Örümcek Adam İnceleme

Spider-Man: Düşmanca Devralma ve Marvel’s Spider-Man Remastered PC İncelemesi

Alaz
Yazı Rehberi
8 min readSep 9, 2022

--

Çok bekledik! O gün gelsin istedik! Sonunda geldi. Karşınızda Örümcek Adam, namıdiğer Marvel’s Spider-Man.

Insomniac Games’in PlayStation 4 için özel geliştirdiği Marvel’s Spider-Man, en sevilen süper kahramanların başında geliyor. Örümcek Adam, Playstation macerasından sonra nihayet PC sürümü ile görücüye çıktı. İlk olarak 1962 yılında Amazing Fantasy serisinden boy gösteren ve o zamandan beri geek dünyasının ikonik karakterlerinden biri olmayı başaran Spidey, bu sefer ağlarını PC oyuncuları için atıyor.

Insomniac’ın şu ana kadarki en büyük projesi olan ve Marvel Oyun Evren’inin kapılarını aralayan bu muhteşem yapım, Spider-Man’in ruhunu kusursuz ve bence eksiksiz bir şekilde yansıtmayı başarıyor.

Selam Yazı Rehberi! Mahallenizin örümceği geri döndü!

Bu yazımda sizlere başlıkta ve giriş metninde de gördüğünüz gibi Örümcek Adam’dan bahsedeceğim.

Marvel’s Spider-Man oyunun PC versiyonu çıkacak diye duyurulduğu ilk günden beri çok heyecanlıyım. Playstation versiyonunu oynama şerefine eriştikten sonra daha güzel bir görüntü kalitesi ile PC versiyonunda oynamak muhteşemdi. Fakat sizlere oturup oyunu direkt incelemek yerine bir kıyak geçmek istedim. Yazımın devamında siz okuyucularıma oyun öncesinde okumanız gereken kitabı hemen sonra da oyunu tanıtacağım.

Nasıl plan ama? Biliyorum yine çok zekiyim.

Hepinize iyi okumalar!

Spider-Man: Düşmanca Devralma

İthaki Yayınları tarafından yayınlanan, David Liss’in kaleme aldığı Spider-Man: Düşmanca Devralma kitabı gerçekten tek başına bile mükemmel bir kitap. Bunun yanı sıra oyunun öncesini anlatıyor oluşuyla Örümcek Adam severler için biçilmiş bir kaftan kendisi.

Zamanında oyun camiasında sözü geçen oyunlarından birisi olan Marvel’s Spider-Man, hiç şüphesiz kendi yılının en başarılı yapımlarından biri. (ki 2018 senesini bilirsiniz, oyunların muhteşem senesidir. Bu oyun God of War ile yarıştı!) İşte! Bu oyunun öncesinde New York City’de neler yaşandığını anlatan Spider-Man: Düşmanca Devralma kitabı en az oyun kadar muhteşem bir kitap olmayı başarmış.

Stan Lee ve Steve Ditko tarafından 1962 yılında yaratılan Örümcek Adam diğer süper kahramanlara göre herkese olduğu gibi benim nezdimde ayrı bir yere ve öneme sahiptir.

Süper kahramanları hepiniz bilirsiniz, uçarı kaçarı güçleri olan hayallere sığamayacak kudrete sahip bir sürü kostümlü insandan oluşurlar. Örümcek Adamın ise diğer tüm süper kahramanlara göre yeri oldukça ayrıdır. Çünkü diğer süper kahramanların aksine Örümcek dostumuzun yerine kendimizi çok rahat bir şekilde koyabiliriz. Onun güçleri hem diğerlerinin aksine basittir hem de kudretini güçlerinden değil zekasından alır. Ayrıca duyguları ve düşünceleri arasında yaşadığı çatışma da Örümcek Adamı, diğer süper kahramanlardan ayıran en büyük etkendir.

