En Beğendiğim 5 K-Drama
Meri’nin Dizi Serüveni: K-Drama İncelemesi
K-Drama izlemeyi çok sevdiğim bir türdür. Dizi veya film izleme alışkanlığım yoktur, özellikle uzun süre odaklı kalmak bazen benim için zor olabilir. Bu sebeplerden ötürü, şu ana kadar çok k-drama izlemedim ancak bu k-drama sevdiğim gerçeğini değiştirmiyor. Özellikle Amerikan dizilerine kıyasla yavaş işlenen o aşk, çoğunlukla gerçek hayattan oldukça farklı dahi olsa kendimi sürekli ekrana kalp şeklindeki gözlerle bakarken yakalıyorum. Bunun dışında işlenen konular özgün ya da klişe olsun, kendine bir şekilde bağlıyor.
Bu ilk yazıda şu ana kadar izlediğim k-dramalar arasında favori ilk 5 dizimi sizlere tanıtacağım.
Hotel Del Luna
Bazılarının kpop idolü olarak tanıdığı IU’nun başrolde olduğu bu fantastik dizi, benim için gelmiş geçmiş en iyi k-dramadır. Şu ana kadar daha iyisini görmedim, bilmiyorum. Herkese önermekten asla bıkmayacağım, şarkılarından tutun da o akılda kalıcı, sona kadar her dakikasına ayrı bayıldığım bu k-dramadan bahsetmesem olmaz.
Konusu
Dizi, bir hayalet oteli olan Hotel Del Luna’nın hikayesini anlatır. Hotel Del Luna, dünyadaki ölülerin ruhlarının konakladığı bir yerdir ve bu ruhlar kendi ölümleriyle ilgili çözülmeyen işleri tamamlamak üzere buraya gelirler. Otelin sahibi olan Jang Man-wol’un yanında otelin müdürü olarak çalışan Goo Chan-sung, bu iki dünyanın etkileşimlerini ve geçmişteki olaylarla şimdiki olayların gizemini çözmeye çalışır.
It’s Okay To Not Be Okay
Benim ekrana bakarak uzun bir süre düşünmeme neden olan, tüylerimi diken diken bu dizi hakkında ne desem az olacağına inanıyorum. Konunun işlenişi, sinematografisi ve karakterler o kadar güzel ki keşke elimde bir imkan olsa ve bu diziyi hiçbir şey bilmeden tekrar izleyebilsem demeden duramıyorum.
Konusu
Dizi, bir çocuk kitabı yazarı olan Ko Moon-young ile bir psikiyatr olan Moon Gang-tae etrafında döner. Moon Gang-tae, otistik kardeşiyle birlikte yaşayan ve sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan bir gençtir. Ko Moon-young ise karanlık bir geçmişe sahip ünlü bir çocuk kitabı yazarıdır. Bu ikisinin yolları kesişir ve ikisi de kendi sorunlarıyla yüzleşmek zorunda kalır.
Doom At Your Service
Bu benim son bitirdiğim dizi ve kendisi şimdiye kadar izlediğim çoğu diziyi sollayıp en üst sıralara yerleşmeyi başardı. Hakkında hiçbir şey duyup okumamıştım, fantastik ve romantik dediğinde gülümseye gülümseye izleyeceğim tatlı bir dizi olduğuna inanmıştım ancak yanılmıştım. Gözyaşları içinde izlediğim bu diziyi herkese önermemek elde değil ki!
Konusu
Ölüm meleği olan karakterimiz ve hayatının kötü gittiği bir noktada kendisine ölümü dileyen Tak Dong-kyung arasındaki olayları konu alan bu dizide Dong-kyung, ölümcül bir hastalığa yakalanmıştır. Bir gün ölüm meleğimiz ile karşılaşır ve ondan kendisine bir dilek hakkı vermesini ister. Ancak bu dileği gerçekleştirmenin bir bedeli olduğunu keşfeder. Ölüm Meleği’nin varlığı, Dong-kyung’ın hayatına derin etkiler bırakırken ikisi arasında karmaşık bir duygusal bağ gelişir.
My Name
Aksiyon dizilerini favorim olacak kadar sevmesem de izler, beğenirim. Ancak bu dizi bir istisna. Bu dizinin en sevdiğim yanlarından biri kötü karakterin gerçekten kötü olması. Özellikle son zamanlarda anti-hero karakterler artmışken gerçekten kötü olan bir karakter altın değerinde. Bu kötü karaktere üzüldüğümüz anlar olsa da yapımcılar bize onun kötü olduğunu ve üzülmememiz gerektiğini hemen hatırlatıyor.
Konusu
Ana karakterimiz Jiwoo, babasının ölümünden sorumlu olan güçlü bir suç örgütüne karşı intikam almaya karar verir. Ancak bu intikam süreci, onu kendi kimliğini gizleyerek suç dünyasına sızmak zorunda bırakır. Jiwoo, polis teşkilatında da bir yandan çalışarak suç dünyasının içindeki tehlikeli oyunlara dahil olur.
My Love From The Star
Bu diziyi yakın bir arkadaşımın önermesiyle izledim. Şimdilik izlediğim en eski k-drama diyebilirim. Fantastik ve bilim kurgunun birleşmesiyle oluşan kaliteli yapımları her zaman sevmişimdir. Bu iki türle birlikte romantizmi seviyorsanız kesinlikle öneririm.
Konusu
Dizinin ana karakteri Do Min-joon, bir yıldızın düşüşü sırasında Dünya’ya inen ve 400 yıldır insanlar arasında yaşayan bir uzaylıdır. Olaylar Do Min-joon’un günümüz Güney Kore’sinde özellikle de bir ünlü televizyon aktrisi olan Cheon Song-yi ile tanışmasıyla başlar. İkilinin arasında zamanla gelişen romantik bir ilişki, dizinin odak noktalarından biridir. Ancak Do Min-joon’un uzaylı kimliği ve insanlar arasındaki yaşamının sınırlamaları ilişkilerini karmaşık hale getirir.
En başta da dediğim gibi her ne kadar k-drama sevsem de çok az izledim. Dolayısıyla izlemediklerim arasında illaki bu beşliden daha fazla beğenebileceğim k-dramalar olabilir. İlerleyen zamanlarda k-drama izledikçe yorumlamaya değer bulduklarımı sizinle paylaşacağım.
Başka yazılarda görüşmek üzere.
Editör: Buse Özcan
