Renklerin Doğuşu

Renklerin Tarihi ve İnsan Üzerine Etkilerine Küçük Bir Yolculuk

Gamze🍀
Yazı Rehberi
7 min readJul 29, 2023

--

Hayatımızda büyük bir yeri olan renklerin nasıl ortaya çıktığını merak etmiş miydiniz? Etrafımızda her yerde olan renklerin tarihi geçmişi ve insanlar üzerine etkilerine bir bakalım.

KIRMIZI

Photo by Emmanuel Ikwuegbu on Unsplash

Tarih öncesi insanların kullandığı bilinen ilk renk kırmızı veya Türkçe kızılıdır. Demir açısından zengin toprağın rengi olan kırmızının tarih öncesi mağara resimlerinde de kullanıldığı görülmektedir. Bu renk başka renkleri karıştırarak elde edilemeyeceği için tarihsel olarak ilk bulunuşu M.Ö. 5000–6000’e dayanır. Antik Çin’de bu döneme ait kırmızı çömlekler bulunmuştur.

Mısır’da Kral Tut’un mezarında da bu renge rastlanmıştır. Eski Mısır’da kırmızı renk yaşam, sağlık ve zaferle ilişkiliydi. Mısırlılar kutlamalarda kendilerini kırmızı renkli topraklarla boyarlardı. Mısırlı kadınlar yanakları ve dudakları için kozmetik olarak kırmızı toprak kullanırlardı.

M.Ö. 5000’lerde Çatalhöyük duvar resimlerinde de görülmektedir. Eski Yunan, Girit Uygarlığı gibi birçok uygarlık tarafından resim ve dekorasyonlarda kullanılmıştır.

Fransız Devrimi sırasında kırmızı renk, Jakobenlerin kullandığı özgürlük simgesi haline geldi. Sanayi İnkılabıyla birlikte kırmızı, kumaşlarda tercih edilen bir renk oldu. Kırmızı, 1917 Ekim Devrimi, 1040 Çin Devrimi ve Kültür Devrimi’nin sembolü oldu. İnsan kanı, içindeki hemoglobin kırmızı renktedir.

Türklerin en eski inançlarında “Al Ruhu” veya “Al Ateşi” adı verilen bir ateş tanrısının yani koruyucu bir ruhun varlığı bilinmektedir. Türklerin en eski devirlerden beri kırmızı bayrak kullanmalarının Al Ateş Kültü (inancı) ile bağlı bir gelenek olduğu düşünülmektedir. Türklerde kırmızı rengi kutsallık içermektedir. Bu yüzden yüceltmek, övmek, kutsamak derken “allamak” sözcüğü kullanılır.

Kırmızı renginin insan üzerine etkileri

İştah açar bu yüzden birçok marka logosunda kırmızı rengini kullanır. Kan basıncını ve solunumu hızlandırabilir. İnsanları çabuk karar almaya ve beklentileri arttırmaya teşvik edici bir etkisi vardır. Kırmızı dikkat çekici bir renktir. Kırmızı renkteki objeler hemen fark edilir.

Boğalar kırmızıya saldırır diye yanlış bir inanış vardır. Oysa boğalar renk körüdür. Onlar kendisine sallanan büyük beze saldırır.

SARI

Photo by Tim Mossholder on Unsplash

Sarı renk, tarih öncesi insanların mağara resimlerinde kullandığı ilk renklerden biridir. Antik Mısırlılar sarı rengini altınla ilişkilendirdikleri için sanatta yoğun olarak kullanmışlardır. Altını yok edilemez olarak gördükleri için sarıyı sonsuzluğun temsili olarak görmüşlerdir. Bu rengi sentetik bir biçimde kurşun antimonitten üretmişlerdir.

Sarı rengi Çin’de saltanatı ve sarayı simgelemektedir. Pompeii’nin kalıntılarına bakıldığında duvarlarda sarı renk kullanılmıştır.

