Öykücülüğe ve Çevirmenliğe Nasıl Başlanır?

Dipnot: Eda İşler!

Yazı Rehberi’nin Eda İşler ile Röportajı

Yazı Rehberi
Yazı Rehberi

--

Herkese merhaba! Bildiğiniz üzere bir süre önce yayınladığımız, Dipnot serisinin ilki olmuş olan Roket Dergisi’yle yaptığımız röportajlara tam gaz devam ediyoruz.

Bu sefer mikrofonu bir dergiye değil yazara çevirdik ve kendisine yazarlık ile diğer konularla alakalı birçok soru sorduk.

Çalışmalarımız sonucunda size ikinci röportajımızı takdim etmek isteriz.

— Hoş geldiniz! Röportaja, sizi ve edebiyat yolculuğunuzu dinleyerek başlamak istiyoruz. Bize biraz kendinizden ve yazarlığa giden yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

Merhaba! İstanbul’da yaşıyorum. Bir bilim ve sanat merkezinde İngilizce öğretmenliği yapıyorum. Edebiyatla ilişkim günlük tutmakla başladı. Çocukluğumdan beri kendimle konuşurum, konuştuklarımı da bir deftere yazarım. Günlük yapılacaklar, gelecek planları ve rüya kayıtları için tuttuğum defterler var. Çok küçükken, izlediğim ve sevdiğim filmlerin hikâyelerini yazardım. Çok okurdum ama kitapları yazıldığı dilde okumayı da arzu ederdim hep. Bu yüzden başka dilleri öğrenmeye çalıştım.

Başarılı bir öğrenciydim. Liseden sonra aldığım puanla iyi okullarda hukuk veya siyasal bilimler okuyabilirdim ama dille uğraşmayı seçtim. Çocukluğumdan beri yabancı dil kütüphanem var. Biraz Almanca, Fransızca ve biraz da Rusça biliyorum. İngilizce dilinden kitaplar çeviriyorum. Yayınlanmış iki öykü kitabım var. Ne zaman yayınlanacağını bilmesem de son iki senedir roman yazıyorum. Yazarlık yolculuğumun somut adımları ise üniversite yıllarında atıldı. Edebiyat kulüpleri, edebiyat dergileri ve kitaplardan konuştuğum arkadaşlar bu süreci destekledi. Bazı matbu dergilerde göründüm ve bazı söyleşilerde bulundum. Birkaç imza etkinliğim de oldu ancak şu aralar kendimi dinliyorum. Sesimi ve ne istediğimi bulmaya çalışıyorum. Bundan sonra atacağım kalıcı adımları tasarlıyorum. Daha fazla okuyorum ve daha farklı metinlerle ilgileniyorum.

— Birçok dergide yazarlık yaptığınızı ve öyküleriniz yayınlanana kadar birçok kez reddedildiğinizi söylüyorsunuz. Dergilere yazılarını yollamak isteyen yazarlara ne tavsiyeler vermek istersiniz?

Eskiden edebiyat dergilerinde görünmek daha önemli ve büyük bir adımdı. Çok fazla edebiyat dergisi vardı. İnsanlar bayilerden dergi alır, okurdu. Bir yazar adayıysanız o dergilerden birinde görünmek kitabınız yayınlanmadan önce tamamlamanız gereken bir görev sayılırdı. Ben hiçbir zaman uzun vadeli planlar yapmadığım için birçok dergide aynı anda öykülerimin yayımlanmasını istiyor ve kendimi kısa süreliğine iyi hissediyordum. Şimdi düşününce bunun için biraz pişman oluyorum; daha fazla yazmak, daha az paylaşmak isterdim. Yazdığım o metinlerin ileride en iyi metinlerim olarak kalmayacağını, bu nedenle daha azını göstermemin daha iyi olacağını şimdiki aklım olsa bilirdim. Şimdi eğer kabul ederseniz, kendinizi en iyi yansıtan dergiyi seçmenizi ve içinize en fazla sinen metinleri paylaşmanızı öneririm. Reddedilmek sürecin bir parçası, moral bozmadan ancak eleştirileri dikkate alarak devam etmek de çok önemli.

https://linktr.ee/yazirehberi

— Birçok alanda yazmayı denediğinizi ama odağınızın öykü yazarlığı olduğunu görüyoruz. Neden roman, şiir ya da senaryo değil de öykü yazarlığını tercih ediyorsunuz? Öykü yazmayı yazar adaylarına tavsiye eder misiniz?

Bunun şimdilik net bir cevabı yok bende. Uzun süredir öykü yazdığımdan, öykü okumayı sevdiğimden, kendimi öykücü olarak tanımlamak daha doğru geliyor. Henüz yayınlanan bir roman ya da senaryom olmadığı için o alanlarda kendimi öyküde olduğundan daha az güvenli hissediyorum. Bunun türler arası farktan kaynaklandığını söylemem doğru olmaz çünkü benim için yaratma arzusu olan, iyi okuyan ve iyi gören herkes her şeyi yazabilir.

— Biraz da çevirmenliğinizden konuşmak istiyoruz. Çevirmenliğine nasıl başladınız, çevirmen olmak isteyenlere tavsiyeleriniz var mı?

Makale çevirilerine üniversite yıllarında başladım, okul harçlığı olsun diye. Bunu edebî çeviriler izledi. İlk kez bir e-kitap çevirmiştim, Türkçeden İngilizceye. Yazarın ismini bile hatırlamıyorum, çok zaman geçti. Sonrasında Everest Yayınlarına Deborah Levy’nin Sıcak Süt isimli romanını çevirdim. Onu, aynı yazarın Her Şeyi Gören Adam isimli romanı takip etti. Aynı yayınevinden ikinci kitabım çıktı. Sonra Amerika Kuşları’nı çevirdim. Şimdilerde bir kurgu dışı kitap çeviriyorum. Kitap, sinema ve edebiyat ilişkisi hakkında güçlü bir bir kaynak. Çevirmen olmak isteyenlere çevirmenlerin yasal haklarını öğrenmelerini, sözleşmeleri iyi okumalarını, sözleşmelerin değiştirilebilir ve iyileştirilebilir olduğunu akıllarından çıkarmamalarını öneririm.

— Son olarak su sıralar ne yazdığınızı merak ediyoruz. Yakın tarihte yeni eserler görecek miyiz?

Şu sıralar romanımı yazıyorum. Yaz sonuna dek bitmiş olmasını çok istiyorum. Bu durumda kitabı matbu hâlde önümüzdeki baharda görmeniz mümkün. Onun yanı sıra kendi yazdığım senaryolar var ve yukarıda bahsettiğim kurgu dışı kitabın çevirisiyle uğraşıyorum. Çevirinin romanla aynı tarihlerde çıkması olası ancak senaryolar için verebileceğim net bir tarih yok. Son olarak, yazmanın benim için kolektif bir eylem olduğunu belirtmem lazım. Biri, ötekini besliyor ve de hızlanmamı sağlıyor. Yakında görüşmeyi dilerim.

Yazı Rehberi olarak hem yazarlara hem yazarların oluşumlarına, dergilere ve topluluklara mikrofon uzatmaya devam edeceğiz.

Sevgili, değerli Eda İşler’e bizlere vakit ayırdığı için ve bu röportajı gerçekleştirdiği için teşekkür ederiz.

Bir sonraki Dipnot röportajında görüşmek üzere.

— Yazı Rehberi.

--

--