İletişimin Tanımı ve Sosyal Medyanın Birey ve Toplum Üzerindeki Etkisi Hakkında Değerlendirme

Asya Esra Duman
Yazı Rehberi
5 min readJun 22, 2022

--

İletişim Nedir?

İletişim kökeni insanların var oluşuna dayanan, doğumdan ölüme kadar geçen süreç boyunca devam eden, içerisinde birçok unsuru barındırmakla beraber insanların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için ihtiyaç duydukları bir araç/aracıdır. Beş duyunun aktif rol aldığı ileişimde, sözcüksel olarak iletişimin ilk ne zaman kullanıldığı bilinmemektedir ancak kavram olarak 19. Yüzyıldan 20. Yüzyılın başı gibi bir sürede kullanılmaya başlandığı düşünülmektedir. Sözcüğün kökeninin Latinceden geldiği bilinmektedir. Paylaşım, biraradalık anlamına gelen common sözcüğünden türetilmiştir. Zamanla sözcüğün anlamı genişleyerek ortak bilgi, ortak duygu, ortak duyarlılık, ortak görüş yaratmak anlamlarında da kullanılır duruma gelmiştir. (Nazife Güngör- İletişim Kuramlar ve Yaklaşımlar 2020:syf45) İletişim, psikoloji, sosyoloji, siyaset, tıp…vb gibi diğer önemli bilim dallarını da etkileyen bir bilim dalıdır. Duygu, düşünce ve bilgi aktarımı yapılırken insanları doğrudan ya da dolaylı yoldan etkiler. Günümüze kadar gelen tarihsel süreçte, iletişim kavramı için bir çok tanım yapılmıştır. En geniş anlamda iletişim; herhangi bir bilgi (information) paylaşma eylemidir. Bu tanım, bir elektrik akımından bilgisayara; bir arının belli davranışlarından termostata kadar pek çok olayı kapsar. (Roger E. WILLIAMS — GENEL İLETİŞİM KAVRAM ve MODELLERİ /284 https://dergipark.org.tr/en/download/ article-file/1505028)

İlkel çağlarda insanlar, jest ve mimikleri ile iletişim kuruyorlardı. Gördükleri kavramlar yavaş yavaş anlam kazanmaya başladı ve evrimleşti. Her görgünün anlamsız dahi olsa bir sesi olmaya başladı. Daha sonra anlamsız sesler yavaşça sözcüklere dönüşmeye başladı. İnsanlar gelişigüzel çıkardıkları sesleri sözcüklere, çizgi ve sembolleri yazılara, yüz göz hareketlerini anlamlı mimiklere, beden hareketlerini anlam yüklü jestlere dönüştürerek iletişime ilişkin sistemli yapılar geliştirmeyi başardılar. (Nazife Güngör- İletişim Kuramlar ve Yaklaşımlar 2020:syf44) Günümüzden 5500 yıl önce M.Ö 3500 yılları civarında çivi yazısı adı verinlen bir sistemi oluşturmuş ve kullanmaya başlamışlardır. Bu bağlamda tarihsel süreç yazının icadı ile başladı desek yalan olmaz. Yazı, iletişim araçları arasında kalıcılığı en fazla olan araçlardan biridir. Yüzyıllar önceki olayları o dönemin insanlarının yazdıkları yazılar sayesinde doğrudan kaynağından öğrenebiliyoruz örneğin destanlar ya da efsaneler ve masallar ya da gelecek nesillere bırakmak istediğimiz icraatları yazıya dökerek kalıcılığını sağlamak daha etkili bir yöntem.

İletişim kurmak, önce düşünce ile başlar. Bir kitleye ya da bireye ileteceğimiz iletiyi düşünmek ile başlarız, buna kodlama denir. Kodlama bir iletiyi hazır duruma getirmek demektir. (Örneğin taksi beklerken gelen taksiye kendimizi göstermek için elimizi kaldırmak, taksiyi durdurmak istememiz düşüncesini kodlayarak ileti biçimine sokmamızdır.) Daha sonra bu düşüncemizi, bir kanal yoluyla alıcıya iletiriz. Kullandığımız kanallar birbirinden farklı şekil ve türde olabilir örneğin konuşmak, yazmak, jest ve mimiklerimiz birer kanaldır. Eğer etkin bir iletişim içerisindeysek alıcı kaynağa dönüşerek bize geri dönüş sağlar bu şekilde interaktif bir iletişim ortamı oluşmuş olur.

