Neden Aşık Olmalıyız?

Cemre
Yazı Rehberi
Published in
2 min readApr 20, 2023

Ben âşık olmaya âşık bir insanım. Aşkın can yakıcı olduğunu iddia edenlerle de çok tartıştık bunun yüzünden. Hep de söylerim âşık olun diye. “İyi de Cemre, âşık olalım eyvallah da, niye?” diye soran arkadaşlarım için anlatacağım şimdi.

Öncelikle “aşk” dediğimiz şeyin tanımını yapalım. Nedir aşk?

Aşk, saf sevgidir. Günümüz dünyasının üç günlük sevgilerinden, flörtlerden veya ne bileyim, situationship’lerden, friends with benefits’den bahsetmiyorum. Gerçek aşktan bahsediyorum. Taktiksiz, manipülasyonuz, dümdüz, anam babam usulü aşk. İçinden geldiği gibi, saklanıp gizlenmeden, dürüstçe. Bu yazıda kullanacağım aşk tanımı özetle şu: ikiyüzlülük olmadan, kandırmaca olmadan; tek amacı, tek sebebi ve tek sonucu sevmek olan tertemiz bir duygu.

Peki, sadede gelelim… Neden âşık olmalıyız?

Aşk, insanın içindeki çocuğu çıkarır ortaya. En saf sevgiyi öğretir. Çocukken annenize veya babanıza duyduğunuz sevgiyi hatırlayın. Temeli neydi? Şüphesiz güven. Aşk demek, birine utanmadan sıkılmadan ruhunun en içini göstermek demektir. İnsana iyi gelir aşk. En vicdansız insanı bile meleğe dönüştürüverir sihirli bir değnek gibi. Küçükken okuduğumuz aşk romanlarındaki gibi tıpkı. O kaba, ayağının bastığı yerde ot bitmez, acımasız oğlan kızımızı görür ve bir şeyler aydınlanır yüreğinde. Kimseye hissetmediği şeyleri hisseder, iyileşir.

Yani, aşk sağaltır.

Aşk, insanın içindeki anne-babayı da çıkarır ortaya. Bütün gözlerden sakınasınız gelir onu, tırnağına zarar gelse canınızdan can eksilir. Sevdiğinizi korumak, kollamak, onun her ihtiyacına koşmak gelir içinizden. Ağladığında yaslanacak bir omuz, güldüğünde ise onunla sevinecek bir arkadaş olursunuz ona. Aşk, empatiyi öğretir. Tartışırsınız, anlaşamazsınız -olur ya, insanız- aklınız çıkar kaybedeceksiniz diye. Barışırsınız sonra, o şefkati dibine kadar hissedersiniz yine.

Aşk, her duyguyu dibine kadar yaşamayı öğretir.

Neyi sevdiğinizi, neyi sevmediğinizi görürsünüz. Önce korkularınızı, sonra korkmamayı öğrenirsiniz. Önce bedeninizi, sonra onu sevmeyi öğrenirsiniz. Önce insanları tanır, sonra onları anlamayı öğrenirsiniz. Ruhunuzu keşfedersiniz aşkla.

Aşk kendinizi öğretir.

Başta içinizden inanmak gelmese de kabul edersiniz artık ettiği iltifatları. “Aslında, çok da çirkin değilmişim.” dersiniz. “Yamuk değilmiş parmaklarım, şekilsiz değilmiş bedenim.” Yavaş yavaş arınırsınız özgüvensizliklerinden. “Aslında o kadar da kötü biri değilmişim”

Aşk, kendinizi sevdirir.

Herkesi seversiniz onu sevdikçe. Dünyayı seversiniz, hayatı seversiniz. Geçirdiğiniz her gün bir hediyeye dönüşür. Minnettar olursunuz her an için. Eskisi gibi bakmazsınız dünyaya, her şey tozpembedir bu kez. Yaşadığınızı hissedersiniz uzun süre sonra.

Aşk, yaşamayı öğretir.

Ee, anlattın bu kadar, n’apalım şimdi biz?

Korkmayın aşktan, korkmayın sevmekten. Korkmayın üzülmekten, yenilmekten. Aşk güzel şey. Âşık olun arkadaşlar. En kötü ihtimalle, seversiniz olur biter. En çok da buna ihtiyacımız var zaten. Üzülmek de lazım, sevinmek de. Sevmek de lazım, sevilmek de.

Aşk her zaman sevmeyi, çoğu zaman da sevilmeyi öğretir.

--

--

Cemre
Yazı Rehberi

Yazıyor, çiziyor, karalıyor, seviyor ve bol bol ağlıyorum.