Bir Şeyler Yazmaya Nasıl Başlanır?

Yaratıcılığınızı mı kaybettiniz? Bir şeyler yazamıyor musunuz? Yazı yazmak, önceki yazma serüvenlerinize göre daha zor mu gelmeye başladı?

Alaz
Yazı Rehberi
7 min readFeb 4, 2023

--

O zaman okuyun! Gerçi yaratıcılığını kaybetmemişseniz de okuyun. Bir şeyler yazmadığınız zaman da okuyun. Kısacası zorlandığınız zaman okuyun. Bu sizin yaratıcılık kanallarınızı açacaktır. Nöronlar böyle çalışır.

Teşekkürler!

Tabii burada bitiremem. Burada bitirirsem Sinem pasif agresif olarak laf sokar, Berfin pofidik pofidik kızar, Pozan dalga geçer ve Buse… Buse beni öldürür. O yüzden bir şeyler anlatmam gerek.

Yalnızca sormak istediğim bir soru var. Yazmaya nasıl başlanır adlı yazıyı, yazmaya aranızdan en zor başlayan ekip arkadaşınıza paslama fikri hanginizden çıktı?

Evet! Konumuzun “Yazmaya nasıl başlanır?” sorusuna verdiğimiz cevapta gizli olduğu çok açık zaten. Çok açık olmasını gizli olarak nitelendirmemin sebebi de bariz! Şöyle ki hepimiz az sonra sıralayacağım çoğu maddeyi zaten biliyorsunuz. Bu yüzden olayın bilmek olmadığı kesin gibi bir şey. Olay, bunları uygulamak için yeterli tecrübeyi kazanma fırsatını kendinize vermemiş olmanız.

Bence bunu bir düşünün.

Aslında az sonra anlatacaklarımı uyarlayıp her şeye uygulayabilirsiniz. O yüzden ben sadece hikaye, roman gibi yazım türlerinde içerik hazırlarken neye dikkat etmeniz gerek onları anlatacağım. Sonuçta makalede diyalog olmayacağını ya da karakter olmadığını bilebiliriz öyle değil mi?

Şimdi yazarlar bendesiniz!

Şunu düşünmenizi istiyorum. Hepimiz kitabımızın çıkmasını isteriz. İnsanlar kitaplarımızı okusun ve anlatmak istediklerimiz üzerine konuşsun isteriz. Sadece düşünmenizi istiyorum. Kitabınızın çıktığını ve çok satan kitaplar listesinde zirveleri oynadığını hayal edin. Eğlenceli değil mi? İmza günleri… Karakterlerinizi konuşan insanlar… Belki haklarını alan bir yapım şirketi… Tüm dünyanın konuştuğu bir film… Fakat herkes “kitabı daha iyi” diyor falan… Baya heyecanlı, öyle değil mi?

Güzel! Hadi buraya nasıl geliriz ona bakalım!

Bu aşamaya ulaşmak için yazdığınız kitabı yayınlamak gibi bir sürü yola başvurmanız gerek. Belki hikayeleriniz ile girdiğiniz yarışmaları kullanırsınız. Aldığınız dereceler, yayınevlerinin isteyeceği kriterleri karşılayabilir. Böylece belki onlar sizden roman yazmanızı isteyecektir kim bilir?

Diyelim ki olmadı, yarışmayı kazanamadık. Jüriler sizi anlamadı, beceriksizlerdi ya da belki de torpille seçilmişlerdi. Olabilir kısaca işe yaramazlardı ve sizi seçmediler. O zaman kitabınız çıkmayacak mı demek bu.

Tabii ki hayır!

Yayınevlerinin yüzünüze gülmesi için sadece yarışma kazanmış olmanız gerekmez. Araştırma yapmanız gerek. Böylece yazdığınız romanı basabilecek en uygun yayınevini bulmak için bir fırsatınız olacaktır. Doğru yayınevini bulunca romanınız bulunduğu dosyayı onlarla paylaşabilir ve sonuçları bekleyebilirsiniz. Bir kere kabul edilmezseniz endişelenmeyin. Bu sizin için bir sorun olmamalı. Şimdi sizlere iyi yazarların başına bu her zaman gelir diye şeyler söyleyip avutmayacağım. Fakat hangi yazarların başlarına bu durum gelir biliyor musunuz? Pes etmeyenlerin… Pes etmeyip kendini geliştiren ve yazdığı şeye güvenen yazarların başlarına bu durum sıklıkla gelir.

