Şiir Nasıl Yazılır?

Önder Kağan Keleş
Yazı Rehberi
Published in
5 min readFeb 6, 2023

Lise yıllarımdan beri şiirlere ilgi duyuyorum, okuyorum, dinliyorum, yazıyorum. Geçen gün arkadaşım Buse’yle de şiir yazmak üzerine konuşurken ona anlattıklarımı bir yazıya çevirmeye karar verdim ve buradayız! Sizlere araştırmalarım ve kendi bilgilerimle bir şiirin nasıl yazılacağını anlatmaya çalışacağım! Haydi gelin, önce şiirin tanımına ve şiirin türlerine göz atalım!

Photo by Free Old Photos on Unsplash

1. Şiir nedir ve şiir türleri nelerdir?

Şiir, hayal gücümüzün ve duygularımızın kelimelerin ahengiyle harmanlandığı, ince eleyip sık dokuyarak yazdığımız bir edebiyat türüdür fakat şiire başlamadan önce bilmemiz gereken bazı unsurlar var.

Öncelikle şiirin düz yazıdan farklı olduğunu ve onu farklı kılan özelliklerini bilmemiz gerekiyor. Bunlar ahenk, ölçü, uyak ve mısralardır. Onları tanımlarıyla beraber hemen açıklıyorum!

Ahenk: Uyum anlamına gelir ve naçizane fikrimce en önemli unsurdur.

Ölçü: Şiirimizde ahengi sağlayabilmek için kullanırız ve iki çeşittir:

Aruz ölçüsü

Hece ölçüsü

Mısra: Şiirimizdeki anlamlı ve kurala uygun bir satıra denir.

Uyak: Kafiyelerdir.

Şiirin biçimsel özellikleri öğrendiğimize göre şimdi gelin, biraz da şiirin türlerine göz atalım!

Şiirin başlıca altı türü vardır.

  • Epik şiir: Kahramanlık, cesurluk ve savaşla ilgili şiirlerdir.
  • Lirik şiir: İnsanların duygularına zerk eden coşku dolu şiirlerdir.
  • Didaktik şiir: Bilgilendirmek, öğüt vermek için kullanılan şiirlerdir.
  • Pastoral şiir: Doğal yaşamı anlatan kırsal yaşamı özendiren şiirlerdir.
  • Satirik şiir: Eleştirmek, alay etmek için kullanılan şiirlerdir.
  • Dramatik şiir: Adı üstünde dramatik, acıklı ve korkunç konulu şiirlerdir.

Şiir yazmak istiyorsanız şiirlerin türlerini öğrenmeniz ve bu türlerde şiirler okumanız çok önemlidir. Ben mesela en çok epik şiiri severim. Tabii ki başka türlerde de okuyor ve yazıyorum ama sanırım kalemime yakıştırdığım şiir türü bu.

Şiirin biçimsel özelliklerini ve şiir türlerini inceledik. Şiir yazmak istiyorsanız yukarıdaki yazdıklarım hakkında en azından temel bir bilgiye sahip olmanız gerekiyor. Bu kısımları hallettiysek şimdi biraz da genel olarak edebiyat akımları ve benim en sevdiğim şiir akımı olan serbest şiirden bahsedeceğim!

2. Şiir Akımları

Türk edebiyatındaki şiir akımları şiirin edebiyatımızda gelişmesine katkı sağlamıştır. Akımlar dönemin siyasi ve toplumsal olaylarına göre şekillenmiş ve zamanla değişim göstermiştir. Tanzimat Dönemi, Edebiyat-ı Cedide, Beş Hececiler, Toplumcu Gerçekçiler, Garip Akımı diyebiliriz. Bu yazı biraz benim kişisel şiir yazma serüvenim olduğu için sizi akımların detaylı bilgileriyle yormayacağım ama benim en sevdiğim ve en sık yazdığım şiir akımı Garip Akımı ve serbest şiirden bahsedeceğim!

2.1. Serbest şiir nedir, nasıl ortaya çıkmıştır?

Serbest şiir, ölçü, uyak, vb. şiirin bağlayıcı unsurlarından etkilenmeyen şiir akımıdır. Günümüzde en sık kullanılan şiir akımı olduğunu söyleyebiliriz.

Peki bu şiir türü nasıl ortaya çıktı? Haydi gelin, biraz da buna göz atalım.

Serbest şiir, Servet-i Fünûn’dan sonra yani Cumhuriyet Dönemi’nden sonra kullanılmaya başlanmıştır. Ne kadar doğru bir yorum olur, bilemiyorum ama ben serbest şiiri, “modernizmi yakalamak” olarak da görüyorum çünkü bu dönemden önce şiirin çok sıkı kuralları ve dikkat edilmesi gereken unsurları vardı. Hatta şu anda severek okuduğumuz birçok şiir, serbest şiir akımından önce şiir olarak bile sayılmıyordu. Ama bu akımın öncüleri olan Nazım Hikmet, Tevfik Fikret, Rıfat Ilgaz, Ahmet Arif, Can Yücel gibi isimler serbest ölçüyle yazılan şiirlerin Türk edebiyatında benimsenmesini sağlamıştır.

