Kusurlu Yargıçlar: İnsanların Bilişsel Yanlılıklarına Genel Bir Bakış

Fırat Şeker
Yazı Rehberi
Published in
6 min readSep 20, 2022
Photo by Kenny Eliason on Unsplash

Bir karar anında aklınızın tarafsız, objektif ve tamamen akılcı bir yargıda bulunabileceğine güveniyor musunuz?

İnsanlar rasyonel karar alıcılardır ve beyinleri kapsamlı bilgisayar algoritmaları gibi çalışarak kendileri için en iyi kararları verir. En azından, araştırmacılar Amos Tversky ve Daniel Kahneman 1970'lerde bunun böyle olmadığını gösterene kadar varsayılan insan karar alma modeli buydu. Kahneman ve Tversky’nin, bilişsel yanlılıkların (cognitive bias) insan karar almasını nasıl ciddi şekilde etkilediğini göstermesinden beri pek çok bağımsız bilimsel çalışma bu yanlılıkların varlığını desteklemiştir. Gelin birlikte bu yanlılıkların birkaçına göz atalım.

Bilişsel yanlılıklar, karar alma süreçlerinde rasyonellikten (akılcılıktan) sapmaya sebebiyet verecek eğilimlerdir ve bu yanlılıklar, özellikle belirsizlik durumları altında ortaya çıkar. Örneğin; hızlı karar almanız gerekiyorsa, karşılaştığınız sorunların cevabını bilmiyorsanız, fazla efor harcamadan akıl yürütmeniz gerekiyorsa, karşılaştığınız durum hayatınızda ilk kez karşılaştığınız bir durumsa bu yanlılıkları kullanmanız muhtemeldir ve bu durumlar altında fayda da getirebilirler. Ancak bunların olmadığı durumlarda da bu yanlılıklarımız kararlarımızı etkilemeye devam ederek hatalı kararlar vermemize yol açabiliyorlar.

O zaman onları neden kullanıyoruz? Çünkü günümüzde çoğunlukla olumsuz sonuçlara yol açsalar da, geçmişte insanlar için büyük faydalar sağlamış olmaları kuvvetle muhtemel. Örneğin en meşhur bilişsel yanlılıklardan olan iç grup yanlılığını (in-group bias) ele alalım. Bu yanlılık, iç grubunuzun (parçası olduğunuz herhangi bir kültürel grup. Futbol takımı veya din gibi) bir üyesini, herhangi bir dış gruptan (bu durumda rakip takım veya başka bir dini görüşte birisi) bir kişiye tercih etmeye olan yatkınlığınızı açıklar.

Hem laboratuvarda yapay olarak yaratılan gruplarda (Efferson v.d., 2008) hem de din (Uzarevic v.d., 2020) ve politik ideoloji (Balliet v.d., 2018) gibi gerçek gruplar üzerinden yapılan çalışmalarda, iç grup yanlılığı kolaylıkla gözlemlenmiştir. Böyle bir karar alma eğiliminin ön yargılara ve kayırmacılığa yol açan yapıtaşlarından biri olduğunu siz de görebiliyorsunuzdur. Ama böyle zararlı sonuçları olabilecek bir bilişsel kısa yol evrimsel süreçte neden seçilmiş olsun ki?

Avcı toplayıcılıktan küçük yerleşik topluluklara, yabancılar; insanlar için uzunca bir süre büyük oranda bir tehdit olarak kalmıştır. Kendi grubunuzdan olan kişilere güvenmeniz ve onlarla iş birliği yapmanız insanlık tarihinin çoğu boyunca daima daha güvenli ve karşılık görme (yaptığınız iyiliğe karşılık iyilik bulma) olasılığı çok daha yüksek bir eylem olmuştur. Durum böyle olunca, belirsiz anlarda kendi kültürel grubuna ait insanları tercih etmeye dair bilişsel yanlılıkları olan kişiler, doğru çevresel baskılar altında, bu yanlılıkları olmayanlara kıyasla daha çok hayatta kalarak seçilmiştir. Böylece iç grup yanlılığı da günümüze kadar gelmeyi başarmıştır (Haselton v.d., 2005).

Bu yanlılıklara bir nevi zihinsel kısa yol olarak bakabilirsiniz, zaten de literatürde bazı yanlılıklara kısa yol ismi verilmiştir. Belirsizlik altında doğru karar vermemiz gereken durumlarda bu kısa yollar, eforsuz bir şekilde doğru olma olasılığı daha yüksek kararlar vermenizi sağlayarak hayatta kalma mücadelesinde insanlara yardımcı olmuştur (Haselton v.d., 2005). Bu sebeple de evrimsel süreçlerle zihnimize sıkıca işlenmiş bu yanlılıkları günümüzde kullanmaya devam ediyoruz.

