Kapı Ardındaki Farklı Renkler: Etimoloji

Zeynep Karatay
Yazı Rehberi
Published in
6 min readFeb 28, 2024
https://tr.pinterest.com/pin/2040762326136211/

İsim ve eylem bakımından sıkıcı bir bilimsel hava verse de yapıldığı takdirde oldukça eğlenceli bir araştırma eylemi ile huzurlarınıza geldim. Daha sonraları belki bir seri haline de dönüştürebiliriz.

Uzun zamandır etimoloji üzerine araştırmalar yapıyorum ve bu konunun, yazan her birimiz için geliştirici özellikte olacağına inanıyorum. Benim tuvalime bulaştırdığı renklerden sizlerin de üzerine sıçratmaya niyetlendim. Tabiri caizse, niyet ettim birlikte boyanmaya.

Öncelikle etimoloji kavramının ne anlama geldiğinden bahsedeyim. Etimolojiyi kısaca sözcüklerin “kökenbilimi” olarak tanımlayabiliriz. Geniş tanımına göre ise sözcüklerin kökenini, hangi dilde ve ne zaman ortaya çıktıklarını, zaman içerisinde ne gibi değişimler geçirdiklerini, sözcük ile ilgili olan diğer sözcükleri inceleyen bir bilim dalıdır.

Tanım odaklı bir çıkarım yapacak olursak, bir kelimenin kökenine baktığımızda, o kelimenin ortaya çıkışından günümüze kadar geçirdiği değişimlere tanık olmuş oluruz. Bu da bize kelimeyi öğretmekle kalmaz, derinlemesine bir özümseme sağlar. Yani öncelikle bildiğimiz veya bilmediğimiz bir kelimenin kimliğine göz atmış olacağız. Bu, araştırma eylemindeki birincil görevimizdir. Asıl eğlenceli olan ise ikincil görevdir. Genelde de yazan kimseler için görünenin arkasındaki anlamı keşfetme sevdası ve merakı, işin büyülü ve cazip kısmıdır. İşte ikincil görevimiz de kelimelerin süreç içerisinde neler yaşamış olduğunu su yüzüne çıkarmaktır. Buna, “kelimenin yaşantısı ile kelimeyi özümsemek” diyebiliriz. Özümsediğimiz her şey bize özel gelir ve onu bize benimsetir. Özümseme demişken bunu somut bir örnekle açıklamadan geçmek, bu bilgiyi özümsememize ket vurabilir.

https://tr.pinterest.com/pin/140244975887222572/

“Kader” sözcüğünün anlamına hepimiz aşinayızdır. Kabaca kader, insanın yaşayacağı yazgıdır. Değişir veya değişmez o ayrı bir konudur fakat anlam olarak insan yazgısı olduğunu her birimiz ortaklaşa kabul ederiz, öyle değil mi?

Bu durumda yazan insanlar olarak kurgu olsun veya olmasın yazılarımızda kaderi, insan yazgısı anlamı ile “Kaderinde bu vardı, şu yoktu, kaderi böyle yazılıydı…” gibi cümlelerin veya bunu anlatan olayların ana karakteri olarak kullanırız. Kaderi bir de bildiğimiz bu anlamı dahilinde etimolojik olarak inceleyelim. Bakalım “kader” sözcüğüne bakış açımız ne ölçüde genişleyecek ya da aynı mı kalacak?

Şüphesiz etimoloji, bir insanın pek çok alanda farkındalık ve ayma yaşamasına olanak sağlamakta ama bizim konumuz yazma yetimizin boyunu uzatmak olduğu için konunun bu kısmına ışık tutmaya çalışacağız.

Burada kader sözcüğünü örnek verişim rastgele değildir. Hayat verdiğimiz karakterlerimizin de bizler gibi birer yaşantıları ve kaderleri vardır. Bu kader, bizim kurduğumuz olay örgüsü ile oluşan bir kaderdir. Peki, bu kader rastgele mi oluşur? Bunun üzerine az denemeyecek kadar düşünmüşümdür. Bu sorunun cevabı bir karakterin ne kadar gerçekçi yaratılabileceği ya da okur tarafından ne kadar benimsenebileceği, sevilebileceği konusunun anahtarı gibi görünür gözüme. Yazdıklarımızda okurun isteklerini göz önünde bulundurmak, bize kimi zaman bir yol haritası çizer. Ne kadar okur odaklılıktan çıkmaya çalışsak da yazan kimselerin beğeni kaygısı yazının omurgasını, okurun omurgası şekline doğru büküyor. Bu, okur mantığını özümsememizden kaynaklıdır. Bu farkındalık ile yaptığım araştırmaların beni ulaştırdığı adres etimoloji oldu.

