Korona Günlerinde Çocuk Olmak-1

Yağmur Ercan
Yağmur Ercan ile Rengarenk
5 min readMar 26, 2020

“Ailecek uzun bir hafta sonu tatilindeymişiz gibiyiz”

Bugün Ercanlar evinde kendi becerebildiğimiz kadarıyla yaptığımız OHAL’imizin 14.günündeyiz. Peki neden mi bunu yapıyoruz. Cevabı çok basit, son birkaç aydır bütün dünyaya yayılan Korona virüsü nedeniyle.

O kadar ciddi bir hal aldı ki birçok ülkede hayat durma noktasına geldi, hatta bazılarında durdu. Türkiye’de henüz sokağa çıkma yasağı yok fakat birçok sosyal izolasyon önlemi alınıyor. Yaşlılara gelen sokağa çıkma yasağı, iller arası seyahatlerde izin, kahvehanelerin ve sosyal alanların kapatılması gibi. Okulların kapanması da bunlardan en önemlilerinden…

Okulların kapanması ile ilk olarak öğrenciler ve velileri kendilerini sokağa attı çünkü olanları kimse ciddiye almadı ve bir tatilmiş gibi davrandı. Parklara, alışveriş merkezlerine sinemalara gidildi. Fakat bu tür toplumsal alanların da kapanması ile dışarıdaki günlük hayatımız neredeyse sıfıra indi. Bu yüzden de artık çocukların evlerinden başka vakit geçirebilecek, gidebilecek yerleri yok.

Örnek verelim, Nehir (kardeşim) 12 yaşında, okullar ilk kapandığında çok sevindi ve salgını ciddiye almadı. Kapandıktan sonra arkadaşlarıyla planlar yaptı. Çünkü çoğu çocuk gibi o da hayatında ilk defa salgın nedir, nasıl yayılır gibi kavramlarla karşılaşmıştı. Etrafında olanları anlamdıramıyordu; ki hala anlamaya çalışıyor. Fakat bir iki gün içinde kamusal alanlarda kapanınca işin ciddiyetini anlamaya başladı. 2 haftadan fazladır nerdeyse evden hiç dışarı çıkmadı; sadece bir kaç defa markete gitti ve gerektiğinde köpeği yürüyüşe çıkardı. Her geçen gün gelen yeni düzenlemeler ile hayatı bir kez daha etkileniyor.

Neden çocuklar?

Bugünlerde dünya zor bir kaç aydan geçiyor ve geçmeye de devam edecek. Bu durumdan psikolojik olarak en çok etkilenen gruplardan biri çocuklar. Onlar daha dünyayı, yaşamı anlamaya çalışırken bir de karşılarına Covid-19 virüsü çıktı ve hayatları büyük ölçüde etkilendi. Her geçen gün virüse olan bakış açıları, bilgileri ve tavırları değişiyor. Önemli olan ne kadar etkilendikleri. Bu da ebeveynlerinin elinde olan bir şey.

Profesyonel Bir Bakış Açısı

Konuyu daha iyi anlamak ve ailere yardımcı olmak için Klinik Psikolog Büşra Özdil ile görüştüm ve ona birkaç temel soru sordum.

Klinik Psikolog Büşra Özdil

Korona virüsü çocukları nasıl ve ne kadar etkiledi?

Korona virüsü ile birçok sosyal alanda kısıtlamalar getirildi. Çocuklar da sosyal izolasyondan nasiplerini alanlardan. Okulların tatil edilmesiyle birlikte çocuklar evde vakit geçirmeye başladılar ve aileler çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmek için etkinlik arayışı içerisine girdiler. Hemen hemen her gün dışarıda veya okulda arkadaşlarıyla vakit geçiren, parklarda koşan ve oyun oynayan çocuklar bu dönemde evde vakit geçirmenin nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Bu sürece çocukların en uygun şekilde adapte olabilmelerinde ebeveynlerin rolü oldukça önemli.

Sürekli evde olmak çocukların psikolojisini nasıl etkiliyor?

Birçok çocuk Korona virüsünü anlamlandırmaya çalışıyor ve bunu yaparken ebeveynlerini model alıyorlar. Bu nedendenle, ebeveynlerin tutumları bu süreçteyken çok büyük önem taşıyor. İlk önce kendi tepkilerini ve davranışlarını süzgeçten geçirmeliler. Bu süreçte aşırı kaygılı davranırlarsa, aldıkları tedbirler gerekenden fazla olursa, çocukların kendilerini sakin ve güvende hissetmelerine yardımcı olamazlar. Aksine kaygıları ve aşırı tutumları, çocuklarda saldırgan davranışlara veya tam tersi içe kapanıklığa sebebiyet verebilir. Bu dönemde bazı küçük yaştaki çocuklar bu süreç hakkında fazla bilgiye maruz kalabilir veya aileleri çocuklarına bu süreç hakkında etkilenmemeleri için yalan söyleyebilirler. Bu iki tutum da çocukların psikolojisi açısından oldukça sakıncalı.

Virüsle ilgili haberleri çocuklara nasıl aktarmalıyız?

