Neymiş bu yoga?

Yağız Basgıcılar
ayın karanlık yüzü
4 min readMay 2, 2020

Instagram’da #yoga diye aratırsanız çoğunlukla başüstü duran, taytlı, bakımlı insanlar çıkacaktır karşınıza. Fotoğraflarda esneklikleri ile sirk çalışanlarını aratmayan ama bir o kadar da seksilikleriyle kendilerine baktıran, belli ki profesyönel fotoğrafçılarla çalışmış kişileri görürsünüz. Bu fotoğrafları bilgece yazılmaya çalışılmış ucuz metinler, çoğunlukla içi boş aforizmalar tamamlıyordur.

Yoga bu değil!

Yoga bunların çok daha ötesinde bir felsefe, harika bir şey ve daha çok insana, herkese ulaşmalı. Bunun için önce bazı önyargıların kırılması ve yanlış anlaşılmaların önüne geçilmesi gerek. Bu yazının amacı da samimi bir şekilde bir fikir vermek.

Elbette Yoga’ya gönül vermiş, felsefesini anlamaya ve aktarmaya çalışan ya da sadece fiziksel olarak faydalanmaya çalışan birçok insan var. Onlar zaten yukarıda dediklerimi üstlerine alınmayacaktır!

Wikipedia Yoga için şöyle demiş:

Yoga (Sanskrit), Hindistan kaynaklı fiziksel ve zihinsel disiplinleri tarif etmek için kullanılan bir kelimedir. Aynı zamanda Hinduizm, Budizm ve Jainizm’de çeşitli meditatif uygulamalara da yoga adı verilmektedir.

“Kavuşma”, “bir araya gelme”, “birlik”, “karşılaşma” ve “yöntem” olarak çevrilebilir. Yoga uygulayan veya yoga felsefesini takip eden kişiye yogi ya da yogini adı verilir…

Hindistan dışında Yoga, duruş temelli egzersizler, stres atma ve dinlenme yöntemleri olarak anılıyor. Hint geleneklerinde ise merkezinde asıl meditasyon ve spiritüellik bulunuyor. Bugün Yoga denince akla gelen şey aslında birbiri ardına yapılan Asana’ların oluşturduğu fiziksel egzersiz.

Wikipedia Asana’yı şöyle tanımlamış:

Asana sanskritce ‘duruş’ veya ‘pozisyon’ demektir. Asanalar bir yandan meditasyonda, bir pozisyonda uzun süre rahat oturma yeteneğini geliştirmek için, diğer yanda vücuttaki enerji merkezlerini aktifleştirmek için geliştirilmiştir yoga duruşlarıdır. Asanalar farkındalığı arttırmakta ve bedenin, zihnin, ruhun keşfedilmesi için temeller hazırlamaktadır.

Yani aslında yapılan şeye sadece Yoga demek, felsefesi ve genişliği anlaşılmadığı takdirde yapılanın içini boşaltabilir.

Yoga’yı bence iki şekilde ele almak mümkün:

1. Amaç olarak Yoga

Adından da anlaşılacağı gibi, amaç fiziksel egzersiz yapmaktır. Bu haliyle bile, bilinçli bir şekilde ve vücutta bir farkındalıkla yerine getirildiği takdirde bolca faydası vardır.

2. Araç olarak Yoga

Fiziksel egzersizlere ek olarak, ruhsal ve zihinsel egzersizlerin yapıldığı bir bütün olarak düşünülebilir. Ruhsal ilerleme ve aydınlanma yolunda bedenin ve zihnin arınması, sağlıklı bir hale kavuşması ve sonraki aşamalara sağlam bir temel oluşması için Yoga bir aşamadır.

Burada doğru ve yanlış bir yaklaşım yok. İkisinde de kazanılan faydalar var. Sadece tanım yapılırken daha doğru açıklamalar ile, Yoga’nın felsefi kapsamının daha iyi anlaşılması sağlanabilir.

Bir Yoga seansı aslında dini bir ritüeli de çok andırır. Yoga yapacak birey kendini zihinsel, bedensel ve ruhsal olarak hazırlar. Kendini, dikkatini isteyen diğer şeylerden soyutlar. Nefes egzersizleri, fiziksel egzersizler ve düşünce egzersizlerini yerine getirir. Bunlar yapıldıktan sonra zaten bir kişinin kendine yaptığı iyilikten ve belki ruhani tatminlerden dolayı mutlu olmaması mümkün değildir.

Ben bu yönüyle Yoga yapmayı namaz kılmaya benzetiyorum. Birçok ortak hareketin olması aslında temele inildiğinde kültür ve dinlerin etkileşimini ispatlar nitelikte.

