Maske Dükkanı Gezisi

ali_Yaccolu
Yazı Rehberi
Published in
4 min readApr 12, 2023

Hepiniz hoş geldiniz! Bugün sizlere bir kıyak geçip müşterilerimle ilgilenmek yerine, ırkınızın en çok uğradığı dükkanlardan olan burasının tur rehberliğini yapacağım, kendi dükkanımı yani. Bu arada favoriniz olmayabilir ama en çok uğradığınız dükkanlardan birisi olduğuna eminim; ayrıca yanlış anlaşılmaları engellemek için belirteyim Steam mağazasında veya Gratis’te değiliz.

Şimdi gelgelelim dükkanım hakkında konuşmaya:

Zaman içinde insan nüfusu arttıkça işlerimin sürekli daha da artması kaçınılmaz oldu ama bir şekilde bu sayıya hala yetişebiliyorum, yetenekli miyim neyim sanki? -Evet, şu an beni övmeniz gereken kısımdayız, övmezseniz de üzülmem zaten.-

Başlıktan anladığınızı tahmin ediyorum, gerçi, yine de belirteyim burada maskeler satıyorum ama dükkanım sizin kırtasiyelerden veya Gratis’ten aldığınız gibi sıradan maskeler satmıyor. Hatta daha da ilginci müşterilerim, genelde müşterim olduklarını bile anlamıyorlar ama yine de en çok buraya uğruyorlar.

Eminim ki en azından bir kere sizde benden alışveriş yapmışsınızdır ama neyse ana konumuz olan ‘Maske Dükkanı Gezmesine’ geri dönelim.

Ben burada her türden insan için her türden maske üretirim. Korkaklara, cesur maskeleri; yalancılara dürüst maskeleri üretirim. Kendisi gibi olmak isteyenlere… -onlar çok nadir geliyor dükkanıma maalesef.- üretmem.

Şimdi size maske satışımı anlatmak için basit bir müşteriyi içeriye alalım.

Adil olması için bunu rastgele falan yapacağım fakat yüzümde kalitelisinden bir dürüstlük maskesi takılı bilesiniz.

Kolay bir av- yani müşteri demek istedim. 15 yaşlarında çekingen ve sürekli etrafını inceleyen basit bir genç.

Müşterimi gördüğümde ilk olarak ona davranacağım şeklin maskesini takıyorum ve sonra ona yaklaşarak kibarca “Hoş geldiniz, nasılsınız?’’ diye soruyorum. İlk yaklaşım her zaman çok önemlidir, bu adım genelde av- şey müşterinin yapacağı alışverişin değerini belirler.

Çocuk bana bakarak konuya, benimde sevdiğim gibi, çok uzatmadan girdi. Ne güzel bir müşteri…

Çekingenliğini üzerinden atamadan -atmayı denedi ve başarısız oldu.- “Okul için maske istiyordum.’’ dedi duvarlara yerleştirdiğim onlarca maskeyi süzerken.

“Elimizde bir çok çeşit mevcut ama önce bir soru sormalıyım. Kalıcı bir maske mi yoksa geçici bir maske mi istersiniz?’’

“Farkı nedir?’’ diye sorduğunda iç çekmek istedim ama bunu yapamazdım müşterimin kişiliğini göz önüne alırsak tahminen bunu yaparsam maske almaktan vazgeçebilirdi.

Şimdi onu en iyi nasıl ikna ederim?Hadi bunun için biraz kabalık dozlu bir maske daha takınayım. Hazırlıklarımız tamam olduğuna göre artık satışımıza başlayalım “Kalıcı olan güvenlidir, insanlar sizin korkak, çekingen, utangaç gibi küçümsenecek özelliklerinizi sorunsuzca gizler ama buna oranla fiyatı da daha yüksektir.’’ dedikten sonra çocuğun gözlerinin yere sabitlendiğini fark ettim, artık hangisini alacağı kesin sayılırdı ama anlatmaya devam etmem gerekiyordu işin özü falan galiba bu, acaba emekliliğime kaç asır kaldı?

“Geçici olan maske ise daha zayıf tutunur ve hiç beklemediğiniz bir anda düşüp tüm o zayıflıklarınızı gün yüzüne çıkarabilir. Maskeniz düşünce olacakları sizin hayal gücünüze bırakıyorum efendim.’’

Çocuk telaşlı bir şekilde “Kalıcı, kalıcı olandan alayım.’’ dediğinde kahkahamı zor bastırdım, insanların geneli basit canlılardı. Hep korkarlardı ve bu korkularını dışa göstermemek için ruhlarını bana satar- öyle demek yerine şöyle desem daha hoş olabilir:

Maskeleri için ruhlarıyla uygun bir ücret öderlerdi.