“Kader” kelimesini etimolojik olarak öğrendiğimde yaptığım çıkarımların, yazılarımın ve karakterlerimin omurgasını özgün bir şekle bürüdüğünü hissettim. Üstelik yazılar ve olaylar daha rahat akmaya başladı. Bunun nasıl olduğunu birazdan açıklayacağım.

Etimolojisi: KADER, kelime kökeni itibari ile Arapça bir kelimedir. Kelime, “kdr” sözcüğünden gelir ve birincil anlam olarak “ölçme, değer biçme, ölçü” anlamına gelmektedir. Birincil anlam olarak bildiğimiz insan yazgısı ikincil anlam olarak verilmektedir.

Çıkarım: Kader yani ölçü insana/karaktere bir ölçüde yaşaması gerektiğini fısıldayan bir anlama sahiptir. Bir insan veya karakter; kendisini kendisi yapan belli bir ölçüde davrandığında kaderini yaşar. Bu ölçü de karakterin özgün kişiliğini oluşturur. Daha basit anlatmak gerekirse karakterimizin kişilik ölçüsünü, tavrını, değerini, özelliğini (artık hangi tanım size daha uygunsa) “kararlılık” diye belirtelim. Karakterimiz artık hep kararlılık ölçüsünde davranacak bir karakter olacaktır. Herhangi bir olay yaşandığında bu karakterin kaderini belirleyecek şey, onun kararlılığıdır. Olayın niteliği ne olursa olsun karakter, tereddüt etmeden kararlı bir şekilde olayların içinden çıkacak, iyi veya kötü başka bir olaya yönelecektir. Orada da yine aynı kararlılığı sürdürecektir. Kaderi ölçüsündeki tavırları artık o karakteri özel, kararlı bir karakter yapacaktır. Yani öz olarak söyleyebilirim ki kadere etimolojik olarak bakmak; gözüme karakter odaklı bir gözlük takmayı sağladı. Daha doğrusu bana bunu belirsiz bir zaman sonra hatırlattı. Bu mantığı özümsemek “Karakter nasıl davranır, nasıl düşünür, ne yapar?” gibi kemik soruları omurgaya yerleştirdi. Bu da olayların akışını ve yazışını kolaylaştırdı. Benim için faydalı bir çıkarım oldu. Bir süre için zihnimde arka sıralarda kalan bir şeyi ön sıralara çıkardı, sivriltti.

Kader sözcüğünü, bir satırda hizada duran kelimelerin içinde yer dolduran bir kelime olarak kullanmak yerine derinsel anlam ile düşünüp kurguya yedirmek, yer doldurmanın yanında karakterin içini de dolduran, epey kullanışlı bir araca dönüşmüş oldu.

Bunun yanında etimolojik inceleme gereği kader sözcüğü ile ilgili diğer sözcükleri de öğrenmek anlamı, kelime bilgimizi de derinleştirecektir. Yaptığımız çıkarımların ve bağdaştırmaların yanında tatlı niyetine ağzımızı ve kelime haznemizi tatlandıracak diğer sözcüklere de göz atalım.

Eş anlamlı sözcükler: ezeli takdir, taktiri ilahi, yazgı, mukadderat, alınyazısı, alın yazgısı, yazı (mecaz).

Yakın anlamlı sözcükler: kaza, kısmet, talih.

Türetilmiş sözcükler: hasbelkader (rastlantı sonucu olarak, rastlantıyla), kaderce (kadere göre), kaderci (kaderi baz alan), kadercik (kaderi küçümser, alaya alır bir şekilde), kaderken (kader iken), kaderli, kaderle, kaderse, kadersiz, mukadder (kaderde var olan, yazgıda bulunan, alında yazılı olan).

Kısa da olsa literatürde verilen kazanımları aşağıda size sunmak istedim. Ama beni asıl mest eden yukarıda değindim ve kendimce yaptığım çıkarımlardır. O yüzden ek olarak son madde benden.