Bu yazarlar arasına katılmak istiyoruz değil mi? Bahsettiğim aşamalara ulaşmak için önce elinizde hazır bir roman olması gerekir.

Bir romanınız olması gerek, bu kesin!

Roman nedir?

Genellikle insanların başından geçenleri, insan ilişkilerini, durumlarını, toplumsal olay ve olguları gerçeğe uygun bir biçimde ya da kurmaca bir yapı içinde ve geniş oylumlu olarak anlatan bir yazınsal türdür. Nasıl olur? İşte çokça bölümlerden oluşur. Bölümleri oluşturan en temel şey ise sayfalardır. Roman en temelinde sayfalardan oluşur değil mi? Peki sayfalar nasıl dolar? Kelimeler ile…

Kelimeler önemlidir. Kelimeler romanınızı yaşatan hücrelerdir.

Tabii tıpkı yaşamamız için bazı hücrelerin zamanı geldiğinde ölmesi gerektiği gibi romanınız bittiğinde yaşaması gereken hücrelerini ayakta tutmanız gerekir. Bunun içinde bazı kelimelere elveda demelisiniz. Biliyorum yazdığınız ve tabii beğendiğiniz yazılarınıza bunu yapmak çok zor. Fakat bu işin fıtratında bu var. Ben de istemezdim hücrelerimi öldürmek…

İşte tüm bunlara ulaşmak için doğru kelimelere ulaşmak için, arkasında duracağınız ve yayınlayacağınız o romana ulaşmak için ne yapmamız gerek? Çok zor değil yazının başlığı buydu.

Evet! Yazmaya başlamak gerek. Peki nasıl başlayacağız? Açıkçası bu konuda zorluk çeken biri olarak sizi çok iyi anlıyorum. Son zamanlarda eskisi kadar zorlanmasam bile bazı zamanlar hala daha yazma aşamasına geçerken çok üşeniyorum. Bu sadece roman yazmak sırasında olan bir şey değil. Kısa bir hikaye yazmak ya da bu tür yazılar yazarken bile zorlandığım oluyor. Anlayacağınız benzer bir olay başından geçen bir meslektaşınız olarak sizi en iyi ben anlarım. Bu yüzden de birkaç öneriyle geldim.

Bir dakika! Ondan mı bu yazıyı ben yazıyorum?

‘’Yazmaya nasıl başlanır?’’ sorusuna verilecek en iyi cevap aslında sadece başlamak olsa da bunun o kadar kolay olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu yüzden önce ne amaçladığımızı bilmemiz gerek. Ne için yazıyorsunuz? Tamam çok kişisel bir soru olduğunun farkındayım. Fakat hepimizin benzerlik gösterdiği birkaç kısım vardır.

Ne için yazıyorsunuz?

Bu soruya cevap verirseniz eğer emin olun “nasıl yazarım?” sorusunun cevabı daha kolay olacaktır. Hatta burada yazıyı okumayı bırakıp yazdığınız yazıya geçmeniz çok mantıklı olacaktır.

Şu bir gerçektir ki yazmak insan doğasına paralel bir eylemdir. Yaratıcılığı tetikleyen en temel şeylerden biri yazma eylemidir. Öyle ki günümüzde yazmak bir terapi metodu olarak bile görülüyor. Ya da zihninizi geliştiren temel pratiklerden biri de olabilir. Belki de gündelik yaşamdan kaçmak için değil de ona bağlanmak için yazarız. Gördüğümüz güzel bir kadını kelimelerle kaydederiz, anılarımızı kaleme alırız. Emin olun bunların hepsi “nasıl yazarım?” sorusuna gelmeden önce düşünmeniz ve yapmanız gereken şeylerden. Düşünün, siz neden yazıyorsunuz?

Bu yazıda romandan örnek vereceğimi söylemiştim. O zaman düşünelim.

Ne için roman yazarız?

Belki anlatmak istediğimiz bir şey vardır. Zihnimizi sürekli tetikte bırakan, bahsetmek ya da dikkat çekmek istediğimiz bir derdimiz, diğerlerine anlamaları için göstermek istediğimiz bir şeyler olabilir.

