Paris Denince İlk Akla Gelenler

Meri’nin Fransa Güncesi: Eyfel Kulesi ve Mona Lisa

İremsu Çakır
Yazı Rehberi
4 min readAug 30, 2023

--

Kendi çektiğim bir fotoğraf

EİFFEL KULESİ

“Biz yazarlar, ressamlar, heykeltıraşlar, mimarlar ve Paris’in şimdiye kadar dokunulmamış güzelliğine adanmış tutkulu insanlar olarak bütün gücümüzle bu kullanışsız ve korkunç Eyfel Kulesi’ne karşı çıkıyoruz.”

Önünde defalarca aşk sahneleri çekilen, yılda milyonlarca insanın ziyaret ettiği Eyfel Kulesi ilk yapıldığı zamanda bu kadar ilgi ve sevgiyle karşılaşmamıştı. Yapıldığı yıl olan Dünya Fuarındaki yarışmaya katılmış ve onu kazanmıştı. Evet ama bu onun kalıcı olması için yeterli miydi?

Paris denildiğinde istisnasız olarak herkesin aklına gelen Eylef Kulesi, aslında Paris’in kurtuluşunun yüzüncü yıl dönümü için yapılmış geçici bir kuleydi. Eyfel kulesi 20 yıl sonra sökülecekti. Oysa Gustave Eiffel onu geleceğin bilim ve teknolojisinin bir sembolü haline getirmek istiyordu. O yüzden içine bir laboratuvar kurdu, telsiz ve radyo iletişimi için antenler ekledi. Böylelikle istediğine ulaştı ve onun sökülmesine engel oldu.

“Mısır’daki piramitler herkesin hayran olduğu eserler olarak kabul edilirken onlardan çok daha görkemli olan bu eser neden korkunç olsun ki?”

Eyfel Kulesi yapıldığı 1889 yılında insan elinden çıkmış dünyanın en yüksek yapısıydı ve 41 yıl boyunca da böyle kaldı. Dolayısıyla Gustave Eiffel’in ‘görkemli’ kelimesini kullanması saçma değildi.

Eyfel Kulesi’nin tasarımı aslında özgün bir tasarım değildir. En büyük ilham kaynağı olan ve 1853’de New York’ta yapılan Latting Rasathanesi, yapıldıktan üç yıl sonra bir yangında yok olmuştu.

Eyfel Kulesi herkesin gözdesi olsa da benim favorim maalesef ki değildir. Paris’te gezilmeye değer daha farklı yerlerin olduğuna inanıyorum, bunlarla alakalı da ilerleyen zamanlarda yazılar gelecek. Favorim olmadığını söylesem dahi gelip görmek gerçekten çok farklı bir duygu. Onun önünde bulunduğunuzda ister istemez zihninize izlediğiniz dizi ve filmlerden sahneler gelir, o insan kalabalığının etkisi altında kalırsınız ve kısıtlı süre için de olsa yanıp sönen renkli ışıkları görmek gerçekten çok güzel bir duygu.

Peki Eyfel gerçekten romantizmi mi hatırlatıyor? Evet, ama bunun nedeni kulenin romantik bir demir yığını olması değil. Sinema sektörünün ortak kararı olarak bu kuleyi romantik yansıtması, önünde çeşitli romantik sahneler çekilmesi Eyfel kulesinin hafızalarda böyle bir yer kazanmasına neden olmuştur. Eyfel’in çok bir esprisi yoktur aslında, sadece hikayesi renklidir ve sinema sektörü zekidir.

kendi çektiğim bir fotoğraf

MONA LİSA

Bir tasarım hayal edin. Kendisi 500 yıldır tüm gözleri üstüne topluyor, her yıl yaklaşık altı milyon ziyaretçiyi ağırlıyor. Sanattan bir haber olan insanlar bile onun varlığını biliyor. Evet, Mona Lisa’dan bahsediyorum.

Bazı insanlar ona sadece bakmakla yetiniyor, popüler kültürün etkisiyle Fransa’yı ziyaret etmişken tek bir fotoğrafını çekebilmek için sıra bekliyor. Bazılarıysa görüyor onu, her ne kadar görenlerin gördükleri farklı olsa dahi görüyor ve düşünüyorlar. Farklı olması onu daha da özel yapmıyor mu zaten? Herkes bakınca aynı şeyi görseydi bu kadar etkili olur muydu?

https://pin.it/5hIBMU4

Leonardo Da Vinci Kimdir?

Leonardo di ser Piero da Vinci (15 Nisan 1452–2 Mayıs 1519), Rönesans döneminde yaşamış İtalyan hezârfen, döneminin önemli bir filozofu, astronomu, mimarı, mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı, botanisti, jeoloğu, kartografı, yazarı ve ressamıdır. En tanınmış yapıtları Vitruvius Adamı (1490–1492), Mona Lisa (1503–1507) ve Son Akşam Yemeği’dir (1495–1497). Rönesans sanatını doruğuna ulaştırmış, yalnız sanat yapısına değil, çeşitli alanlardaki araştırmaları ve buluşlarıyla da tanınan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından ve dehalarından biri kabul edilmektedir.

Mona Lisa Hakkında

Da Vinci, resmine çok sağlam bir geometrik temel attı ve bunun için piramitlerden ilham aldı. Bir piramide baktığımızda üçgen şeklini görürüz. Üçgen baktığımızda bizde güven duygusu uyandırır. Sakinlik, dinginlik gibi hisler verir. Resmin içine ne kadar üçgen koyarsak koyalım her zaman anlamlı bir bütün halinde durmaya devam ediyor.

Piramitlerin de yapımında oldukça fazla kullanılan altın oran, bu resimde de kendini belli ediyor. Üçgenlerle yapılan simgeleri altın oranlı dikdörtgenlerle yaptığımızda üçgenlerde olduğu gibi bir bütün oluşturuyor.

Hayatı boyunca kadavraları inceleyen ve ondaki bu altın oranı öğrenen Da Vinci, Mona Lisa’nın her ayrıntısında bunu kullandı. Mona Lisa’ya baktıkça bu geometrik şekilleri görmek mümkün.

Peki Mona Lisa bu şekillerden mi ibaret?

Resmin sergilendiği Louvre müzesinin küratörü Jean-Pierre Cuzin’in dediği gibi:

“Problem şu: Mona Lisa o kadar popüler ki artık gerçekte onu görmüyoruz.”

Editör: Begüm Uğurlu

--

--

İremsu Çakır
Yazı Rehberi

Genetik ve Biyomühendislik öğrencisiyim. Hayatımın her alanıyla alakalı yazılar paylaşıyorum.