Photo by Dima Pechurin on Unsplash

Bu bilim dalının bize ne gibi katkıları vardır?

1. Kelime dağarcığımızı geliştirir ve zenginleştiririz.

Bir kelimenin kökenini incelerken o kelimenin ne anlama geldiğini öğrenmenin yanı sıra o kelime ilgili eş, yakın, zıt veya türetilmiş kelimeleri ve bunların ne anlama geldiğini de öğreniriz.

Bunun yanında kelimenin çekirdeğini bilmek, o kelimeden türeyen kelimelerin anlamlarını bilmesek bile kökenini araştırdığımız kelimenin anlamını içeren bir anlama sahip olduğunu bilebiliriz. Örneğin; kader-hasbelkader

2. Kelimenin kökeni ile zaman içindeki değişen anlamını kavrarız.

Kader sözcüğü aslında kökeninde ölçüdür. Anlamı ölçü olan bir kelime, zaman içinde insan yazgısına dönüşmüştür. Bu da insan yazgısında doğru bildiğimiz, bizi biz yapan değer ve özelliklerle kendimize ait bir ölçüde yaşam sürdürme veya oluşturduğumuz ölçülerde bir karakter var etme gibi bir çıkarım yapabilme imkânı veriyor. Tabii bazılarımızın aklına, burada sunmuş olduğum çıkarımdan daha farklı çıkarımlar da gelebilir.

3. Kelimeleri, doğru anlamları ile öğreniriz.

Bazı kelimeler zaman içinde değişip gerçek anlamları dışında kullanılmaktadır. Etimolojik araştırmalar bizlere kelimelerin doğru anlamlarını öğrenme ve gerçek anlam doğrultusunda kullanma imkânı vermektedir.

4. Anlam kavrama ve derinleştirme becerisi kazanırız.

Kelimelerin anlamlarını öğrenmeye çalıştığımız sürece anlamları kavrama, üzerine düşünme, çıkarımlarda bulunma veya başka kavramlarla ilişki kurma becerisi zaman içinde gelişme göstermektedir. Bu da yazan insanların en temel ihtiyaçlarından birisidir. Anlam ve ilişki kurabilme becerisi; karakter oluşturmada, kurgu veya hikayelerin akışında tutarlılık sağlayacak önemli unsurlardandır.

5. Dilin derinliklerini keşfederiz.

Kelime haznemiz elbette okuyarak çokça gelişir. Ama kelimelerin derinliklerine inmek, başka bir araştırma isteyen ayrı bir kısımdır. Üzerine yazıp konuştuğumuz kader, artık bildiğimiz yazgı anlamının dışına bir nebze olsun çıktı ve zihnimizde daha geniş yer edindi. Farklı şeylerle anlamsal bütünleşmeler yaşadı. Bugün bunu kurgu karakteri ile bağdaştırdık, yarın kim bilir aklımıza ne gelir? Ne ile bağdaşır? Belki kurgumuzdaki bir olayda kilit bir rol oynar, belki de karakterin gelişiminde. Bizler sadece bu yazıyla bile bildiğimiz kader dışında bir anlam derinliği kazanmış olduk.

6. Eğleniriz!

Her ne kadar “etimolojisini araştırmak” sözü baygın, göz devirten bir bilimsel eylem gibi görünse de kelimenin anlam kapısından girdiğimizde karşılaştığımız manzara hayli alengirli ve eğlenceli oluyor. Bilgi öğrenmenin zevki yanında anlamın da derinleşmesi, kimi zaman hayrete düşürecek derecede olabiliyor.

Daha da hayret verici tarafı ise kök anlamlar ile dönüşen anlam arasında yaptığımız çıkarımlar ve bağlantılar, girdiğimiz kapının ardında rengarenk bir anlam cümbüşüne getirir bizi.

Kim bilir? Belki her kapının ardında farklı renklerde kapılar da vardır. Düşünüp göreceğiz.

Yakında tekrar görüşmek üzere…

Editör: Berfin Yeşilyurt

--

--

Zeynep Karatay
Yazı Rehberi

Kelimelerin aralarındaki boşlukları anlamak, okumasını bilene mahsustur ve insan, kelimelerin boşluklarında kendini dinler.