Türklerde sarı renk dünyanın merkezinin sembolü olarak kullanılmıştır. Bu anlayış Şamanizm’den kaynaklanmaktadır. İyilik tanrısı Ülgen’in altın kapılı sarayı ve altın tahtı, Türklerde sarı renk olarak ifade edilmiştir. Ülgen’in tahtı ülkenin ve dünyanın merkezinde olarak algılandığı gibi sarı rengi de dünyanın merkezinin sembol rengi olmuştur.

Şamanist dönemde Türklerin inanışları arasında Sarı Albastı veya Sarı Albıs adlı koruyucu ruhun varlığı da bulunmaktadır.

Sarı renginin insanlar üzerine etkileri

Metabolizmayı hızlandırır. Sarı rengi konsantrasyonunuzu arttırabilir fakat gözü en çok yoran da bu renktir. Bu renk tıpkı güneş gibidir. Kendinizi iyi hissetmeniz için orada olmasını istersiniz ama gözünüzün içine de girmesini istemezsiniz. Sarı renge boyanmış duvarları olan bir oda bebeklerin ağlamasına ve insanların sinirlenmesine neden olabilir. Uzak mesafede görülebilirliği yüksek bir renktir. Bu yüzden taksiler bu renktedir. En sıcak renktir. Bu yüzden iç mimaride sıklıkla tercih edilmektedir.

MAVİ

Photo by Veronika Koroleva on Unsplash

İlk mavi pigmenti Antik Mısır’da M.Ö. 2.200 yılı civarı Keops Piramidi’nin inşa edildiği dönemde ortaya çıkmıştır. Günümüze kadarki süreçte farklı tonları ortaya çıkmıştır.

Mısırlılar, mısır mavisi denilen bir mavi tonuyla bilinir. Onlar mavinin çok özel bir tonunu oluşturmuşlardı. lapis lazuli olarak da bilinen bu rengi sadece kraliyet ailesi kullanabilirdi. Yanı başlarında Nil Nehri ve üstlerinde gökyüzü ile iki mavinin buluştuğu yerde bulunan Mısırlılar için mavi hep özeldi.

Mısırlılar, bu rengi ortaya çıkarabilmek için, kireç taşı ve kumu, bazı bakır içerikli mineralleri bir araya getirmişlerdir. Tabii ki Mısırlılardan kalan net tarif elimizde yok. Yalnızca M.Ö. 1.yüzyılda yaşamış bir Romalının verdiği Mısır mavisi tarifi günümüze ulaşabilmiş. Bu ortaya çıkardıkları opak mavi Roma İmparatorluğu’na kadar popülerliğini korumuştur.

Mısırlılar bu rengi seramikler, heykeller, mezarlar gibi pek çok yerde kullanmışlardır.

Orta Çağ’dan (5.yy-15.yy) başlayarak lapis lazuli mavisinin fiyatı altınla yarıştı. Bu mavi Mısır mumyalarında, İran Kur’an’larında ve Vermeer’in İnci Küpeli Kızı’ındaki başlıkta görülmektedir.

Homeros MÖ. 8. ve 9. yüzyıla ait İlyada ve Odesa yapıtlarında deniz için yalnızca “Şarap Koyusu” dedi çünkü Antik Yunan’da mavi için bir sözcük yoktu. İnsanlar maviyi yalnızca beyaz veya siyahın açık ya da koyu tonu olarak algıladılar.

Türklerde mavi gök rengi olduğu için gök-tanrı ve gökteki ruhlarla ilişkilendirilmektedir. Bu renk mitlerde akıl, idrak, sağduyu, iffet, sadakat, hürmet, barış, erdem gibi davranışların simgesidir.

Bazı omurgasız hayvanların (karides ya da yengeç gibi) kan rengi mavi renktedir. Bunun sebebi bu canlılarda hemoglobin yerine hemosiyaninin bulunmasıdır.

