Jules Verne’in Büyülü Dünyasından Doktor Ox’un Deneyi

Rüya Yaşar
Yazı Rehberi
Published in
4 min readJun 1, 2023
Jules Verne, Catt Landa, Fransa, 2019

Öncelikle hepinize merhabalar değerli kitap severler!

Uzun zaman önce bitirmiş olmama rağmen bir türlü oturup da inceleyemediğim, oldukça önemli ve bir o kadar da değerli bir eserden bahsetmeye çalışacağım bugün sizlere.

Çoğumuz Jules Verne’i bilim kurgu kategorisi ile zaten tanımaktasınız. Peki biraz daha detaylandırmak istersek, kimdir bu Verne?

Tam ismi Jules Gabriel Verne’dir. 1828 yılında Fransa’nın Nantes kasabasında doğmuştur. Beş çocuklu bir ailenin en büyüğü olan Verne, burada bir çiftlikte büyümüştür, diyebiliriz. Annesi Sophia Allotte’un İskoç olduğu bilinmektedir. Babası Pierre Verne ise bir avukattı ve anlaşılıyor ki küçük Verne de babasından oldukça etkilenecek ilerleyen yıllarda.

Saint Donatien okuluna başladığında henüz dokuz yaşındadır ve daha bu dönemlerde yazmaya oldukça yoğun bir ilgi duymaya başlamıştır. Liseyi tamamladıktan sonra Paris’e giden Verne, yukarıda belirttiğimiz gibi babasının etkisinde kalmış olacak ki avukatlık eğitimine başlamış ancak edebiyatın büyülü dünyasından kendisini alamayarak odağını yazın hayatına vermiştir. Dünyanın Merkezine Seyahat adlı hikayesi 1848'lerde bölümler halinde yayınlanmaya başlamıştır. Aynı dönemlerde kaleme aldığı Yirminci Yüzyılda Paris yazısı ise ancak ölümünden sonra 1944 yılında basılı hale getirilebilmiştir.

Nantes, Fransa

Avukatlıkla ilgilenmediğini öğrenen babası, tahmin edileceği üzere Verne’in maddi kaynaklarını elinden almıştır. Aslında bunun iyi bir sonucu oldu diyebiliriz, siz ne dersiniz? Ben öyle düşünüyorum ki eğer ki babası böyle bir hamle yapmasaydı Victor Hugo ve Alexandre Dumas ile tanışma olasılığı belki de hiç olmayacaktı.

1857 yılında Bayan Morel ile evlenen Verne, yayımcı Jules Hetzel ile tanışınca bir şekilde hayatı düzelmeye başladı. Neredeyse tüm yazılarının reddedildiği bir dönemde Hetzel, Verne’in Balonla Beş Hafta adlı hikayesinin büyük bir hayranlıkla 1863 yılında yayımlanması için elinden geleni yapmıştır. Tahmin edildiği üzere; sonuç oldukça başarılı olmuştur! Verne’in asıl şanının kaynağı olan Aya Yolculuk, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, Seksen Günde Devr-i Alem gibi eserleri de yine Hetzel tarafından yayımlanmıştır.

1863-1886 yılları arasında Avrupa’yı dolaşmak için çıkan Verne’in hayatı oldukça değişmeye başlamıştır. Şizofreni kuzeni tarafından sol bacağından vurulmuş, yaşamının ileriki dönemlerinde de bu durumun yol açtığı sorunlarla boğuşmak zorunda kalmıştır.

Yazın dünyasındaki karamsar dönemi ise yayımcıdan çok bir arkadaşlık kurduğu Hetzel ve annesini kaybetmesinin ardından başlamıştır. Babasının işini devralan Hetzel’in oğlu, Verne ile arasında olan mesafeden kaynaklı olarak basım yayın sürecinde sorunlar çıkarmıştır.

1888 yılında bir de politikaya el atan Verne, on beş yıl boyunca Amiens milletvekilliği görevini üstlenmiştir. Görevinin bittiği yıl olan 1905'te ise vefat etmiştir.

Kısa bir özetle ele almaya çalıştığım o harika yazar Jules Verne’in hayatı işte böyle! Şimdi ise gelelim Doktor Ox ve onun akıl almaz deneyine.

Quinquendon kentine gelen Doktor Ox, oksihidrat gazını kullanarak bu kenti aydınlatmak için bir girişimde bulunuyor. Bu kentte herhangi bir huzursuzluk, en ufak bir gürültü patırtı yaşanmamıştır bu zamana dek. Hatta öyle söyleniyor ki bir belediye başkanının en basit kararı vermesi bile ancak yıllar sonra gerçekleşebiliyor.

Asistanı ile beraber boru döşeme işlemini halleden doktorun asıl amacı bambaşkadır. Gayet sakin olan bu Quiquendon kentinde birtakım değişikliklere gitmeyi düşünmektedir.

Doktor Ox, bahsi geçen oksihidrat gazının kente yayılımını sağladıkça kent insanının gerginliği artıyor, huylarında sularında inanılmaz değişimler görülüyor. Ox, arzu ettiği kaos ortamına nihayet ulaşıyor.

Fakat hesaplayamadığı bir şey vardır. Ox’un o çok sevgili asistanı bu durumdan oldukça rahatsızlık duymakta ve son derece şikayet etmektedir. Bu ikili arasında çıkan bir kargaşa esnasında açık unutulan gaz odasının patlaması ile halk arasında oluşturulan kaos sonlanmıştır.

Patlamanın yaşanması ile normal yaşantılarına dönen Quiquendonlular bu olanlara asla en ufak bir anlam yükleyememişler hatta olay sonunda herhangi bir şeyi dahi hatırlamamışlardır. Ox ve asistanı ise sanki hiç var olmamış gibi ortadan ansızın kaybolmuşlardır.

Deney süresince Quiquendon sakinleri öyle masum tepkilere sahiplerdi ki, içten içe bir huzursuzlukla sarıldım diyebilirim.

Tüm bu olaylar ekseninde kurgudaki sakin halkın vahşileştirilme çabasına dikkatimizi verdiğimizde görüyoruz ki aslında Ox, halkın bu halinde bir sorun görüyor ve onları normal insanlar gibi dik başlılığa, nefrete ve aykırılığa sürüklemeye çalışıyor.

Etrafımıza şöyle bir baktığımızda fark edeceğiz ki, bizler de sessiz sakin, uysal birilerini gördüğümüzde çevremizde hep aklımızda bu kişilerin bir problemi olduğuna dair düşünceler beliriyor. Yani kısacası bizim de normal algımız ‘’problemli, huysuz, huzursuz, aşırı tepkiler veren bireyler’’den oluşuyor. Fakat kabul etmeliyiz ki, bizim bu basmakalıp düşüncelerimiz her zaman pek de doğru olmayabilir. Aslolan, sakinlikle de bir şeylerin elde edilebileceğinin kabulüdür, diye düşünüyorum.

Peki sizler ne diyorsunuz bu Ox’un deneyine? Ya da kurgu bakımından benzerlik gösteren, önerdiğiniz kitaplar var mıdır?

Editör: Sinem Karakuş

--

--

Rüya Yaşar
Yazı Rehberi

Yazmaya ve okumaya olan bağlılığımı paylaşan ve biriktirdiğim tüm bilgileri yaymaya çalışan yirmi bir yaşında sosyoloji ve yeni medya-gazetecilik öğrencisiyim.