Kötü ve Başarılı Olma Rehberi: Nightcrawler
Başarılı sayılmanın kuralı nedir? Neler yaparak başarılı olabiliriz ve çok çalışmak bize başarıyı getirir mi? Gelin, tüm bu sorularımıza Nightcrawler filmi çerçevesinde cevaplar arayalım.
2014 yapımı olan ve dilimize Gece Vurgunu olarak çevrilen Nightcrawler adlı film basit ama çarpıcı bir konu içerir. Hayata tutunmaya, başarılı olmaya ve para kazanmaya çalışan Louis Bloom adlı karakterimizin adım adım kariyer yolculuğunu izleriz. Lou, filmin başlarında küçük hırsızlıklar yaparak geçimini sürdürmeye çalışan birisidir ama hayatını bu şekilde devam ettiremeyeceğini de bilir. Farklı işler peşinde koşsa da “Bir hırsıza iş vermem!” denilerek reddedilir.
Zaman bu şekilde geçip giderken bir gece Lou, kazaya şahit olur. Arabasını durdurup kaza yerine bakmaya başlar ama ilgi noktası kaza yerini çekmeye çalışan kameramanlardadır. Dikkatli bir şekilde gözlem yaparak kameramanların nasıl davrandıklarını inceler ve hemen ardından da ayak üstü iş başvurusunda bulunur. Kendisini tanıtır ve kameraman olmak istediğini söyler ama konuştuğu kişiler başka bir olayın görüntülerini kaydedebilmek adına oradan hızlıca uzaklaşır.
Lou bu durum karşısında pes etmez ve polisleri dinleyebilmek adına dinleme cihazı ve olayları kaydedebilmek için kamera almak ister. Bunun için ise oldukça basit bir yol ile bir bisiklet çalar ve bunu satarak yeni mesleği için ihtiyacı olan ekipmanları satın alır. Daha sonrada eski arabası ile gecelerini polis telsizlerini dinleyip kaza görüntüleri bulmaya çalışarak geçirir.
Buraya kadar nispeten her şey normalmiş gibi gözükür ama ana karakterimizin yeni işinde başarılı olmak için yapmaya çalıştıkları bizi şüpheye düşürür.
Örneğin daha iyi görüntü alabilmek adına kazazedeyi ellerini kana bulayarak başka bir noktaya taşıdığı sahneyi izlerken doğru olanı yaptığını mı düşünürsünüz? Lou bunu ya da daha kötü şeyleri yapmaktan hiç ama hiç çekinmiyor.
Film hakkında fazla spoiler vermemek adına başka bir noktaya geçmek istiyorum: gerçek hayata… Kendi hayatlarımızı düşünürsek yaptığımız işlerde başarılı sayılır mıyız ya da başarılı sayılabilmek adına neler yaparız? Bu önemli sorunun cevabı için Lou’dan örnek almalıyız bence. Her gün internet üzerinden yeni şeyler öğrenmek adına çalışmalar yapabiliriz ve her yeni güne daha fazla bilgi sahibi olarak uyanabiliriz. Yahut bizi geliştirme potansiyeli olan yeni topluluklara katılabiliriz.
İş başarılı olabilmek adına başkalarını incitmeye gelirse de bu noktada durmalıyız. Daha basit bir örnek olarak ise öğrendiklerimizi ve bildiklerimizi başkalarına anlatmaktan çekinmemeliyiz. Üniversite sıralarında çokça karşımıza çıkan “notlarını kimseye vermeyen öğrenci tipi” örneğin ne kadar başarılı sayılabilir? Binlerce üniversitesinin olduğu dünyada sadece bir üniversitenin bir bölümündeki öğrencilerinden bilginin saklanılmasıyla nereye varılabilir? Bu nedenle asıl gayemiz hem kendimizi aydınlatmak hem de çevremizi aydınlatmaya çalışmak olmalıdır.
Bildiklerimizi Başkalarıyla Da Paylaşmalı Ve Onlardan Da Bu Sayede Yeni Şeyler Öğrenebilmeliyiz.
Sonuç olarak başarılı olabilmek adına çalışmamız ve risk almamız gerektiğini Lou’dan öğrenebileceğimiz gibi neleri yapmamamız gerektiğini de ondan öğrenebiliriz. Umarım sizin de izleyip beğeneceğiniz ve sizi düşünmeye sevk eden bir film olur.
Başka bir yazımda görüşmek üzere,
Sevgilerle
Editör: Sinem Karakuş