Yoga pratikleri, kadim bilgilerin aktarılması ve zaman içinde kültürlerle yoğrulması sonucu bugünlere gelmiş ve farklı şekillerde uygulanmakta. Yazının sonunda paylaştığım temel türlere ek olarak son zamanlarda türeyen bira yogası, çıplak yoga, sıcak yoga vb. pek de sınır olmadığını gösteriyor. Daha neler çıkacağını hep birlikte göreceğiz. Bu etkinliklere farklı bir isim verilmesi gerekir mi bilmiyorum. Bira Yogası’nın pek ruhani bir pratik olabileceğine inanmıyorum. Birayı ne kadar sevsem de bu iki kelime bir araya geldiğinde başka bir tanımı gerektiriyor bence.

Her ne şekilde olursa olsun, insanların Yoga’yla bir şekilde tanışması çok sevindirici. Karantina günlerinde toplumun fiziksel egzersiz arayışı içinde çevrimiçi (online) Yoga’yla tanışması ve Yoga’nın olması gerektiği gibi halka inmesi bence insanlık adına müthiş bir fırsat. Umarım merak edenler, bir amaç olarak Yoga ile tanışır ve bir araç olarak Yoga ile hayatlarına devam ederler. Yoga’nın getireceği farkındalığın insanlığın bilincini yükseltmesi ve sevgiyi arttırması için belki de bu doğru bir zaman.

Namaste

Bu kadar Yoga dedikten sonra ‘Namaste’ demeden bitirmek olmaz. Peki ne demek bu? Niye Yoga derslerinden sonra ellerimizi göğsümüzde birleştirip Bollywood filmindeymiş gibi başımızı öne eğiyoruz?

Yine Wikipedia’ya göre Hinduizm’de Namaste ‘İçindeki sonsuzluğun önünde eğiliyorum’ anlamına geliyormuş. Sözlü olabileceği gibi, avuçları göğüs önünde birleştirip başı öne eğmek de aynı anlama geliyormuş.

Son olarak da Om sembolüne değineyim:

Om, Hinduizm ve çoğu Hindistan’a özgü inanç sistemlerinde dinsel ya da mistik etkisi olduğuna inanılan sözcüklerin (mantra) en kutsalı sayılan hece. Sanskrit dilinde birlikte o sesini veren a ve u ünlüleriyle m sesinden oluşur. Bu üç ses yeryüzü, gökyüzü ve gök katlarından oluşan üç dünyayı; Brahma, Vişnu ve Şiva’dan oluşan üç büyük Hindu tanrısını; Rig, Yacur ve Sama adlı üç kutsal veda metnini simgeler. Böylece Om hecesi gizemli biçimde bütün evrenin özünü temsil eder. Hindu ayinlerinde dua, ilahi ve meditasyonların başında ve sonunda söylenir…

…Yoga uygulamalarında da kullanılan Om sözlü meditasyon teknikleriyle ilişkilidir…

Böyle havalı bir hikayesi olan kutsal bir sözü mırıldanmak manevi olarak iyi hissettirebilir. Ama işin bir de bilimsel tarafı var ki beni daha çok ilgilendiriyor. Şahsen bilimsel olarak destekleyebildiğim inanç ritüellerini daha çok benimseyebiliyorum.

Ruh, bedensel enerji ya da ne derseniz deyin. Kötü günlerinizde enerjinizin olumsuz, iyi günlerde de olumlu ve yüksek olduğu gündelik dile bile girmiş bir olgudur.

Nikola Tesla, evrenin sırlarını anlamak için enerji, frekans ve titreşimi anlamamız gerektiğini söylemiş. Ona göre evrenin temellerinde, madde ve düşüncede ses titreşimi yatıyor.

Işığın dalga ve parçacık özellikleri göstermesi fizikte dalga parçacık ikiliği olarak adlandırılır. Bu durum, ezoterik alanlarda ışık ve sesin birbirini etkilemesi, ruhun bir enerji formu ve dolayısıyla titreşim olması sebepleriyle çok anılır.

Vücudumuzda barındırdığımız enerjinin bir titreşimi olduğu ve bunu etkileyebileceğimiz bilimsel olarak kanıtlanmıştır. İşte Om mantrasını söylemek de gögüş kafesimizden gırtlağımıza kadar geniş bir bölümü titreştirir ve frekansımızı yükseltir.

Om ve Namaste’yi anladığım şekilde açıklama ihtiyacı duydum. Çünkü gördüğüm kadarıyla, dini temelleri olan birçok ritüeldeki gibi bunların da dogmalaşma potansiyelleri çok yüksek.

Om sembollü meditasyon minderleri

Kadim bilgiler içeren bir felsefenin bugününü genellemeler yapmaktan ve yanlış bilgiler aktarmaktan kaçınarak derlemeye çalıştım. Umarım Yoga serüveninizde ve Yoga’nın doğru anlaşılmasında faydalı olur.

Namaste!

Daha fazlası için takip et.

İlgilenenler için Yoga türleri:

--

--