Kahramanımız Peter Parker, New York’ta yaşayan ve oldukça sakin bir hayat geçiren… Şaka yapıyorum, elbette ki hayır! Peter Parker, sekiz yıl önce radyoaktif bir örümcek tarafından ısırılmış, bilgisayarının acil durum kanalını -yangınlar, soygunlar, iki de bir ortaya çıkıp süper kötü şeyler yapan kötü adamlar- izlemeye ayarlamış, suçla savaşan kendince iyi bir süper kahramandır. Kendisi aslında bir bilim insanıdır.

Örümcek ısırığı vücudunu geliştirip kuvvetini dayanıklılığını ve reflekslerini arttırmışsa da işin geri kalanını Peter’ın aklı halletmiştir. Ona gizlilik, korunma ve konfor sunan -ayrıca övünmek gibi olmasın ama havalı görünmesini sağlayan- artık simgeleşmiş kırmızı-mavi kostümünü bizzat tasarlamıştır.

Tabii şehri sallanarak kat etmesine ve suçluları tuzağa düşürmesine yardımcı olan ağ atıcılarını da unutmamak gerek.

Kısacası bir örümceğin orantılı güçlerine sahibim!

Maceramız bir cumartesi gecesi Steve’in yılan deposunda başlıyor. Kitap, çeşit çeşit yılanlardan -korkmak demeyelim ama birazcık- ürperen örümceğimizi daha ne gibi tehlikeler bekliyor sorusunu sordurarak muhteşem bir açılış yapıyor.

Hey! Pataklayacak kötü adamlar nerede?

Spidey’i olur da meşhur kötü adamları olmaz mı? İmkansız. Nedir bu meşhur karakterler derseniz. Örümcek adama çarpılma korkusu yaşatan Electro, Ben Shocker’ım diyerek kendini tanıttığını zanneden Shocker. Adam olsa iyi olacak ama kertenkele olduğu için kötü olan Lizard, Tek olayı insan-akrep olmak olan Scorpion ve tabii ki dev gergedanımız Rhino, fakat kitapta asıl işlenen kötü karakterimiz bu anti-kahramanlardan biri değil. Kitabımızın asıl kötüsü Wilson Fisk.

Wilson Fisk diğerlerine göre daha güzel bir arka plan hikayesi olan kendince güçlü bir süper-kötüdür. Tek olayı dövüş teknikleri bilen, kalıplı bir iş adamı olması. Her neyse! Wilson Fisk, tekrar New York’a dönmüş, tabii gündem değişmiş. İnsanların Kingpin’i unutmuş. Fisk’te kendini hayırsever bir girişimci olarak tanıtmış. Örümcek Adam’ımız bu konuya oldukça alınmış fakat elinden pek bir şey geldiğini söyleyemeyiz. Ayrıca Fisk sadece bunlarla kalmayacak. Kitabın ilerleyen sayfalarında ağ kafanın başına türlü belalar açmaya devam edecek. Çoktan açmışta olabilir.

Kitabımız Spider-Man’in maceraları kadar Peter’ın hayatını da konu alıyor. Peter’ın hayatı dediğimizde aklımıza ne geliyor? Tabii ki yaşadığı sorunlar.

Orada dur işte! Peter iyi çocuktur. Tanıyorum kendisini, bana çalışıyor.

Peter Parker’ı bize yakın hissettiren şey onun sorunlarının da bizimkilerle benzerlik taşımasıdır. Superman gibi uzakta bir galakside bulunan gezegenine özlem çekmez mesela. Örümceğimiz de hepimiz gibi ekonomik sıkıntılar çeker. Kirasını ödeyemez, ev sahibiyle tartışır. Mj ile araları kötü gider, bunları kafasına dert eder, süper kahramanlık yapmaya çalışır fakat bir yandan da bilim insanı olmaya çalışır. İşte kitap bu sorunları da Örümcek Adam’a yakışır bir üslupla anlatıyor.

Üslup demişken birazda kitapta ki anlatımdan ve yazarından bahsetmek istiyorum. Düşmanca Devralma’da Örümcek Adam ile Peter Parker arası geçişlerin çok iyi olduğuna hem fikir olabiliriz. Kitapta yapılan bu geçişlerin güzel olmasında en büyük etken hiç kuşkusuz David Liss’in kaleminden gelmektedir.

