İçsek De Mi Zehirlensek, İçmesek De Mi Zehirlensek?

Sigaranın Türkiye Boyutu

Beyza 🧚
Yazı Rehberi
5 min readMay 9, 2023

--

Yukarıya atılmış olan başlıktan ötürü muhtemelen sigaranın zararlarından falan bahsedeceğimi düşünüyorsunuz. Hayır, hayır! Bunları artık hepimizin çok iyi bildiğini düşünüyorum. Çocukluktan başlayarak bunu bize zaten çok güzel anlatıyorlar. Paketlerin üstünde bile ibretlik fotoğraflar varken burada çıkıp da sigaranın zararı için uzunca bir yazı yazmaya efor harcayamam. Benim bahsedeceğim mesele, çok başka bir mesele. Daha önce bu konuya birileri değindi mi bilmem ama…

Ben, sigaranın zararından çok, onu içen insanların zararlarından bahsetmek istiyorum.

Photo by Donny Jiang on Unsplash

Her şeyden önce çok önemli bir soru sormak istiyorum;

“Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?”

Her ikisinde de bir fark var değil mi? Biri sarımsaksız, biri sarımsaklı. Peki ya başka bir soru sorsam?

“Sigarayı içsek de mi zehirlensek, içmesek de mi zehirlensek?”

  • ‘Dostum sen deli misin? Sigarayı içmeyen bir kişi zehirlenmez ki!’

Ah, pardon. Her şeyi en baştan almam lazım.

Geçenlerde, internette dolanırken yabancı bir youtuber’a denk geldim. Kendisi Türkiye’de eğitim görüyormuş ve arkadaşıyla birlikte videosunda Türklerde garip bulduğu şeyleri anlatıp bir örnek veriyordu.

“Mesela üniversite. Bizim ülkemizin üniversitesinde sigara içen bir genç görülse onu döverler ama Türkiye’de üniversiteye gidiyorsun ve dışarıda oturup rahat rahat içebiliyorsun. Hatta öğretmenlerden bazıları sigara bile ısmarlıyorlar. Türkiye’de çok yaygın kullanılması beni şaşırttı.”

Duvarın dibinden yavaş yavaş yaklaşarak buraya bir adım atmak istiyorum. Günümüzde birçok kafe, sigara içenleri düşündüğü için mekân olarak hem dışarıda, hem de içeride hizmet veriyor. Biliyorsunuz ki içeride içmek zaten yasak. Peki, dışarıda içilen sigaralar etraftakilere ne kadar zararsız olabiliyor? Konuyu daha da genişletecek olursam; ben dış mekânda otururken, karşımda oturan kişinin içtiği sigara bana ne kadar zararsız olabilir ya da hemen yan masada bulunan başka bir içiciden ne kadar az etkilenirim?

‘Açık alan işte. Etkilenmezsin ki,’ diyecekler için şimdiden söyleyeyim; içerdekiyle dışarıdakinin pek farkı olmuyor. Hele bir de rüzgâr sizin suratınıza doğru esiyorsa, değmeyin dumanın keyfine!

Photo by Dimitri Bong on Unsplash

“E o zaman koltuğunu değiştir kardeşim! Ya da içeriye geç.”

Peki, ben dış mekânda oturamayacak mıyım? Haydi, tamam, bunların hepsini geçtim. Dış mekânlarda sizin olsun. Gerçekten bunun derdinde de değilim artık. Hani hassas kalpler için dünya cehennemdir derler ya, sanırım yine bu cümleye çıkıyor benim yolum. Arkadaşlarınızla bir kafeye gidiyorsunuz, sigara içenler varsa sırf onlar için dış mekân seçmek zorundasınız. Sizin için iç mekâna katlanırlar mı? Bilmem -öyle olursa muhtemelen 10–15 dakikada bir masadan kalkmak zorunda kalacaklar çünkü gerçek içiciler genel anlamda böyle oluyor- ve zırt pırt kalkmak yerine, sizi de dış mekâna doğru yanlarında sürükleyecekler.

Dünyanın fedakâr insanların omuzları sayesinde yükseldiğini düşünürüm hep. Hani çok fedakâr olduğumdan değil ama bazen kendimden bir şeyler feda etmek çok zoruma gidiyor. Mesela en basitinden kuzenlerle toplanıyoruz ve o ortamda sürekli sigara yakılıyor. Bir kafedeysek buna katlanmak zorunda kalıyorum. Evlerde toplanıldıysa onları uyarmak istemiyorum çünkü rahatsız olan benim. Bu yüzden kalkıp başka bir odaya geçiyorum. Sigaraları bittiğinde tekrar dönüyorum mutfağa, bir bakıyorum ki başkası yakmış.

Al Buradan Yak!

Tek içmeyen ben olunca bazen alay konusu bile oluyorum. Gülerek, “Bu kadar insan içerken senin canın çekmiyor mu ya?” diyen bile oldu. Ben artık akrabaları da geçtim. En basitinden yeni bir insanla tanışıyorsunuz. O anda size soruyor, “Yaksam sorun olur mu?” diye. Bu soruya “Evet olur,” diyebilen var mı gerçekten? Ben diyemiyorum. Belki burada suç benim ama insanlar neden bu kadar genel düşünceliler?