Mavi renginin insan üzerine etkileri;

İştah kapatıcı bir renktir. Mavi renkli yiyecek çok ender bulunur. Bu renk yalnızlığı, üzüntüyü, depresyonu simgelediği gibi bilgeliği, sadakati, güveni de simgelemektedir. İş görüşmesine mavi bir kıyafetle gitmek kararlılığı ve bağlılığı ifade eder. Sinir sistemini rahatlatır. Vücudu sakinleştirici bir etkisi vardır. Bu yüzden insanlar deniz veya göl manzaralarını seyrederken huzur bulur ve sakinleşir.

Araştırmalara göre öğrenciler mavi renkli odada daha yüksek almakta, halterciler daha ağır yükleri kaldırabilmektedir. Ayrıca mavi renkte yazılmış bilgiler daha akılda kalıcıdır. Mavi rengi seven insan genellikle romantik ve duygusal bir kişiliğe sahiptir.

YEŞİL

Photo by Runze Shi on Unsplash

Bilindiği üzere yeşil, mavi ve sarı renklerinin birleşiminden ortaya çıkmaktadır.

Yeşil pigmentini ilk Antik Mısırlılar üretmiştir. Bu rengi doğada yaygın olarak bulunan bakır minerali malakitten elde etmişlerdir. Malakiti kullanarak mezar taşlarını boyadılar. Ancak hem masraflıydı hem de kolayca siyaha dönüyordu. Antik Romalılar bu siyahlaşmayı önlemek için bakır levhaları şaraba batırdılar ve verdigris’i oluşturdular. Bakırın aşınmasından ortaya çıkan bir yeşil pigmentiydi. Antik Yunanlılar da yeşil rengini bakır pasından elde etmişlerdir. Bakır paslandığında yeşil rengine döner. New York’ta bulunan Özgürlük Heykeli gibi.

Yeşil renk akla ağaç, çayır gibi kavramlar getirmektedir. Türk mitolojisinde dünya mitleriyle paralel olarak gençliğe, umuda, yeniden doğuşa, cennete, koyu olduğu takdirde ölüme işaret edebilir. Ayrıca geçicilik ve kıskançlığı da ifade eder. Türklerin yeraltı tanrısı Ülgen’in oğullarından birinin adı da "Yeşil Kan"dır.

Bitkiler içerisinde bulundurdukları klorofil adlı bir biyolojik pigmentten dolayı yeşil gözükür.

Bazı solucan ve sülüklerin kan rengi yeşildir. Sebebi ise hemoglobine çok benzeyen klorokruonin adlı bir madde bulundurmalarıdır.

Yeşil renginin insan üzerindeki etkileri

Rahatlatıcı bir renktir. Bu yüzden yatak odalarında çokça tercih edilir. Güven veren bir renktir. Banka logolarında da bu renge rastlarız. Batıda büyük otellerin mutfaklarında duvar renginin, aşçıların yeniliklerin arttırmak için yeşile boyandığı söylenir. Çünkü yeşil rengi yaratıcılığı arttırır. Ayrıca bu renk gözleri rahatlatır. Görme gücünü arttırır. Yeşil doğanın, baharın rengidir. Hemen hemen herkes doğa manzaralarını sever. Yeşil alanda yaşayan insanların daha az rahatsızlık çektiği gözlemlenmiştir.

Psikolojik olarak iyileştirici etkisi bulunmaktadır. Yeşil ölümsüzlük, para, zenginlik, barış gibi kavramları da simgelemektedir.

TURUNCU

Photo by Chang Duong on Unsplash

Antik Batı uygarlıklarının kaynaklarında turuncunun hiçbir zaman ayrı bir renk olarak kabul edilmediği görülür. Tona bağlı olarak bu renk ya kızıl ya da sarı olarak algılanıyordu. Bu nedenle turuncunun güçlü bir sembolik anlamı yoktu. Antik Mezopotamya’da “Sāmu” hem kırmızı hem turuncu anlamındaydı. Fakat turuncuyu bu kadar yok saymalarına rağmen varlığının farkındaydılar. Turuncu rengini üretmek için yakut kükürt denilen realgar mineralini kullanıyorlardı. Ancak yine de turuncuyu kırmızının bir tonu olarak gördüler.