Tabii sadece eğlenmek istiyor da olabiliriz. Ya da bir macera sunmak istiyor da olabiliriz. Yapılmamışı yapmak istemenin de bir sakıncası yoktur tabii. Ya da biliyor musunuz? Bunların hepsini aynı anda istiyor da olabiliriz.

Sonuç olarak kendi “Ne için?” cevabınızı bulun. Önce bununla başlamanızda yarar var. Bu aşamadan sonra yazmaya başlayabilirsiniz. Teşekkürler.

Ne? Tekrar mı yazmayı bıraktınız? O zaman size birkaç önerim olacak.

  1. Öncelikle başta söylediğim gibi kitap okuyun arkadaşlar. Kitap okumak gerçekten yaratıcılık kanallarınızı açacaktır. Fakat buna bir şey daha eklemek istiyorum o da yazar olmak için bu okumalarınızı yaparken yazar gözüyle okumanız. Ayrıca konfor alanlarınızdan da çıkmanız için oldukça güzel bir önerim var o da başka türlerde kitaplara da göz atmak. Bu sayede ufkunuz genişlerken bakış açısı farklarını irdeleyip ortaya farklı tarzları harmanlayan yeni ürünler çıkarma şansınız olabilir.
  2. İlham perisi güzeldir. Bununla bir sorunum yok kendisiyle aram oldukça iyi. Fakat her zaman onu bekleyemeyiz değil mi? Bazen bizim de biraz çabalamamız gerekebilir.
  3. Bazı zamanlar yazamıyor olmamız bunu hiç yapamayacağımız anlamına gelmez. Bazen sizi teşvik edecek daha güzel bir itici güç bulabilirsiniz.
  4. Genelde hikaye ya da roman yazmaya fan-fiction (başka birinin eserini uyarlamak) yazarak başlanır. Kesinlikle doğru olan yol budur diyemesem bile hızlı ve mükemmel bir başlangıç olabilir.
  5. Bazı zamanlar özgün fikirler ya da bizde heyecan uyandıracak kurguları bulamamış olabiliriz. Bunun için prangalarınızdan kurtulmak gerekir. Bana kalırsa yazarlık işi masa başından ibaret değil. Ayağa kalkın ve eğer aklınıza bir fikir gelmiyorsa siz ona gidin. Şöyle güzel bir yürüyüşten zarar gelmez. Özellikle de en sevdiğiniz şarkıların bulunduğu kurgunuz için muhteşem uyumlu bir playlistle beraber size ulaşamayacak bir fikir olacağını düşünmüyorum.
  6. Yazmak için doğru zaman safsatasına inanmayın. Maalesef öyle! Bana kızacaklar olabilir ama doğru zaman diye bir şey yoktur. Başarmak için hata yapmaktan çekinmeyen kırılmaz iradeler vardır.
  7. İlk cümlenin mükemmel olması gerekmez. Tamam deneyebilirsiniz ama bir yerde mükemmel cümleyi bulup devam etmeniz gerekir. Ayrıca bunu lütfen her cümlede yapmayın. Tecrübeyle sabit, pek olumlu bir etkisi olmuyor. Unutmayın sadece başlamak yetmez, önemli olan sadece devam ettirmektir.
  8. Zamana çok takılmayın. Unutmayın öyle bir şey yok. Şunun için söylüyorum. Uzun süreler kendinizi yazmak için şartlandırırsanız yazma eyleminin eski tadı vermediğini düşünmeniz oldukça yüksek bir ihtimal olacaktır. Bir nesil derslerden bu yüzden nefret etti, unutmayın. O yüzden yapmanız gereken şey; istemek ve istediğiniz kadar yazmak. Yani bana soracak olursanız. Tabii bana soruyorsunuz çünkü yazımı okuyorsunuz. Her neyse!
  9. Başka bir yazar arkadaşınız ile anlaşıp yarışabilirsiniz. Kendisi bu aralar kullandığım bir yöntem. Her ne kadar onun kadar yazamayacak olsam da ve geçemeyeceğimi bilsem de yazarken biraz hırstan zarar gelmez.

Biliyor musunuz? Buradaki başlık “Nasıl Yazılmalı?” olacaktı!