İletişim bir ihtiyaçtır. Yaşamsal faaliyetlerimizi devam ettirebilmek için her daim iletişim kurmak zorundayız. İş yerinde, okulda, alışveriş yaparken, spor müsabakası izlerken, kitap okur ya da yazarken her zaman iletişime ihtiyaç duyarız. Birileri ile iletişim kurmak nefes almak, su içmek ya da yemek yemek gibi temel bir ihtiyaçtır. Bu bağlamda iletişimi en doğru şekilde anlatan tanım: kişiler arasında, duygu, düşünce, bilgi ve haberlerin, akla gelebilecek her türlü biçim ve yolla kişiden kişiye karşılıklı olarak aktarılmasıdır denebilir. (Oxford Languages: https://languages.oup.com/google-dictionary-tr/)

Yazı, resim, matbaa, gazete, telgraf, televizyon, bilgisayar gibi iletişim araçlarının her biri insanlık tarihi için önemli bir yere sahiptirler. Örneğin resim, kiliseler tarafından dine sempati uyandırılması için özellikle kullanılmıştır. Herkesin okuma-yazması olmadığı dönemlerde resim sanatını kullanarak geniş kitlelere ulaşmayı amaçlamış, İsa’yı doğulu biri gibi tasvir ederek “o da bizdendi” algısı yaratmaya çalışmışlardır. Başka bir örnek, radyonun propaganda amacıyla kullanılması ya da matbaaların dini kitaplar basarak dini yaylamaya çalışmaları… Her biri insanlığın bulunduğu yerden daha ileri yerlere taşınmasına yardımcı olmuş, kişiler ve kitleler arası iletişimi kolaylaştırmışlardır. Matbaa, telefon, televizyon gibi bilişimsel iletişim araçları günümüzde hala gelişmekte olmakla birlikte bulundukları dönemler itibariyle yeni teknolojik çağ ve dönemler başlatmışlardır. Bu araçlar kaynaktan çıkan bir iletiyi, mesajı, alıcıya ileten aracılardır. Özellikle telefonlar bu iletişimi interaktif bir şekilde çift taraflı yapmamızı sağlarlar. Kullandığımız bu araçlar her zaman birbirleri ile bağlantılı haldeydi. Örneğin matbaa yazı olmadan işlevsiz kalır, bir değeri olmazdı. Yine aynı şekilde telefon ve televizyon gibi yazılımsal aletler yazı olmadığı sürece üretilemezdi.

Günümüzde hala devam etmekte ve günlük hayatımızda çokça kullandığımız iletişim araçlarından biri ise sosyal medyadır. Sosyal medya iletişim konusunda günümüz şartlarında kullanabildiğimiz en kolay ulaşılabilir araçlardan biridir.

Sosyal Medya Nedir?

Sosyal medya, Web 2.0'ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir. Ayrıca sosyal medya; kişilerin İnternet üzerinde birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımların bütünüdür. (Wikipedia) Paylaşılan bilgi, görsel medya ve seslerin tüketildiği platformlar olarak da adlandırabiliriz. Günümüzde hayatımızın büyük bir parçasında yer edinmektedir. Yeni meslek gruplarının oluşmasıyla, bir çok kavram ve olgunun değişmesini sağlamış, kitleler arası iletişime yeni boyutlar kazandırmış, tüm bu yeniliklerle birlikte ilk oluşmaya başladığı zamandan itibaren iletişimi kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Kullanıcısı kendi içeriğini kendi üretir ve tamamen online bir ağ sistemidir. Günümüzde neredeyse tüm kurum ve kuruluşlar sosyal medyanın iletişim gücünden yararlanır.

