İngilizce Nasıl Öğrenilir?
İngilizce nasıl öğrenilir, aslında biliyorsun. Ciddiyim. Sana bir soru sorayım. Türkçeyi nasıl öğrenmiştin?
Hatırlamıyor musun? Çok doğal.
Çünkü Türkçe anadilin. Öğrenmek için pek çaba sarf etmedin. Şimdi sana biraz anadilini nasıl edindiğinden bahsedeceğim — bu doğal teknik çok işine yarayacak ve “İngilizce nasıl öğrenilir?” sorusunu cevaplayacak.
İlk önce gözlerini açtın. Etrafındaki sesleri duydun. Neredeyse herkes konuşmak için Türkçeyi kullanıyordu. Onların konuşmalarını dinledin. Sonra sesleri ayırt etmeyi öğrendin.
O zaman ilk önce İngilizcedeki harfleri ve harflerin nasıl telaffuz edildiğini öğren. Çünkü harf = ses. (Mesela “a” dediğinde çıkardığın bir ses var, bunu “a” harfi temsil ediyor.)
Sesleri ayırt ettin ve bu seslerin bir araya gelip daha uzun sesler oluşturduğunu fark ettin. “A” ve “t” sesleri bir araya gelip “at” kelimesini oluşturdular. Bu süreçte doğal olarak herkes seninle konuşuyordu. Her gün gördüğün, duyduğun hayvanları, eşyaları ve ifadeleri tekrar ediyorlardı. “An-ne, ba-ba, ab-la”
İkinci yapacağın şey, İngilizce temel ifadeleri öğrenmek. (Anne, baba, kedi, köpek, sıcak, soğuk, hızlı, yavaş, gel, git vb.)
Tabii bu arada, sürekli konuşmaları dinliyorsun. Tekrar etmeye çalışıyorsun.
Sık sık seviyene göre İngilizce müzik, haber ya da radyo kanallarından birini dinle. Öğrendiğin kelimeleri çevrim içi sözlüklerde bul ve okunuşlarını kontrol edip tekrar et.
Yavaş yavaş konuşmaya başladın sonra. Basit kelimeler kullandın. Dilbilgisine dikkat etmeden tabii. Dilbilgisinin ne olduğunu bile bilmiyordun. Yine bilme. Sadece temel kelimeleri öğren. Cümlelerin bozuktu. Ben gitti, dedin. Baba uç, dedin. Canın istemiyorum, dedin. Sonra toparladın ama. İki ya da üç kelimelik cümleler kurabiliyordun artık.
Üçüncü olarak, öğrendiğin kelimelerle cümle kurmaya başla. Çok basit cümleler olmalılar. I like cats, gibi.
Bunları sık sık tekrar ettin. Yanlışın sürekli düzeltildi. Burada bir parantez açalım. Çocukken “yanlış konuşsam beni ayıplarlar mı,” diye bir kaygın yoktu. Aklına geleni söyledin. Şimdi de bunu uygula. İngilizceyi öyle hemen “posh” konuşamazsın. Öğrendiğin kelimeleri aklına nasıl geliyorlarsa öyle söyle. Karşındaki seni anlayacak, merak etme. Tersini yaparsan, kendi kendini kısıtlarsın. Eğer o özgüvene sahip olmak istiyorsan, karşındaki kişiye İngilizceyi öğrenmeye yeni başladığını ya da İngilizcenin istediğin seviyede olmadığını söyle. Bu hata yapma korkunla baş etmeni sağlayacaktır.
Aradan zaman geçti ve artık cümleleri birbirine bağlayabiliyordun. Benim az önce yaptığım gibi. “Aradan zaman geçti” bir cümle; “artık cümleleri birbirine bağlayabiliyordun” bir cümle. Ortalarına bir “ve” koyup bu iki cümleyi birleştirdik.
Cümleleri birbirine bağlayan kelimeleri, yani İngilizce bağlaçları öğren.
Temel kelimeleri öğrendin. Artık yavaş yavaş soyut ifadelere geçiyorsun. Bu aşamaya kadarki süreçte yaptığın günlük işleri, nasıl hissettiğini, basit yaratıcı fikirlerini ifade edebiliyor olman lazım. İngilizcede şöyle bir 500 kelimenin ezberinde olması ve bunları istediğinde hatırlayabiliyor olman lazım.
Bu kısıma gelene kadar İngilizce en temel 500 ya da 1000 kelimeyi öğren. (Ezberleme, öğren.) Sana bir ipucu: Öğrenmek, sık ve kısa kısa tekrar gerektirir.
Tebrikler, İngilizcede çocukluk evreni tamamladın. Şimdi gençliğe adım atıyorsun. Artık soyut kavramları ifade edebiliyor, bir konu hakkında detaylı konuşabiliyor olacaksın — ki bunu yazımın ikinci kısmında detaylı bir şekilde anlatacağım. İşine yarayacak teknikler, uygulamalar vb. önerilerim olacak. Umarım yazının sana bir faydası dokunmuştur.
Eğer yazının ikinci kısmına devam etmemi istiyorsan bu yazıyı paylaş. Devamı talebe göre gelecek.
Briturk’le İngilizceyi eğlenerek öğren, mesela şu derse bir bak:
