Chick Lit Nedir? Cinsiyetçi Bir İsim mi?

Cinsiyetçilik, kitap türlerine koyduğumuz isimlere kadar sızmış olabilir mi?

Begüm Uğurlu
Yazı Rehberi
4 min readJun 14, 2023

--

Chick- lit; yirmi ve otuzlu yaşlarında, genelde büyük şehirde yaşayan ve çalışan kadınların gündelik problemlerini, kariyerini, arkadaşlık ve aşk ilişkilerini konu alan romanlara verilen isimdir. Kullanılan bu terim, 1990'larda ve 2000'lerde popülerken günümüzde artık hoş karşılanmayan bir isim haline gelmiştir; bunun sebebi romanların içeriği değil, türe verilen isimdir. Chick literature’nin kısaltması olan chick lit, çevirirsek piliç edebiyatı ya da çıtır edebiyatı gibi bir anlama sahip. İşte geldik tartışmamızın konusuna.

Chick Lit Aşağılayıcı Bir İsim mi?

Başta tatlı duyulduğunu ve ‘piliç’ kelimesinde bir sıkıntı olmadığını düşündüğüm için bu türe bu ismin verilmesinde bir sıkıntı göremesem de araştırdıkça, farklı kişilerin yorumlarını ve yazarların düşüncelerini okudukça bu konuya yaklaşımım farklılaştı. Öncelikle bu terimi ve konuyu, kendi ana dilimde kullandığım bir terim olmadığı için fazla hafife aldığımı fark ettim fakat sonrasında bunun bir tür olduğunu ve içinde kadınlar için kullanılan argo bir kelimenin olduğunun farkına vardım.

Bu konuda insanların gerçekten ikiye ayrıldığını gördüm, bazıları bunun fazla alınganlık olduğunu düşünürken bazı okuyucular da bu ismin cinsiyetçi olduğunu ve kötü bir imaj çizdiğini düşünüyor. Bu türü hem kitaplarda hem de dizilerde, filmlerde seven biri olarak ilk seçenekteki gibi düşünmüştüm: Fazla alınganlık. Fakat dediğim gibi bu konudaki fikrimi değiştirdim.

Fikrimi değiştirmemdeki en önemli sebeplerden biri; bu ismin, bu türdeki romanların ve bu türün yazarlarının tiye alınmasına sebep olması.

Chick-lit tıpkı gerilim, polisiye, bilim kurgu gibi bir tür ama bu türe verilen isim; onu basitleştiriyor ve okuyucuların ön yargılı yaklaşmasına sebep oluyor. Evet, basit bir dili olan, gündelik sorunlara eğilen ve edebi olmaya çalışmayan bir tür fakat bu onu diğer roman türlerinden daha aşağıda kılan bir şey değil.

Peki İnsanlar Neden Chick Lit Okuyor?

‘Chick’ edebiyatının bu kadar çok okunmasını sağlayan ve en güzel yanı size yakın bir arkadaşınızla dertleşiyormuşsunuz hissi yaratmasıdır.

Chick lit kitaplarındaki kadın karakterlerin birçok ortak özellikleri vardır. Hepsinin bir mesleği vardır ama kariyerlerinin zirvesinde değillerdir, yalnızlardır ya da kötü giden bir ilişkileri vardır, aileleriyle ufak tefek sorunları vardır; biraz sakar ve saf olabilirler vb… yani birçok insanın hayatında olabilecek fazla derin olmayan sorunları barındırır. Travmatik geçmişler, psikolojik tahliller ve yoğun bir anlatım yoktur bu tür kitaplarda. Genele, ortalama insana hitap eder. Günün yorgunluğunu, umutsuzluğu, endişeyi bırakabilirsiniz bu türe ait bir kitabı okuduğunuzda.
Başkalarını bilemem ama benim bu türü sevip izlememin ve okumamın en büyük sebebi, hayatta bir şeyler yolunda gitmese bile işimde başarılı olabileceğime, aşkı bulabileceğime dair bana umut aşılamasıdır.

Chick Lit, Feminizme Ters midir?