İç grup yanlılığında olduğu gibi, literatürdeki iyi yapılandırılmış diğer yanlılıklarda da (ve diğer bütün insan davranışlarında da) benzer evrimsel süreçlerin çalıştığını söyleyebiliriz. Onlardan birkaçını daha incelemeye ne dersiniz? Cevabınız evet ise sizden şu soruları cevaplamanızı isteyeceğim:

1- Hangi hayvan her yıl daha fazla insan öldürmektedir?

A) Köpekbalığı

B) Fil

2- Mars gezegeninin bir yılı, yani Güneşin etrafında bir tam dönüşünü tamamlaması, kaç gün sürmektedir?

Birinci soruda A cevabını verdiyseniz, bulunabilirlik yanlılığı veya bulunabilirlik kısa yolu (avaliability heuristic) denen yanlılığı kullanmış olabilirsiniz. Bu kısa yol, bir karar alma durumunda zihinsel olarak daha kolay erişilebilen örneklerin daha kolayca akla gelip kullanılmasını açıklar. Buradaki örnekte köpekbalığı ve insan ölümü, sinemalarda ve diğer medyalarda gördüklerimiz sebebiyle çok daha bağdaştırılmış haldedir ve ölüm denince köpekbalığının akla filden daha çabuk gelmesi daha olasıdır. Fakat filler her yıl yaklaşık 100 insan öldürürken köpekbalıkları yalnızca 4 insan öldürmektedir (Ritchie ve Roser, 2018).

İkinci soruda eğer çapalama etkisine/yanlılığına maruz kaldıysanız (anchoring bias) verdiğiniz cevap, doğru cevap olan 687 günden daha az olacaktır. Neden mi? Çünkü bu yanlılık, bir bilgiyi referans (çapa) olarak almanıza ve verdiğiniz kararların o referans noktasına göre şekillenmesine yol açar. Sizin burada kullandığınız referans da, eğer bir astronomi meraklısı değilseniz, muhtemelen en iyi bildiğiniz yörünge tamamlama zamanı olan Dünya yılıydı, yani 365 gün. Genele bakıldığında, bu soruyu cevaplayan kişiler doğru cevap olan 687'den daha küçük bir sayıyla tahminde bulunmaktadır (Epley ve Gilovich, 2006). Buradaki çapayı siz kendiniz belirlediğiniz için bu tür çapalama etkisine “self-anchoring” denmektedir, sanırım bunu “kendinden çapalama” olarak çevirebiliriz.

Bu küçük çaplı ve oldukça kontrolsüz psikoloji deneyinde doğru cevapları verdiyseniz tebrikler! Belki de yanlılıklarınızı kontrol edebildiniz ve belki de zaten doğru cevapları önceden biliyordunuz. Ancak bu, bilişsel yanlılıkların size işlemediğini göstermez. Ayrıca, psikoloji çalışmalarında hiçbir zaman tek kişiye değil, birçok kişiden oluşan insan örneklemlerine odaklanılır. Yani sadece birkaç kişinin bu sorularda yanlılık göstermemesi, bu yanlılıkların var olmadığı anlamına gelmez.

Çapalama, bulunabilirlik ve iç grup yanlılıkları dışında daha pek çok bilişsel yanlılığımız vardır. Ama insanlık ve bilim için bence en tehlikeli olanına henüz değinmedim: doğrulama yanlılığı (confirmation bias).

Doğrulama yanlılığı, kişilerin kendi görüş ve inançlarına uygun olan bilgileri daha kolay kabul etmesi ve bunlara ters düşen bilgileri görmezden gelmesine yol açan yanlılıktır. Örnek vermek gerekirse, aşı karşıtı biriyseniz aşıların neden sağlık için gerekli ve kullanması güvenli olduğunu açıklayan bilgileri görmezden gelmeye daha meyillisinizdir. Veya iklim krizinin olmadığına inanıyorsanız, iklim krizinin günümüzdeki etkilerine dair bulguları göz ardı ediyor olabilirsiniz (Lazer v.d., 2018).

Bilimde ise, bilim insanlarının kendi ellerindeki hipotezlere veya destekledikleri teorilere uymayan bilimsel bulguları görmezden gelmelerine sebep olabilecek oldukça ciddi bir yanlılıktır. Desteklenmeyen hipotezler veya beklentinin tersini gösteren veriler, bilim insanlarının çalışma sonuçlarını görmezden gelmesine, rakip teorileri kabullenmekten kaçınmasına ve bilim camiası için değerli olabilecek çalışmaları yayınlamaktan vazgeçmesine sebep olabilir ve bilim tarihi boyunca olmuştur da (Nickerson, 1998).

İnsanlık için bunun ne kadar riskli bir yanlılık olduğunu görmekte zorlanmıyorsunuzdur.