Sosyal medya sayesinde yeni arkadaşlıklar edinmek, bilgiye ve güncel haberlere ulaşmak, kendi gibi beğeni ve hobilere sahip insanları takip ederek kişisel gelişim sağlamak, reklam yapmak, dersler ve ödevler hakkında birden fazla tarafsız kaynak bulmak ve bireyin kendini ifade etmesi çok daha kolay. Her sosyal medya hesabı bir kişilik kimliğidir. Ne yazıkki sosyal medyanın eksileri, artılarından daha fazla.

Günümüzde sosyal medyayı bu kadar çok kullanmamızın temel sebeplerinden biri iletişim olsa da bir diğer önemli sebeplerinden biri de sonsuz bir akışa maruz kalmamızdır. Önümüze çıkan video ve fotoğraflar, reklamlar, haberler, yeni çıkan akımlar… ilgi ve merakımız olan konulara göre şekillenen bu akışlar bizi ekrana bağlar. Haberler ve paylaşılan gönderiler her zaman güncel olduğu için de ekrana bakma süremiz gün geçtikçe artıyor çünkü olaylar sürekli yenilendiği için kolay kolay kopamıyoruz.

21. Yüzyılın dijitalleşen bir yüzyıl olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Bu bir çok olgunun değişmesine sebep olurken her geçen gün yeniliğe ayak uydurmak bir o kadar zorlaşıyor. İnsanlar artık sosyal medya sayesinde arkadaş edinebilir ve yeni çevreler oluşturabilir. Bu bireyi sosyalleştirmenin yanında asosyalleştiriyor. Birey ekran karşısında edindiği arkadaşlığı gerçek yaşama tercih ettiği anda sanallaşıyor. Sosyal medyanın iletişimi kolaylaştırıp bilgiye ulaşımı hızlandırdığı kadar birey üzerinde olumsuz etkiler de bırakabiliyor. Birey üzerindeki tutum ve davranışların değişmesi olumsuz ahlak deyimine sebep olabiliyor. En basit örneği; çocuk ve gençlerin gelişim dönemlerinde kimlik arama ve oluşturma süreçlerinde yaşadıkları bir çok değişimle mücadele etmekle birlikte bir de sosyal medyada oluşan sahte hesapların sahte güzellik algıları yüzünden kendilerini beğenmeme durumları ortaya çıkıyor. Bu da kendilerini başka biri olarak yansıtmalarına sebep olduğunda, kimlik gelişimlerinde oluşan olumsuzluklar gözle görülecek seviyeye geliyor. Ya da kendine ait sırlarını, mahremini sosyal medyaya taşıdığı an mahremiyet duygusunun oluşumunun engellenmesine sebep oluyorlar. Kandırılma, suistimal edilme ihtimalleri artıyor. Uzun vadede bu eylemler hem bireye hem de topluma zarar veren öğelerdir.

Bu gibi çok örnek daha verilebilir fakat bu demek değildir ki sosyal medya tamamen kötüdür. Sosyal medya dozajında kullanıldığı, doğru yaş aralığında başlandığı ve bilinçli bir kullanım sağladığı sürece bu kötü örneklerin hiçbirini içermeyecek platformlar haline geliyor. Her iletişim aracı gibi kullanımı sağlandığı sürece kişiye fazlaca katkısı bile olabilir. Bunu sağlamak bizim elimizde. Sosyal medyadan kendimizi tamamen soyutlamak oldukça yanlışken aynı şekilde kendimizi fazla maruz da bırakmamamız gerekiyor. Oluşabilecek bağımlılıkların her türlü önüne geçilebilir, bilinçli kullanımla hem kendimize hem de çevremize faydalı olabilir hale gelebiliriz.

Kaynakça

1) Wikipedia

2) NazifeGüngör-İletişimKuramlarveYaklaşımlar

3) Roger E. WILLIAMS — GENEL İLETİŞİMKAVRAM ve MODELLERİ (https:// dergipark.org.tr/en/download/article-file/1505028)

4) Oxford Languages : https://languages.oup.com/google-dictionary-tr/

--

--