Öyle ki keskin geçişler sırasında sanki yazar okuyucuya sesleniyor gibi. Yazarımız “Hadi daha anlatmam gereken çok şey var.” diyor sanki. Bana kalırsa kötü olmamış. Açıkçası bu hızı ve aceleyi okuyucu olarak çok sevdim. Kitabın ironik dili ve örümceğimize özgü alaycı tavrıyla birlikte bu denli bir hareket çok yakışmış.

Kitap için söyleyeceklerimin sonuna gelirken şöyle bitirmek istiyorum. Örümcek adam hayranıysanız tabii ki çok seveceğiniz bir kitap olacak kendisi. Buna şüphem yok fakat bir macera kitabı severseniz kitabın aksiyonunu ve hızını, anlatım tarzında ki ironiyle her zaman hoş karşılayabileceğinizi söylemek güç.

Bitirirken şunu söylemek gerekirse kitabı okumaya karar verirseniz diye şunu eklemek istiyorum. Ağ kafalı ergenimizi okurken onun örümcek güçlerine, süper kahramanlığına odaklanmak yerine daha farklı konuları görmeye çalışın. Ergenlikte hayatı ve yaşadığı mahalleye umut olmaya çalışan örümceğimizin hepimiz gibi büyüyüp yeni maceralarla birlikte yeni dertler kazandığını anlatan kitabımız, bunu yaparak kesinlikle okunması gereken bir hikaye oluyor.

Sen bir de oyunu görmelisin!

Kitap incelememizi bitirdiğimize göre meşhur Örümcek Adam şarkısıyla oyun incelememize geçebiliriz.

Spiderman, Spiderman, does whatever a spider can! Spins a web any size, catches thieves just like flies! Look out, here comes the Spiderman ~ ♪

Marvel’s Spider-Man Remastered PC inceleme

Başlamadan önce herkesin merak ettiği konuyu aradan çıkaralım.

Yine mi büyük güç büyük sorumluluk?

Açıkçası hayır! Yani evet! Şöyle ki bahsettiğiniz şey Ben amcamızın ölümüyse hayır, o yok tabii ki. Fakat büyük güç büyük sorumluluk hikayesi örümceğimizin fıtratında her zaman olmuştur. O yüzden farklı bir konuda da olsa tema olarak evet, var.

Kitap incelemesi sırasında söylediğim gibi hikayemiz Peter’ın Örümcek-İnsan olmasından sekiz yıl sonrasında geçiyor. Bu süre zarfında örümceğimiz oldukça kez oyun içerisinde gördüğümüz karakterle tanışmış ve bir takım maceralar geçirmiş olarak karşımıza çıkıyor.

Bu arada yeri gelmişken söylemeliyim, oyunda PC sürüme özel yeni hikayeler bulunuyor. Bu hikayeler daha çok yan hikaye olarak geçiyor. Bana kalırsa oldukça eğlenceliler ama sizin düşüncenizi bilmiyorum tabii.

Hikaye olarak bakarsak Örümcek-Adam oyunu oldukça başarılı bir hikaye anlatıcılığı örneği gösteriyor. Zaten Spider-Man karakterinin dramı yeterince etkili olduğundan oyunumuzda bunu oldukça güzel kullanmış.

Aksiyonun ve dramın böyle güzel harmanlanmış olması sanırım Örümcek-Adam’a çok yakışıyor. Bu denge o kadar iyi ki isterseniz hikayenin ne olduğunu biliyor olsanız dahi yine de oynarken size sunduğu hikayeye anlatma tercihlerini çok seveceksiniz.

Doğru ama bu cazibemin bir parçası değil mi?