Benim serbest şiir akımını bu kadar sevmemin en temel sebebi, ne kadar kuralsız ve serbest gözükse de kendi içinde yazılı olmayan kurallar barındırması ve şiire daha fazla kelimeyle anlam kazandırmaya yatkın olmasıdır. Sanırım biçimsel kurallar yerine duygularımı doğrudan aktarabilmeyi daha çok seviyorum.

Şiirin tanımı, biçimsel unsurları, türleri ve akımlarını konuştuysak şimdi yazının benim fikirlerimi paylaşacağımız kısmına geldik. Uzun yıllardır şiir yazıyorum ve kendi şiirlerimde ve okuduğum şiirlerde gördüğüm birkaç hatayı sizinle paylaşmak istiyorum.

Photo by Thought Catalog on Unsplash

3. Şiir yazarken en sık karşılaştığım hatalar

  • En sık karşılaştığım hatalardan birisi mısralara küçük harfle başlanması. Mısralara böyle başlamak maalesef Türk Dil Kurumu’na göre yanlış. Bu nedenle her mısraya büyük harfle başlanması gerekiyor.
  • Yazarların noktalama işaretlerine dikkat etmemesi de çok sık yapılan hatalardan biridir. Bunun en sık rastladığımız örneği, yazarların mısraların sonuna noktalama işareti koymamasıdır. Her mısranın sonuna gerekli noktalama işareti konulmalıdır. Noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakılmaması da çok sık karşılaştığım hatalardan biridir ve her zaman, noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakılmalıdır.
  • Genel olarak yazım kurallarına hiç dikkat edilmemesi de çok sık yapılan hatalar arasındadır. Yazarlar özellikle serbest şiir akımında yazılarını daha özgürce yazabilir ama bu yazım kurallarına dikkat etmeme özgürlüğü sağladığı anlamına gelmez.
  • En sık yapılan hatalar arasında son olarak bahsetmek istediğim ise şairlerin şiirlerine kendi özgünlüğünü katmaması.Şairlerin bu hataya çok sık düştüğünü görüyorum ve bir şiir sizin şiirinizse kesinlikle size özel olmalı, inanıyorum üzerine biraz düşünürseniz başarırsınız.

Şiirindeki eksik bir kısım için yirmi beş yıl düşünen üstatlarımız var. Sabırlı olun ve düşünmeye devam edin.

4. Benim şiir yazma sürecim ve tavsiyelerim

Biraz da kendi fikirlerimden ve şiiri nasıl yazdığımdan bahsetmek istiyorum.

  • Şiirlerinizi birilerine ithaf edebilirsiniz. Ben genelde şiirlerimi kişilere ithaf etmem ama bazen böyle çılgınlıklar yapabiliyorum.
  • Ben şiirin sade ve anlamlı olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle anlama çok önem veriyorum ve az kullanılan kelimeleri araştırıp bu kelimeleri şiirlerimde kullanmayı çok seviyorum.
  • Şiirlerinizin en vurucu mısralarını üçüncü mısrada tutmaya çalışın. Çünkü çünkü genelde insanlar üçüncü mısrayı nakarat gibi düşünüyor fakat ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Ben her zaman şiirlerimi üç aşama da yazarım ve sonra bu üç aşamayı iki kez daha aynı şiirimin üzerinde uygularım. Böylece gereksiz veya anlamsız olan yerleri, kelimeleri ayıklayıp şiirin en sade ve en yoğun halini yakalamaya çalışırım.
  • İlhamın gelmesini beklemeyin. İlhamın gelmesini bekleme fikrine katılmıyorum ve bu bana biraz gerçekdışı gibi geliyor. İlham beklenen değil, bulunan bir şeydir. Oturup kendinizi ve duygularınızı biraz dinlerseniz ilhamınızı bulmanız çok daha olasıdır.

Yukarıda şiirimi üç aşamada yazdığımı söylemiştim. Biraz da bu aşamadan bahsetmek istiyorum.

  • Duygularımı ve düşüncelerimi, o anda aklıma ne geldiyse olduğu gibi yazarım. Benim önerim bir şiiri yazmanın ilk aşamasında mantıklı saçma fark etmeden aklınızdan geçenleri olduğu gibi yazın.
  • Daha sonra ilk aşamada yazdıklarıma eklemeler ve çıkarmalar yaparım. Genelde bir şeyler çıkartıyorum çünkü çoğu zaman ilk yazdıklarınız gerçek değil, olmasını istediğiniz duygularınızdır.
  • Son olarak vermek istediğiniz mesajı veya ithaf ettiğiniz kişinin özelliklerini yazdıklarınıza ekleyin ve ikinci maddeye geri dönün. Bu aşamayı en sona bırakıyorum çünkü bence şiirin en önemli kısmı bu ve bunun üzerine çokça düşünülmesi gerekiyor.

Sizler için şiir türünü incelemem ve kişisel tavsiyelerim bu şekildeydi. Umarım faydalı olmuştur. Her ne kadar tecrübelerimizi paylaşsak da özünde şiir yazmayı öğrenmenin en iyi yolu oturup şiir yazmaktır.

Sonraki yazılarda görüşmek üzere! Kaleminiz güçlü, ilhamınız bol olsun!

Editör: Buse Melike İtik

--

--

Önder Kağan Keleş
Yazı Rehberi

Diş hekimliği 4.sınıf öğrencisiyim, şiir yazmayı ve okumayı severim, sağlık alanıyla ilgili her şey ilgimi çekiyor