Normalde beni herhangi bir konuda rahatsız eden bir kişiyle arkadaşlık kurmam. İlişkim olmaz. Elimden geldiğince kendime saygı göstermeye çalışırım. Bana zarar veriyorsa o kişiden uzak durmaya çalışırım. Peki, ama ya iletişimi koparamadıklarımız? Ne bileyim. Mesela iş yerinde yüz yüze bakmak zorunda kaldıklarımız? Emin olun, açık alana çıkmasanız da illaki bir yerde onların sigarasına maruz kalıyorsunuz. Nasıl oluyor bilmiyorum ama bunu sürekli yaşıyordum. Rahatsız oluyorum desem, saygı gösterecek tip de insanlarda değillerdi.

Hiçbir zaman sigara içmedim ama etrafımdakiler sayesinde yıllardır pasif içiciyim. O halde tekrar soruyorum size;

İçsek de mi zehirlensek? İçmesek de mi zehirlensek? Çünkü ben artık arada bir fark göremiyorum!

Photo by Rainier Ridao on Unsplash

Öyle çok sağlıklı takılan bir insan da değilim. Beni rahatsız eden gerçekten o şeyin dumanı. Sigaranın kokusunu almasam, boğazıma iğrenç bir tat yerleşmese, sanki yarım saat iple sıkıştırılmış da sonrasında açmışlar ama tahriş olmuş gibi veren o hissiyat olmasa bu kadar sızlanmazdım.

Anlatabiliyor muyum?

Elbette Ki Düşünceli İnsanlar Vardır!

Ne yazık ki şu ana kadar pek karşılaştığım söylenemez. Parklarda, oyun alanlarında en çok gördüğümüz çöp çeşidi ne biliyor musunuz? Çekirdek ve sigara! Sigara izmaritini yere atan kişi gerçekten samimi olduğum birisiyse onu uyarabiliyorum. Eğer samimi olduğum bir insan değilse onun atmış olduğu şeyi o fark etmeden ben kaldırmaya çalışıyorum.

Bazıları buna enayilik diyebilir. Belki de gerçekten öyledir. Başkasının attığı çöpü neden bir başkası kaldırsın değil mi? Ben artık uyarmaktan yoruldum. Belki utanırlar kısmındayım.

Bunu Yapan Bir Kişi De Değil!

Bir kişi olsa zaten uyarırsınız ama bir süre sonra insan artık sürekli aynı şeyleri dile getirmek de garip hissettiriyor. Hele bir de toplumda diğerleri fazlalıksa her türlü sizin üzerinize geliyorlar. Arabaya binersiniz, küllükleri yoksa izmariti camdan dışarıya fırlatırlar. Dışarıya çıkarsınız, balkonda içerler ama yanlarında yine küllük yoksa duvarda söndürüp balkondan aşağıya atarlar.

Photo by Pawel Czerwinski on Unsplash

Şu zamana kadar küllük bulamadığı için elinde izmaritiyle dolaşıp da çöp arayan bir kişi bile görmedim!

Öyle birisi varsa gerçekten onu tebrik ediyorum. Hatta o kişinin şahsına büyük bir saygı duyuyor ve onun ismini bilmesem de kendisini kalpten alkışlıyorum.

Zaman geçtikçe sigara içenlere karşı çok fazla ön yargım oluşmaya başladı. Nerede sigara içen bir insan görsem, beynim istemsiz bir şekilde, “O insandan uzak dur. Bencil olabilir!” uyarısını veriyor. Bunu ben yapmadım. Bilakis, onların yüzünden bu düşünceye evrildim.

Peki, öyle mi? Gerçekten yani öyle mi?

Öyleyse bunu değiştirsinler. Bu kadar bencil olmasınlar.

Bir tane dünyamız var, onu da mahvetmesinler.

Her ne kadar burada sigara içen bencil insanları uyarsam da, aslında her şey yine kişinin kendisinde bitiyor. Bir kişi isterse en iyi üniversitelerden mezun olsun; eğer çevreyi kirletiyorsa, insanları rahatsız ediyorsa, benim gözümde ne yazık ki eğitimsiz oluyor. Bitirdiği okulların, bölümünün ya da kişiliğinin çok da bir anlamı kalmıyor. Aslında her şey kendimizi geliştirmekten başlıyor.

Eleştirimde belki biraz sert bir tutum sergilemiş olabilirim. Elbette her sigara içenin aynı olmadığını ben de biliyorum. Sigaralarını anormal yerlerde söndürmeyen, içerken insanların yüzüne yüzüne üflemeyen, elinde izmaritiyle çöp arayan kişiler lütfen üzerlerine alınmasınlar.

Benim eleştirim sadece bencil insanlara…

O halde bir dahaki yazıda görüşmek üzere. Hoşça kalın!

Editör: Maia Mia

--

--