Ağ kafa olmanın dayanılmaz hazzı o kadar güzel ki! Örümcek kafa dinamiklerine sahip olmak muhteşem özel hissettiriyor. Ekipman seçiminden tut, ağ atmadan yakın dövüş stillerine kadar hepsi oldukça akıcı yansıtılıyor ve rahatlıkla kontrol ediliyor. Ayrıca kimi zaman hikaye gereği geçtiğimiz bir gizlilik modu da mevcut. Bu sayede gizlenip kötü adamları alt ettiğimiz bir seçenek de oluşturulmuş olması Örümceğin ruhuna çok güzel uymuş.

Dövüş dedik, Peki kostümleri geçmek olur mu? Olmaz! Oyunda tonla kilidini açabileceğiniz kostüm bulunuyor. Filmlerden çizgi romanlara kadar gördüğümüz çok farklı kostümler ile Manhattan sokaklarında ağ atabiliyorsunuz.

Peki dövüşüyoruz da nasıl dövüşüyoruz? Spider-Man, büyük küçük demeden birçok boşş savaşı içeriyor. Büyük Patronlarla savaşmak epik ve sinematik açısından oldukça etkileyici olsa da her boss savaşı için bunu söyleyemem. Tam bu noktada Örümcek-Adam oyunlarında çok kafama takılan fakat bir türlü çözülemeyen o soruna geliyoruz. Tekrar eden boss savaşları… Savaşlar hep aynı tadı veriyor! Maalesef çok bir çeşitlilik sunmuyorlar. Böyle olunca oyunun başında etkilendiğim savaşlar, ilerleyen saatlerinde anlatımdaki destansılığını kaybediyor.

Oyun incelemesi için söyleyeceklerimin sonuna gelmeden önce “PC’ye gelen oyun olurda konsolla grafik karşılaştırmak olmaz mı?” diyor ve Oyunun ne kadar muhteşem göründüğünden bahsetmek istiyorum. Oyun PS4'de çıkan ilk sürümüyle bile muazzam derece güzel görünüyor. PS5 ile de çitayı arşa çıkarıyor. Artık karşımızda PC’ye çıkmasıyla konsolun sınırlandırmalarından kurtulup performansını tam anlamıyla gösterebilmiş bir oyun mevcut. Geniş ekran desteği ve limitsiz FPS ile oyun adeta akıyor. Akıyor!

Gökdelenlerin yanından ağ atarak geçiyorum! Gökdelenin camına bakıyorum! Bir de ne göreyim? Örümcek-Adam! Ağ kafa bizzat camdan yansıyor! Bu da doğal olarak oyundan aldığım hazzı daha artırıyor.

Dostum! Örümcek hislerim yazıyı daha fazla uzatma, diyor.

Yazımın sonuna gelecek olursak Marvel’s Spider-Man PC sürümü zaten başarılı bir oyunun ultra ayarlarda yeni özelliklerle muhteşemliğine daha ne katılabilir? Tadında bir oyun olduğu için çok bir şey söylemeye gerek yok, diye düşünüyorum. Oyunun bu kadar yıla rağmen hala başarılı kalabilmesi ve eskimemiş olması efsanevi oyunlar arasında yerini şimdiden aldığının bir göstergesi!

Bunu söylemeden geçmek istemiyorum! Hayır! Oyunda en beğenmediğim yer bu yüz değişikliği oldu. Bu nedir böyle! Neden eski aktörün suratı kullanılmadı bilmiyorum ama yenisi bu çocuk mu olmalıydı? Gerçekten mi? Bakar mısınız? Şunda hiç Peter Parker tipi var mı? Oysa sağda duran Peter’ım ne kadar da güzel!

Yeni — Eski

Tüm bu söylediklerimi toparlayacak olursam, şöyle ki Örümcek-Adam’ı seviyorsanız ve hala daha bu oyunu oynamamışsanız…

Ne bekliyorsunuz?

Ayrıca güzel haberi vermeyi unuttum. Spider-Man: Miles Morales oyunu da ilerleyen zamanlarda PC’ye gelecek!

--

--

Alaz
Yazı Rehberi

You’d be surprised what you can pull off when your life depends on it.