Şiirde Duyguyu Hissetmek

Şiiri Hissetmenin Önemi Üzerine

İrem Kavlak
Yazı Rehberi
3 min readApr 6, 2023

--

Photo by Matheus Farias on Unsplash

Her şiirin bir hikayesi vardır. Bu hikayeyi anlamaya çalışmak şiirin büyüsünü bozar çünkü şiir anlaşılmak için değil hissedilmek için yazılır. Şiir, sizi bir duyguya hapsetmek bazen de orada sürüklemek ister. Etkisinden çıkamadığımız, her zaman aklımızın bir köşesinde yer edinmiş şiirler vardır. Şiirden bu kadar etkilenmiş olmanız size tanıdık bir duyguyu anımsatması, sizi bir süreliğine an’dan uzaklaştırıp belki de uzun süredir ziyaret etmediğiniz hislerinize götürmüş olmasıdır.

Bir şiirde birden fazla duyguyu hissetmek mümkündür. Bu durum okuyucunun kafasını karıştırmaktan ziyade temel bir duygu etrafında birleşmiş hisler, okuyucunun şiiri bir bütün olarak algılamasına ve şiirin vermek istediği duyguyu daha kolay almasına yardımcı olur.

Nilgün Marmara’nın ‘Yabancı’ şiirinde;

Çözüldü aşkın ilmeği

bulandı aynalar duruluğu.

Çok gizli bir doğru gecenin toyluğunda

bilmedik çekenin yanlış bir uzaklık olduğunu…

Yabancıların en yakınıydın sen!

Şiirde yalnızlık, bir kopma duygusu hakimken aynı zamanda aşk ve hayal kırıklığı, biraz da isyan hissedilir. Bu da şiirin bir bütün olmasını sağlar ve şiirin etkisini arttırır.

Birbiriyle bütünlük sağlayacak duyguları şiirde seçmek ve bunu ince bir şekilde şiirin içine yerleştirmek gerekir. Bu çeşitli imgeler ile yapılabilir. Böylece şiirde hissettirilmek istenen, çok bariz olmamakla beraber okuyucunun kendi içine dönmesine de olanak sağlamış olur.

Benzer duyguların şiirlerde bir bütün sağlaması ne kadar doğalsa birbirinden bağımsız, zıt duyguların da şiirde bütünlük sağlaması bir o kadar doğaldır. Çünkü şiir hayattır, hayat şiirdir ve bütün çelişkileriyle bizimdir…

Orhan Veli’nin ‘Beni Bu Havalar Mahvetti’ şiirinde de görüldüğü gibi;

Böyle havada aşık oldum;

Eve ekmek götürmeyi

Böyle havalarda unuttum;

Şiir yazma hastalığım

Hep böyle havalarda nüksetti;

Beni bu güzel havalar mahvetti.

Havanın güzel olmasıyla içimiz ısınırken öbür yandan şairimiz bu güzel havanın ona getirdiklerinden mustariptir. Birbirinden bağımsız duygular, hissedildiği üzere şiirde güzel bir ahenk yakalamıştır.

Peki bir şiir bunu nasıl başarır? Nasıl bir kaç kelimeden oluşan bir yazı bu kadar yoğun duygular hissettirebilir? Bunun sebebi biraz kafiye biraz da özenle seçilmiş birkaç kelime midir?

Tabii ki de şiir bunlardan çok daha yücedir. Şiir yürekle yazılır. Şiir yazarken şairin amacı hem kendisine hem de okuyana ayna görevi görmektir. Şiirin sizi bir duyguyla kenetlemesi, kendi yansımalarınızı bulmanız, birisine söylemek istediklerinizi söylediği, o an duymanız gereken sözcükler dizelerden döküldüğü için şiirle kurduğunuz bağ güçlenir. Şiirde ‘hissedilmesi gereken’ veya ‘anlaşılması gereken’ diye bir şey yoktur çoğu zaman. Şiir, okuyucunun hissetmesi için oradadır ve okuyucunun ihtiyacı ne ise onun doğrultusundadır. Bir şiiri okurken onun bir yazanı olduğunu unutmak bazen şiirin ihtiyacı olan bir şeydir. Çünkü şiirin şairinden çıkıp başka hayatlara dokunması, o hayatlara ilham vermesi gerekir. Okuyucunun kendi hislerini, karşısında dizili bir şekilde görmesi şiiri benimsemesini sağlar...

Ne de olsa şiir, şairin olduğu kadar okuyanın, ihtiyacı olan ve bağ kuran herkesindir…

Editör: nur

--

--

İrem Kavlak
Yazı Rehberi

bazı mumları söndüremedim, ben kaotik bir melektim.