Chick lit kitaplarında ve chick flick filmlerinde ana tema aşkı bulmak olduğu ve içinde sık sık ‘evlilik’ kelimesi geçtiği için bunun feminizme ters düştüğünü düşünen bir kesim olduğunu gördüğümde çok şaşırdım. Bunun feminizmin tam olarak ne olduğunun anlaşılmamasından olduğunu düşünüyorum ama bu çok geniş bir konu ve şu an konumuz bu değil.

Çok basit bir şekilde şu gerçeği söylemeliyim ki feminizm, evlenmeye veya aşka düşman değildir. Feminizm, evlenmemek ya da yalnız kalmak değildir. Feminizm, istiyorsan evlenmeni ya da istemiyorsan evlenmemeni destekler; kadınların, hür iradeleriyle aldığı kararlarını destekler.

Bu kitaplardaki kadınlar; kendi parasını kazanan, ekonomik özgürlüğe sahip, cinselliklerini rahatça yaşayabilen, üniversite mezunu, ailelerinin baskısı altında yaşamayan kadınlardır. Karar alma mekanizmalarında bir sorun yoktur ve evlenmek istemeleri feminizm karşıtı bir hareket değildir.

Tüm Kadın Yazarları Aynı Kefeye Koymak

Yazar ve medya yorumcusu Polly Courtney, anlaşmalı olduğu yayınevi HarperCollins ile anlaşmasını 2011 yılında; kitabının ‘küçümsendiği’ düşüncesiyle feshetmiştir. Çıkardığı kitap It’s a Man’s World(Erkeklerin Dünyası) chick lit türü altında çıkartılmış ve altına farklı algı yaratan bir alt başlık atılmış: ‘But it takes a woman to run it’ (Ama onu yürütmek için bir kadın gerekir)

Polly Courtney, yazılarının ait olmadığı bir tür altında yayımlandığını belirtmiştir. “Chick- lit terimine karşı değilim ama benim kitabımın bu kategoriye ait olduğunu düşünmüyorum. Chick-lit, rüyalarındaki erkekle tanışmak isteyen kadınları anlatan kitaplar için kullanılıyor. Benim kitaplarımda toplumsal meseleler yer alıyor. Son kitabımda erkek dergisinde çalışan bir kadının o çevrede yaşadıklarını, medyanın topluma ve feminizme etkilerini konu aldım,” diyerek kendini açıklamıştır.

Yazar Michele Gorman “Benim kitabımda kapak, içeriğine uygundu. Fakat yayınevlerinin kadın yazarları ve kadınlar için yazılanları aynı torbaya sokmak gibi bir eğilimleri olduğu inkar edilemez. Okur, kapakla içerik uyuşmadığı zaman hayal kırıklığına uğrayabilir. Yazarlar olarak biz, kitaplarımızın isimleri ve kapakları konusunda bir söz hakkına sahip değiliz,” diyerek aslında durumun nasıl olduğunu göstermiştir. Kadın bir yazar tarafından yazılan, içinde aşk geçen bir kitabın pastel renkli kapakla chick lit türü altında basılması, yayınevleri için daha çok kâr getireceğinden anlaşılabilir bir durum olsa da belli ki yazarları her zaman mutlu etmiyor.

Sonuca gelecek olursak; bu türe istedikleri ismi versinler, istedikleri gibi küçük görüp edebiyattan uzak saysınlar. İyi ki bizi güldüren, eğlendiren, hayata daha pozitif ve umut dolu bakmamızı sağlayan bu tür var diyorum ben.

Eğer bu türe bir şans verecek olursanız ya da zaten türün okuyucuysanız diye sizin için aşağıya minik bir liste bırakıyorum.

Beni Hatırladın mı? — Sophie Kinsella

Şeytan Marka Giyer — Lauren Weisberger

Bridget Jones’un Günlüğü — Helen Fielding

Satır Aralarında Buluşalım — Melissa Ferguson

Karpuz — Marian Keyes

Pasaklı Tanrıça — Sophie Kinsella

--

--