Boş Tepsi

Akıl karıştıran bir sabah.

Ulaş
Yazı Rehberi
2 min readSep 24, 2023

--

Photo by Nick on Unsplash

Güneş beni hiç uyandırmamıştır şimdiye kadar. Perdelerim hep kapalıdır. Gözüme gökten keskin bir ışık vuruyor. Çok trajik, ne uyumama izin veriyor ne de gözlerimi açmama... Gözlerimi açmak için sıyrılmam gerek sıcacık yatağımdan. Ama ellerim ve ayaklarım benimle aynı fikirde değil. Güneşin kör edici işkencesine göz yummaya zorluyorlar beni. Yanan gözlerimin günahı ise bu işkence için yaratılmış olması sanırım.

Yataktan kalktığımda birkaç dakika gözlerim berbat görüler yarattı. Renkleri ve şekilleri birbirine karışmış bir dünya. Ayakta durmak çok zor, bildiğim dünyadan binlerce kat daha hızlı dönüyor. Garip şekiller beliriyor baktığım her yerde, bir şey anlatmaya çalışıyor gibi. Bilmediğim, yabancı olduğum bir dil olsa gerek. Tanıdık bir durum.

Masamda boş bir tepsi görünce olduğum yeri ve zamanı şaşırdım. Bütün bir döngüyü bozan boş bir tepsi. Bu paradoks evreni yok etmediği için şanslıyım. Onu hüsrana uğratmak için tepsiyi doldurmaya karar verdim. İnatçı bir dilenci olan midemin eline üç beş kuruş sıkıştırma isteğim kararımı destekledi.

Masamdaki boş tepsinin sırrını çözmek için evi araştırmaya koyuldum. Salonda açık bir tabut buldum. Üzerinde de bir not. Notu okudum. Tabutun içine girip kapağı kapattım. Fısıltıyla yemeğimi sordum. Gözlerime musallat olan şekiller karanlıkta yeniden ortaya çıktı. Çevirmeye çalıştım. Başaramadım ancak oldukça ilerleme kaydettim ve bir çıkarımda bulundum. Bu çıkarım boş tepsinin bir daha dolmayacağıydı.

***

Gömülürken tabutu boştu. Öldüğünü sananlar ağlamak bir yana çılgınlaşıyor, düşüncelerin ve mantığın yerini alamadığı bir delilik haline bürünüyorlardı. Anlamsızlaşan bu görüntüyü başka bir tabutun içinden izleyen varlık düşüncelere dalmak için zaten yer kolladığından hemen işe koyuldu.

“Anlamsız. Çok anlamsız. Neden bağırıyorlar? Ağlamak neden? Ölmek bu kadar mı kötü. Ama neden? Bu bağırışlar ölüm yokken sesli gülüşler miydi? Canlılık iyi değil ama ölüm bu kadar mı kötü? Çok anlamsız, çok. Şuna bak üzerindekileri yırtmaya yelteniyor. Bir gün olsun aradı mı acaba? Nasılsın diye sordu mu? Kim sorardı ki! Herkes mezar kazılınca büyük dosttur! Ne ala, ne ala! Ey yalancılar bırakın bu rolleri, bırakın bu anlamsız maskeleri, gösterin amansız yüzlerinizi, gülüyorsunuz, hepinizi görüyorum!”

Kaldığı bir oda bir salonluk tabutta ne de çok sinirlendi. Bu sinir de anlamsızdı. Farkına varsın ya da varmasın bu sinir oldukça gereksizdi. Tıpkı ölünün başında ağlayanlar gibi. Değişimin yabancısı bu kızgınlık hali bütün yalancılardan daha yabancı ve yalancıydı. Bütün üzüntü ve kırgınlık kendi başının boş olmasından geliyordu. Bir tek ağlayanı yoktu. Tıpkı küçük masasının üzerinde duran narin ve kırılgan tepsisinin içinde hiçbir şey olmayışı gibi. Kendine ağlayan yine kendisi oldu. Sessizce.

Editör: Rüya Yaşar

--

--

Ulaş
Yazı Rehberi

Kendimce bir şeyler yaratmak istiyorum. Küçük küçük dünyalar ve daha küçük insanlar. Sonra da hepsinin arkasına saklanmayı planlıyorum. Yok olup gidene dek.