Photo by National Cancer Institute on Unsplash

Sosyal kararlarımızda ise iç grup yanlılığı gibi dikkat etmemiz gereken bilişsel yanlılıklar oldukça fazladır. Örneğin temel atıf hatası (fundamental attribution error), insanların; bir bireyin davranışını gözlemlerken davranışın sebebi olarak bireyin kişilik özelliklerine daha fazla ağırlık verirken durumsal ve çevresel etmenlere daha az ağırlık vermesini açıklar. Örneğin, birisi yolda yürürken size çarpıp özür dilemeden yoluna devam ettiğinde o kişi hakkındaki yargınızın “Ne kadar kaba bir insan,” olması ve o kişinin acilen bir yere yetişmek zorunda olduğu için etrafını düşünemeyecek kadar dalgın olabileceğini değerlendirmemeniz, temel atıf hatasıdır.

Türkçe’ye “uydumculuk” olarak çevrilen “conformity”; kişilerin, içinde bulundukları grupların normlarına uymasını, düşüncelerini benimsemesini ve gruplarıyla benzer kararları almaya olan yatkınlığını açıklar. Yani hep duyduğunuz “sürü psikolojisi” tanımına en çok yaklaşan psikolojik kavram budur. Sürü psikolojisi kavramı ise psikoloji literatüründe yer almamaktadır.

Türkçe’ye “halo etkisi” veya “hale etkisi” diye çevrilen “halo effect” ise bir varlığa dair pozitif izlenimlerimizin o varlığın diğer tüm özelliklerine atfedilmesi hatasıdır. En basit örnek, çekici bir insan gördüğümüzde o kişinin dış görünüşüne dair pozitif izlenimimizin, aynı kişiyi başarılı, zeki ve dürüst gibi diğer pozitif özelliklere sahip olarak görmemize yol açmasıdır. Görünüş aldatıcıdır!

Bilişsel yanlılıklarımızı saymaya devam edersem bu yazının sonu kolay kolay gelmeyecek. Bu yüzden sonuca geçelim. Gördüğünüz gibi, insanlar kusurlu yargıçlardır. İnsana dair herhangi bir özelliğin kusursuz olması güç, ancak bu kadar bilişsel yanlılığımız olmasına rağmen kusursuza yakın, etkili ve rasyonel kararlar almak mümkün. Karar alma anlarında bilişsel yanlılıklarınızın farkında olmanız sizi buna bir adım yaklaştıracaktır. Fakat asıl önemlisi analitik düşünebilme kabiliyetiniz. Bu kabiliyetin karar almayı nasıl etkilediğini ve psikoloji literatüründe nelerle ilişkili olduğunu başka bir yazımda sizlere anlatacağım!

Kendinizin ve etrafınızdaki insanların başarısızlıklarını, hatalarını ve yanlış kararlarını değerlendirirken bu yanlılıkların hepimizin beyninde bulunduğunu unutmayın. Dünyadaki işlerin hiçbir zaman tam yolunda gitmemesi, bilimsel bulguların ısrarla görmezden gelinmesi ve insanların bir türlü anlaşamamasında bilişsel yanlılıkların payı göz ardı edilemeyecek kadar büyük. Bir dahaki karar alma anınızda bu yanlılıkların önüne geçmeye bakın!

Kaynakça:

Balliet, D., Tybur, J. M., Wu, J., Antonellis, C., & Van Lange, P. A. (2018). Political ideology, trust, and cooperation: In-group favoritism among Republicans and Democrats during a US national election. Journal of Conflict Resolution, 62(4), 797–818.

Efferson, C., Lalive, R., & Fehr, E. (2008). The coevolution of cultural groups and ingroup favoritism. Science, 321(5897), 1844–1849.

Epley, N., & Gilovich, T. (2006). The anchoring-and-adjustment heuristic: Why the adjustments are insufficient. Psychological science, 17(4), 311–318.

Hannah Ritchie and Max Roser (2018) — “Causes of death”. Published online at OurWorldInData.org. Retrieved from: ‘https://ourworldindata.org/causes-of-death' [Online Resource]

Haselton MG, Nettle D, Andrews PW (2005). “The evolution of cognitive bias.”. In Buss DM (ed.). The Handbook of Evolutionary Psychology. Hoboken, NJ, US: John Wiley & Sons Inc. pp. 724–746.

Lazer, D. M., Baum, M. A., Benkler, Y., Berinsky, A. J., Greenhill, K. M., Menczer, F., … & Zittrain, J. L. (2018). The science of fake news. Science, 359(6380), 1094–1096.

Nickerson, R. S. (1998). Confirmation bias: A ubiquitous phenomenon in many guises. Review of general psychology, 2(2), 175–220.

Uzarevic, F., Saroglou, V., & Pichon, I. (2020). Rejecting opposite ideologies without discriminating against ideological opponents? Understanding nonbelievers’ outgroup attitudes. Basic and applied social psychology, 42(1), 62–77.

--

--

Fırat Şeker
Yazı Rehberi

Psikoloji, felsefe, bilim, sanat ve insan. KHAS - Psikoloji yüksek lisans öğrencisi. https://www.moralintuitionslab.com/ 'da Lab Manager.