Modern Masallar 1 — Ağır Ruhlar

Hacer Nur Çekiç
Yazı Rehberi
Published in
3 min readSep 7, 2023
Photo by Jr Korpa on Unsplash

Bir varmış bir yokmuş…

İnsanlar huzur içinde yaşarlarmış, her masalın başlangıcı gibi…

Fakat bu masalda hayaletler de huzur içinde yaşarlarmış. İnsanlar elbette hayaletlerin varlığından haberdar değilmiş. Ölümünün üzerinden ufak bir süre geçen her insan hayalete dönüşür, buna alışınca da insanlar aleminde gezmeye hak kazanırmış.

İnsanların bu varlıkları görmesini engelleyen büyülü bir duvar varmış. Duvar özellikle insanların akıl sağlığını korumak için inşa edilmiş. Ama bir süre sonra amacı hayaletler tarafından unutulmuş.

Bir gün büyük felaket gerçekleşmiş. Büyülü duvarın üzerinde minik çatlaklar oluşmaya başlamış.

Kendi halinde, sınavlarına çalışan genç bir çocuk her şeyden habersiz odasında oturuyormuş. İkindi vakti uykudan uyanmış. Okul kaygısı, aile baskısı, geçim sıkıntısının onu ne kadar boğduğunu düşünüyormuş. Sersem bir halde yatağının üzerinde bir süre düşünmüş. Kafasını kaldırmış ve irkilmiş. Tuhaf bir şey gördüğünü, aynadaki yansımasında kendini çift gördüğünü düşünmüş. Gözlüklerini gözüne takmış. Fakat odasında biri daha varmış. Renkleri atmış kıyafetleri, soluk benzi ile bunun bir hayalet olabileceği aklının ucundan dahi geçmemiş.

"Sen kimsin, odamda ne işin var!" çığlığından sonra çocuk, oradan ayrılmaya yeltenmiş. Fakat hayalet onu engellemiş. Çocuk ölümüne korkmuş. Saklanacak delik aramış. Gerginlikten dolayı aklını kaçırdığını düşünmüş. Lanetlendiği düşüncesiyle kaygılanıp durmuş.

Hayalet, çocuğun kendini nasıl gördüğünü anlayamamış ama onun peşini de bırakmamış. Yatarken başında beklemiş, aynaya onunla beraber bakmış, ayakkabılarını bağlarken şaşmış kalmış. Hayalet biraz yaşlı olduğundan etrafındaki çoğu şey onu hayret ettiriyormuş. Çocuk titreyerek gezerken sabrı taşmaya başlamış ve hayalete sormuş: "Benden ne istiyorsun?"

Hayalet büyük bir hevesle cevaplamış: "Sizin gibi insanlar ve bizim gibi hayaletler iletişim kuramaz. Sen beni fark eden ilk insansın. Sebebini bilmek istiyorum."

Ne yazık ki sebebinden ikisinin de haberi yokmuş. Korkusu yavaş yavaş dinen genç daha meraklı yaklaşmaya başlamış.

Günler geçtikçe hayalet ile insan dost olmuşlar. Hayalet, insan olmanın özleminden bahsediyorken genç çocuk ise insan olmanın ağırlığından yakınıyormuş. Hayaletin ruhu o kadar hafifmiş ki... Hiçbir sorumluluğu yokmuş, geçmiş yaşamında sevdiği insanlarla berabermiş, mutlu hissediyormuş.

Hayaletler alemi sandığınızdan daha neşeliymiş. Kaygı altına girmeden gezinen ruhlar birbirleriyle sohbet eder, insanları gözlemler ve günlerini gün ederlermiş. Tek kötü yanı pişmanlıklar olurmuş. Geçmiş hayatımda şöyle yapsaydım, ile başlayan düşünceler bazı ruhları rahatsız edermiş.

Genç çocuk etraftakilere çaktırmadan hayalete bildiği her şeyi öğretmiş. Aralarında derin sohbetlerle büyüyen güzel bir dostluk gelişmiş. Bu dostluk herkesi felaketler zincirinin bir sonraki aşamasına getirmiş.

İnsanlar ile hayaletler arasındaki duvar iyiden iyiye çatlamış. Hayaletleri görmeye başlayan ve aklını kaçırdığını düşünen insanların sayısı gitgide çoğalmış.

Bu noktada hayaletler büyük bir yanlış yapmış. Yaşamlarının hafifliğinden insanlara bahsetmişler. Ruhu bedenine ağır gelen bu insanlar hayalet olmayı düşlemişler. Elbette bunun tek bir yolu varmış: kendi canına kıymak...

Böylece insanlık intiharı icat etmiş. Dünyevi kaygılarından rahatsızlık duyan ve artık buna dayanamayacağını düşünen bazı insanlar hayalet olmanın can alıcı rahatlığını tercih etmeye başlamışlar.

Hayaletler evreni büyük bir hata yapıldığının farkına varmış ve büyülü duvar bin bir zorlukla onarılmaya başlanmış fakat ne yazık ki insan formundan vazgeçen hiçbir canı kurtaramamışlar. Yalnızca insanlar hayalet dostlarını teker teker kaybetmeye başlamış.

İki evren arasındaki duvar bir şekilde tamir edilmiş. İnsanlar hayaletleri unutup hayatlarına devam etmişler. Fakat intihar geleneği unutulmamış. Ruhunun ağır geldiğini düşünen insanlar canlarına kıymaya devam etmişler. Ağır dünyanın ağır alışkanlığı olarak kalmış…

Editör: Rüya Yaşar

--

--