Aynen böyle daha bir hoş oldu.

Bu çocuk gibiler arasındaki en popüler ürünümü alırken ‘’Özel yapımlar daha pahalı olacaktır, bu yüzden ben size bunu öneririm. Bu maske ile sınıf içinde sessiz bir gözlemci olarak zayıflıklarınızı gizleyebilirsiniz.’’ dediğim anda çocuk, düşünmeden maskeyi elimden alıp taktı.

Çocuğun bedeninden kalbi boyutunda beyaz parlak bir küre çıkıp benim avcuma düşerken, çocuk ortadan kaybolmuştu. Burada yaşananları da unutmuştu muhtemelen, ruh küresinden bir ısırık alırken “Alışverişiniz için teşekkürler, yine bekleriz.’’ dedim.

İşte burası benim ‘Maske Dükkanı’mın satış alanıydı, bunlar dışında dört odası daha var bu dükkanın. İzninizle hadi oraları da gezelim.

Şimdi ilk olarak nereye gitmeliyiz?

Buldum, hadi ruh kasasına gidelim. Gerçi oraya girmeden önce sizlere güneş gözlüğü falan vermeliyim ama burada güneş gözlüğü yok.

Ruh kasasının içinde her renkten ruhun küresi bulunuyor, onlar maske satışlarından gelen benim kârım. Gerçi bazen bir kaç tanesini maske yaparken kullanıyorum.

Şu an kasama bakıyorum da acaba yanımda çalışacak düzgün birilerini bulabilir miyim? Asla toplanmayan insan odaları gibi bir dükkanım var, satış yeri hariç her odam dağınık…

Neyse kasamdan çıkalım ve 3. odaya girelim, burada da ruh küreleri bulunuyor ama daha az parlak. Çürümeye başlayanları maske yapımında malzeme olarak kullanıyorum.

Mesela şuradaki sarı küreye bakın sahibi özünde çok enerjik ve konuşkanmış yani öyle olmak isteyen birisi için bir maske malzemesi olacak. Bu oda, kasa odasıyla bağlantılı; kasadaki çürümeye başlayanlar otomatik olarak buraya gönderiliyor ve maske malzemesi oluyor. Şimdi bu odayı da bitirdiğimize göre hadi diğer odaya.

Sıradaki odamız maske imalathanesi ve buraya giriş maalesef yasak. Burada çalıştırılan işçileri görürseniz bana dava açma olasılığınız var, o yüzden burayı pas geçeceğiz. Bu arada evet işçiler dedim, bazı ruh kürelerini birleştirerek kendime çalışanlar üretebiliyorum ama eminim ki ilk görüşte o kürelerin kimlere ait olabileceğini çözersiniz. Basit bir örnekle içeride belki bir kaç Nazi falan çalışıyor olabilir; belki dediğimi de unutmayın lütfen basit bir örnek vermem gerekliydi.

Son odamıza gelirsek eğer, benim favorim: Maske deposu

İçerisinde doğmuş, ölmüş, doğacak, ölecek her bir insan için onlarca maske barındırıyor ve buradan sonsuzluk olarak nitelendirilebilecek bir mesafeye kadar uzanıyor. Hadi bu oda ile ilgili bir itirafta bulunayım siz sevgili ziyaretçilere, burayı dinlenme odam olarak kullanıyorum. Bu maskelerle vakit geçirmek onları takanlarla geçirmekten daha zevkli benim için.

Böylece ‘Maske Dükkanı Turu’nun sonuna gelmiş bulunuyoruz. Siz sevgili ziyaretçilerim, buranın ne zaman kapanacağını veya iflas edeceğini merak ediyorsanız söyleyeyim “İnsanlar ne zaman sırlarını saklamayı bırakırsa o zaman kapanacak, muhtemelen hiçbir zaman. Emekliliğim cidden uzakta gözüküyor.’’

“Durun durun, hemen gitmeyin. O kadar gelmişsiniz, okumuşsunuz, gezmişsiniz falan filan işte size %25 indirimli kalıcı maske satabilirim.’’

-Kalsın.-

“Yazık oldu. Hadi görüşürüz. Diğer gezilerinizde size iyi eğlenceler dilerim ve lütfen diğerleri gibi siz de beni unutmayın.’’

-Olur.-

“Öyleyse turu burada bitiriyorum, hadi sıradaki gezinize geçin.’’

Editör: Maia Mia

--

--