösteriyor ama belki de aynı hikayeyi anlatmaya çalışıyor. İşte o hikayeyi anlamaya çalışıyorum. Kirlenmiş de olsa kadim bilgiler olduğuna inanıyorum ve onları bulmak için doğru kanalları arıyorum.

Biliyorum ki insan inanmak isteyince her şeye rağmen inanır ve bir noktada nesnelliğini kaybeder. Güneş gözlüğü takıp da gözlüğü farketmemek gibi inanmak. Değişen inançlarıma bakınca bunu görebiliyorum. Önceden deli saçması diyeceğim hikayeleri başkalarına savunurken buluyorum kendimi ve gözlüğü taktığımı farketmiyorum bile. O yüzden de Emrah Safa Gürkan gibi inançsız ama bilgili kişilerin bakış açısıyla kendimi dürtmeye çalışıyorum.

FLU TV izleyenler bilecektir (izlemeyenler de izlemeli bence) işlenen konuların soyutluğundan ve karmaşıklığından dolayı programlarını ‘E ne yapalım yani ölelim mi?’ diye bitirdikleri çok olur. Reiki var ya da yok, ne yapayım öleyim mi yani? Ya da burçlar. Hayatı hikayelerle anlamaya çalışıyoruz. Her gün sayısız hikaye dinleyip aklımıza yatanlara inanıyor sonra bir de üstlerine kendi hikayelerimizi ekliyoruz. O yüzden bana göre soru reiki diye bir şeyin olup olmadığı ya da neyin yeni ambalajı olduğu değil de bana zarar vermeden hayatı yorumlamama nasıl katkı sağladığı.

İnançlar kolaylıkla fanatizm ve bağnazlığa dönüşebilen şeyler. Yine de bazı kabullerle bir yerden başlanabilir. İnandığım şeyin sandığım şey olmayabileceği gerçeği karmaşık dengeler içeren bir ilişki. Kaybetmek istemediğim bir inançlılığım ama sorgulamayı da bıraktırmayacak bir şüpheciliğim olduğu sürece her şey yolunda diye umuyorum. Hikayeler yeniden yazılabilir, biz anafikri anlamaya bakalım.

Tanrıyı şu an anladığım şekliyle anlatmaya çalışmıştım, ilginizi çekerse…

--

--