Farkında Değildin

Şerifenur Özata
Yazı Rehberi
Published in
3 min readFeb 9, 2024

Farkında değildin…

Uzaksın bana görmüyorsun. Gözlerinin ardına sakladıklarınla bugününe bakarken, yarının planlarını gerçekliğinde yaşatmaya çalışırken gitgide uzaklaşıyoruz birbirimizden. Farkında değildin, yavaş yavaş bitirdik kendimizi bu sebeplerden…

Farkında değildin…

Bir varsın bir yoksun. Masal kadar gerçeksin ve bir o kadar da yalan… Alıştırıyorsun önce kendini, sonra çekip gidiyorsun sessizce. Anlamsız bu delilikle baş başa bırakıyorsun beni, kara deliklere esir zamanın birinde. Sahi sen ne yapıyorsun bu karışıklığın içinde? “Gerçek” dünyanın zamanında, hala uğraştırıyor mu seni kehanetten bozma fikirler?

Farkında değildin…

Sizin gibilerin huyudur zaten varsaymak, kabul etmek uydurmak, yalanlara inanmak… En iyi bildiğiniz şey soyutlamak çünkü. Gerçekleri soyutlamak, duyguları soyutlamak, var olanı soyutlamak… Bu hastalıklı düşüncelerle gayet mutlusun görüyorum. Bu durumu anlamak istemiyorum…

Farkında değildin…

Ben kendi karanlığına yenilmiş, kendi kafasının içinde kaybolmuş zavallının tekiyim. İnsanlardan gelecek tebessüm kırığının hasretini çeken, işe yaradığını hissetmek için sürekli çalışmak zorunda kalan biriyim. Beni anlayamazsın… İçinde bulunduğum her şehir üstüme üstüme gelir, nerede yoksam orada daha iyi olacakmışım gibi düşünürüm. Nereye gidersem gideyim daha da büyüyerek gelir bu düşüncelerim. Haliyle gittiğim her yer kişisel cehennemim haline gelir. Yine uslanmam, hala çekip gitmeyi deli gibi isterim. Sorumluluklarım bağlar beni sadece. Bu yüzden özgürlüğün hasretini çekerim. Kendi kafasına esir birinin özgürlük hasreti bitmez bilirim ama yine de isterim. Bu karışıklığın içinde tek dileğim sendin… Sen de farkında değildin…

Farkında değildin…

Seni, senin haberin olmayan anlarda ve haberin olmayacak bir şekilde, kendi gözümden sakınmaktan bile sakınırken seviyorum. Bu zamanlarda kafamın içinde susmayan ses susuyor duyduğum en net melodi sen oluyorsun. Kayboluyor bu melodi sonra mantığımın sesi kaplıyor her yeri, bana bildiğim gerçekleri yineleyerek anlatıyor. Ben de biliyorum seni hayatıma alamam, karanlığımla seni tanıştıramam. Biliyorum ben dünyanın en savruk, dağınık, kafası karışık, düzensiz insanıyım. Bir anlığına beraber olduğumuzu düşünmek karanlık ormanda ateş böceklerini görmek gibi işte. Bu satırları yazarken bir anlığına huzur bulduran tek şey belki de…

Farkında değildin…

Aynı şarkıları dinleriz seninle ama aynı nakarata takılmaz duygularımız. Ve yine aynı şarkılar açar aramızı biz fark etmeden… Benzerlik olarak gördüğümüz en derin ayrılık yerimiz…

Farkında değildin…

Farklı hayaller peşindeyiz ikimiz de farkındayım. Peki yarının hayali bugüne yetecek mi?

Farkında değilsin…

Yalvarırım…

Evim ol, yolum ol, gel her şeyim ol ama,

Ne olur anı olma…

Seni bırakmak istemem sararmış sayfaların arasında, tozlu kitap raflarında, eskimiş kahverengi çerçeveli camı çatlak fotoğrafların içinde yarım bir gülüşle. Seni hatırlamak istemiyorum. Seni yaşamak istiyorum. Seni anı olarak bırakmak değil niyetim, seninle yüzlerce, paha biçilemez, anlatmaya romanların yetmeyeceği anlar yaşamak. Rengarenk fotoğrafların içinde kocaman gülmek, güneşin her haline seninle sayamayacağım kadar tanık olmak, uçsuz bucaksız yolların bir şekilde geri sana çıkmasına teslim olmak, karanlık tarafımın, varlığının içimi ısıtmasıyla beraber yok oluşunu izlemek… Seninle tekrar sevmeyi öğrenmek istiyorum. Arkamda bırakacağım buruk bir anıdan fazlası olman, bir gün fark etmen dileği ile…

Photo by Everton Vila on Unsplash

Editör: Tuanna

--

--