Çocuklara bu süreç yaş ve gelişim düzeylerine göre sade bir şekilde anlatılmalı. Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklara bu süreç daha çok oyun yoluyla ve hikâye yoluyla anlatılabilir. Sözel olarak şu şekilde ifade edebiliriz: “Şu anda ismini daha önce duymadığımız, gribe benzeyen bir virüs var. Bu virüsün adı Korona ve insanları hasta edebiliyor. Uzmanlara göre bu virüs çocukları çok etkilemiyor. Virüsten korunabilmek için ellerimizi daha sık yıkamamız gerekiyor. Bir süre okula gidemeyeceksin ve evde vakit geçireceğiz çünkü bu virüs kalabalık ortamlarda daha çabuk bulaşıyor. Merak etme, ben hep yanında olacağım. Güvendesin, güvendeyiz.

Küçük yaştaki çocuklara gereğinden fazla detay vermek korkuların ortaya çıkmasına neden olabilir. Çok fazla bilgiyi bir anda vermekten kaçınılmalı. Bu çocuğu ürkütebilir ve kaygılandırabilir. Bu noktada, çocuğun doygunluk noktasına saygı göstermekte fayda var. Sonradan gelecek sorulara da hazırlıklı olmalılar. Çocukların sorduğu sorulara o anda cevap verilemiyorsa kesinlikle yalan söylenmemeli; şu şekilde cevap verebilirler: “Bu cevabını bilmediğim bir soru. Bunu hemen araştıracağım ve cevabını bulunca sana söyleyeceğim”.

Ailelerin dikkat etmesi gereken şeyler neler?

Anne ve babaların uçakta olduğu gibi çocuklarını koruyabilmeleri için ilk önce kendilerine maskelerini takmaları gerekir yani öncelikle ebeveynlerin kendi ihtiyaçlarının, kaygılarının ve isteklerinin farkında olmaları bu süreçteki en önemli noktalardan. Konuyla alakalı araştırmalarını yapıp, söylemeleri gereken noktaları dikkatli bir şekilde seçmeleri gerekir. Daha sonra olabildiğince sakin bir ses tonuyla ve soğukkanlılıkla çocuklarına bu süreç hakkında bilgi verebilir. Olanları çocuğa anlatıp bir süre susmak çocuğun durumu sindirebilmesi adına çok önemli. Daha sonradan ebeveynler çocuğun süreci anlayıp anlamadığına dair şu şekilde ifadeler kullanabilir: “Sana şimdi anlattığım şeyler hakkında ne hissediyorsun? Bu konu hakkında ne düşünüyorsun? “

Son olarak çocuklar benmerkezcidir. Eğer ebeveynler süreç hakkında çocuklarına bir şey anlatmayıp, bu süreç ile ilgili çocuklarını kandırırlarsa çocuklar bu durumu kendileri ile ilgili olduğunu zannedip, kendilerini suçlamaya başlayabilir. Bu da çocuklarda kaygı, korku ve güvensizlik hislerinin görülmesine yol açabilir.

Çocuktan Al Haberi

Konuyu bir profesyonele danıştıktan sonra içerden bilgi alıp öğrendiklerimi kontrol etmek istedim. 12 yaşındaki kız kardeşim Nehir’den bize deneyimlerini ve konuyla ilgili düşüncelerini bahsetmesini rica ettim. Yazının konusu olan çocuklara söz vermeden olmaz; çünkü asıl önemli olan onların bakış açısı.

Bizim evde Nehir gönüllü karantina hayatını nasıl geçiyor?

Online eğitimin başlaması ile Nehir’in hayatı biraz daha düzene girdi. Hafta içleri 8.30'da kalkarak güne başlıyor. 9'da başlayan dersleri 1'e kadar 40'ar dakikalık periyotlarla devam ediyor. 1–2 arasındaki öğle tenefüsünde beraber yemek yiyoruz ve biraz sohbet ediyoruz. Daha sonra tekrar derslerine dönüyor ve 3'e kadar bir saat daha ders görüyor. Buraya kadar olan kısmı günün kolay ve düzende olan kısmı. Burdan sonrası zor olan kısım. Çünkü her gün akşama kadar ne yapsak, nasıl vakit geçirsek soruları başlıyor. Bu yüzden de her gün kendimizi oyalayacak bir şeyler bulmaya çalışıyoruz.

İçinde bulunduğumuz sürecin ne kadar uzun ve sancılı olacağı henüz belli değil. Bu beladan kısa sürede de kurtulamayacağımızdan etrafımdan duyduğum kadarıyla, anne gruplarının sıcak konusu çocuklarına eğlendirici ve aynı zamanda eğitim verecek yaratıcı fikirler bulup paylaşmak.

Bu sebeple bu yazı dizisinde, her hafta farklı bir türevde neler yapılabilir onlardan bahsedeceğim. Bir sonraki yazıda evde çocuklar doğa ile nasıl buluşabilir konusunu ele alacağım. Doğayı sevmenin, korumanın öneminden bahsetmenin yanında evde yetiştirebilecek bitki örnekleri vereceğim.

Görüşmek üzere, sağlıklı kalmayı unutmayın!

--

--

Yağmur Ercan
Yağmur Ercan ile Rengarenk

İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde 3.sınıf medya ve iletişim öğrencisi. Hayatımızdan güncel konuları okuyuculara sunuyor.