Açıkçası planlarken nasıl yazmaya başlamalısınız başlığının altına bir de ‘’Nasıl yazılmalı?’’ başlığını eklemek istedim. Bu sayede sizlere genel olarak yazarların uyguladığı aşamalardan bahsedecektim. Fakat kısa kesmem gerektiğini ve herkesin kendi yöntemini bulması gerektiğini düşünüyorum. “Bunu nasıl yapabilirim?” diye sorabilirsiniz. Onun için de yazımın sonuna gelmeniz gerekir. Fakat ben oraya gelmeden önce biraz bir şeyler anlatmak istiyorum.

Örneğin yazdığınız tür ve konu hakkında daha önce yapılıp yapılmadığına baktığınız bir araştırma hiç fena olmaz. Ayrıca bu türde yazarların nelerden esinlendiklerini öğrenmekte eserinizin değerini artıracak başlıca unsurlardan olacaktır. Onların ilhamlarını görerek sizler de kendi ilhamınızı bulabilirsiniz.

Biraz daha işin metodik kısmına girecek olursak eğer; size yazarlığın ve tabii ki roman ya da hikaye yazarlığının benim öğrendiğim kadarıyla bilinen üç altın kuralından bahsedeceğim.

  1. Olay, kavram ve karakterleri birbirine bağlamak.
  2. İlk maddeyi okuyucuya sunarken gerçekçi bir zemine oturtmak.
  3. Tüm bu maddeleri uygularken okuyucuda en az bir tane coşkun duygu uyandırmak.

İlk maddeyi zaten hemen hemen hepimiz anlıyor, uyguluyor ya da uygulamaya çalışıyoruz. Zaten bu madde biz yazarları çeken yegane şey. Belli başlı durumlar üzerine düşünüp yorumlar yapmak ya da başka olasılıkları hayal etmek. Belki karakterler ve insan psikolojileriyle ilgili düşünmek. Hepsi yazarlık sürecimizde sanırım en zevk aldığımız durumların başını çekiyor.

İkinci maddeye bakacak olursak; gerçekçi bir zemine oturtmak derken anlatmak istediğim kurgunuzun temelinde okuyucuya mantıklı hissettirmesi. Bu da aslında okuyucunun zihninde gerçekçiliğinin sorgulandığı kısımdan yüksek puanla geçmesini sağlayacak en temel özelliktir. Bu sayede yazdığınız şey her ne ise okuyucu bağlanacak ve onu merak edecektir.

Üçüncü madde ise aslında daha önceki yazımda da bahsettiğim temel bir özellikten geliyor. Her ne yazıyorsanız yazın. Okuyucuda bir duygu uyandırmıyorsa isterseniz dünyanın en iyi kurgusuna sahip olun pek bir anlamı yok. Tabii bu benim düşüncem. Bana kalırsa yazarlık bir performans sanatıdır. Bizler yazmaya başladığımız ilk andan kitabımızı okuyan son kişiye kadar bir performans sergiliyoruz. Tam olarak bu yüzden ne yaparsanız yapın okuyucunun okurken herhangi bir şeye coşkun bir duygu uyandırmasını sağlamalısınız. Bunu düşünerek yazmaya başlamanız en doğrusu olacaktır.

Peki bunu nasıl anlayacağız diye sorabilirsiniz?

İki seçenek var. Bu iki seçenek öyle bir şey ki, yazar olarak bizlerin yazı boyunca bahsettiğim tüm diğer şeyleri dışarda bırakabilir. Bu iki maddeye uyarak hayranların çok sevdiği o yazar olabileceğinize inanıyorum.

  1. Sürekli yazarak.
  2. Sevdiğiniz şeyi yazarak.

Yazımda burada son bulduğuna göre son bir şey eklemek istiyorum. Oldu da canınız sıkılıyor ve yazar olarak tek başınıza olduğunuzu düşünüyorsunuz. Bu işe o kadar tutkulusunuz ki sizi kimsenin anlamadığını düşünüyorsunuz belki de. Maalesef hayır! Yazı Rehberi’nde birbirinden harika yazarları varken emin olun yalnız değilsiniz. Reklam olması için değil yalnız olmaması için yazımı discord sunucumuzun url’sini bırakarak bitiriyorum.

Tekrar başka yazılarımda görüşmek üzere…

İyi günler.

Hoşça kalın!

Editör: Berfin Yeşilyurt

--

--

Alaz
Yazı Rehberi

You’d be surprised what you can pull off when your life depends on it.