Antik Roma ise turuncuyu orpiment adlı sülfür mineralini kullanarak üretmiştir. Ancak realgar’a göre kırmızıya daha yakın bir tondu. Bu mineralin madenden çıkarılması da zehirli olduğu için tehlikeliydi. Turuncu modern zamanlarda daha fazla anlam kazanmıştır. Uzay giysileri ve güvenlik ekipmanlarında (trafik konisi, acil durum botu vb.) özellikle turuncu kullanılır. Nedeni turuncunun mavi renkle en güçlü biçimde tezat oluşturması ve berrak gökyüzünde kolayca görünmesidir.

Turuncu kelimesi dilimize Farsçadan geçmiştir. “Turunç” kelimesinden türemiştir. Sonbahar ve kış aylarında sık sık tüketilen portakal, mandalina ve greyfurt, turunçgiller familyasında yer alır. Turuncu kelimesi de narenciye adıyla da bilinen bu meyvelerin renginden esinlenerek oluşturulmuştur.

Turuncu renginin insan üzerindeki etkileri

Sıcaklık, memnuniyet, sıhhat, verimlilik ile ilişkilendirilir. Bu rengin geniş kapsamlı bir cazibesi vardır. Bir ürünün herkese uygun olduğunu belli etmek için genelde bu renk kullanılır. İştah açıcı bir renktir.

MOR

Photo by Indivar Kaushik on Unsplash

Tarih öncesi insanlar mor pigmenti bitkilerden keşfetmiştir. Ancak mor, mavi gibi renkler çok nadir bulunduğu için kralların ve sarayın rengi olmuştur. Mor renginin bu kadar nadir olmasının sebebi bu rengi üretebilmek için Sur Antik kenti kıyılarındaki on binlerce deniz salyangozunun telef edilerek sadece 5–10 gram boya elde edilmesidir. Mor renk çok nadir olduğu için mor giysiler de çok nadirdi. Mor bir giysisi yalnızca hükümdarlar giyerdi. Mor, Roma ve Bizans İmparatorluğu’nun hanedan rengiydi. Mor renginin hanedan rengi olmasının başka bir sebebi de maneviyat ve kutsallığı temsil etmesidir. Mor renk giyen İmparatorlar, Krallar ve Kraliçeler tanrıların soyundan kabul edilirdi. Sonralarda üretimi kolaylaşmış ve maddi değerinden çok şey kaybetmiş olsa da zenginliği ve asaleti simgelemeye devam etmiştir.

“Mor Dünya Hipotezi” diye bir varsayıma değinmek istiyorum. Bu iki araştırmacının ortaya attığı bir hipotezdir. Bu hipoteze göre dünya her zaman yeşil değildi. Günümüzden yaklaşık 2.4 milyar ile 3.5 milyar önce bitki örtüsünün baskın rengi mordu. Peki bu nasıl mümkündü? Bitkilerde retinal adlı bir biyolojik pigment bulunuyordu. Retinal, klorofile göre daha baskın bir pigmentti. Retinal pigmentleri yeşil ve sarı ışığı emip kırmızı ve mavi ışığı yansıtıyorlardı. Bu da mor renkte bir görüntü ortaya çıkarıyordu. Peki neden mor bitki örtüsü yeşile döndü? Bunu da söz konusu iki araştırmacımız evrime yoruyor. Zamanla retinal pigmenti evrim geçirdi. Klorofil daha baskın bir hale geldi ve bitkiler bugünkü yeşil rengini aldı.

Günümüzde bazı deniz solucanları ve dallı bacaklıların rengi mordur.

Bunun sebebi kanlarında bulanan hemoeritrin molekülünün taşıdığı oksijendir.

Mor renginin insan üzerine etkileri

Sakinleştirici bir renktir. Hayal gücünü arttırma etkisi vardır ve insan psikolojisini olumlu etkiler. Bu yüzden terapi merkezlerinde sıkça kullanılır. Astrolojide özgürlüğü temsil eden yay burcunun rengi olarak kabul edilir.

Devam edecek…

Editör: nur

--

--