Roman İncelemesi: Evden Çok Uzakta

Kalbinizi paramparça edecek ve ardından iyileştirecek bir kitap.

Buket Dirik
Yazı Rehberi
3 min readMay 17, 2023

--

Yazar: Kristin Hannah

Çeviren: Solina Silahlı

Gerçekçi, sade bir anlatım, basit bir konu… Bana göre yazması biraz daha zor olan yazılar bunlar. Hemen hemen herkesin başından geçen şeyler olmasına rağmen yazdıklarımız okuyucuya dokunmazsa onların çok da önemi kalmıyor…

Kristin Hannah ile tanıştığım kitap Ateşböceği Yolu oldu. İki genç kızın kırk yıl süren dostluğunu anlatan bir kitaptı. Bence yazarın herkesin kalbine dokunma sebebi de yazdığı konular. Kitaplarında geçen çoğu konu genelde okurun başından geçen bir olay veya hissettiği duygu olduğu için kitaba bağlanması, karakterlerle empati kurması daha kolay oluyor. Bana göre de bu Kristin Hannah’nın iyi bir yazar olduğunu gösteriyor.

Fakat tabii ki bu yazıyı Kristin Hannah’nın iyi veya kötü bir yazar olup olmadığını söylemek için yazmıyorum. Beni etkileyen bir kitabını ele almak istiyorum.

Bundan önce yazarımızı tanıyalım.

Kristin Hannah, 1960 yılında Güney Kaliforniya’da doğmuştur. Sekiz yaşındayken de ailesiyle birlikte Batı Washington’a taşınır. Burada bir süre bir reklam ajansında çalışır ve daha sonra yazar olmak için hukuk fakültesine girer.

Hukuk fakültesinde son senesindeyken annesi kansere yakalanır ve onun ölümüyle birlikte Kristin Hannah yazdığı tüm yazıları bir kutuya kaldırıp yazarlık fikrini bir kenara koyar.

Evlenen Kristin Hannah avukatlık işine devam etmektedir. Hamile kaldıktan sonra beş ay yatak istirahati yapmak zorunda kaldığında evde okunmadık kitap bırakmaz ve eşinin de desteğiyle kaldırdığı yazıları yine gün yüzüne çıkarır. Kristin Hannah oğlunu doğurduğunda elinde de bir tane kitap taslağı hazır bulunuyordu.

Yayıncı bulmakta sıkıntı yaşayan yazar 1990'da aldığı bir çağrıya cevap verdi ve ondan sonra da hayatı değişti.

Kitap Jolene’in küçüklüğüyle başlıyor. On yedi yaşındaki Jolene Larsen kötü bir ailenin içinde büyüyor. Babası alkolik ve annesi adama deliler gibi aşık, bu yüzden Jolene annesine ne zaman evden kaçalım dese, annesi babasını çok sevdiğini söyleyip onu reddediyordu.

Bir gece annesi ve babası yine içip kavga ederken babası evi terk ediyor fakat kısa bir süre sonra geri geliyor. Anne ve babası barıştıktan sonra ikisi de yağmurlu bir gecede arabaya binip gidiyorlar ve Jolene kısa bir süre sonra onların ölüm haberini alıyor.

24 yıl sonrasına atladığımızda Jolene’in mutlu giden evliliğinde çatlaklar olduğunu görüyoruz. Eşi Michael başarılı bir savunma avukatıdır ve büroda uzun vakit geçirdiği için ailesine zaman ayıramaz. Jolene en azından iki kızının önemli anlarını kaçırmamasını isterken Michael ise yakın zamanda babasını kaybetmesinin acısıyla boğuşur ve karısına hissettiği şeyleri söyleyemez çünkü Jolene duyguların seçilen bir şey olduğunu savunur. Yani iyi hissetmek veya kötü hissetmenin kişinin elinde olduğunu savunduğu için Micheal onunla konuşmak istemez.

Michael kendi iç dünyasında eşinin kontrolcü, her istediğini yaptıran biri olarak görmeye başladığında evliliklerinde çatlaklar oluşmaya başlar ama Jolene bunlardan habersizdir. Jolene’in doğum gününe de geç kalması bardağı taşıran son damladır çünkü Jolene ailecek vakit geçirecekleri bir gün olarak görüyordu ve Michael ona da geç kalmıştı.

Tartışmaya başladıklarında Michael sonunda Jolene’i artık sevmediğini ve boşanmak istediğini söyleyip evden ayrılır.

Orduda helikopter pilotu olan Jolene ertesi gün savaşa çağırılır. Michael’in isteği üzerine orduda aktif olarak görev almasa da ordunun ona ihtiyacı olduğunda gideceğine söz vermiştir. Savaşa katılan Jolene, yaralı bir şekilde geri döndüğünde tamamen değişmiştir.

Burada Michael’ı haksız taraf olarak aktarmış olabilirim fakat kitabı okuduğunuzda iki tarafında haklı olduğunu göreceksiniz. Kitap 480 sayfa olmasına rağmen kendini kolaylıkla okutuyor.

Okumak isteyenler için çok fazla derine inmedim ama kitap bu şekilde. Kitapta en sinirlendiğim yer Jolene ve Michael’ın ilk kızları Betsy’nin tavırları oldu. Ailemden biri savaşa katılmadı o yüzden nasıl bir his bilemiyorum ama şımarıklık edeceğimi sanmıyorum.

Güçlü bir kadın karakter, sonu mutlu fakat hafif buruk biten bir romandı. Hüzünlü bir şey okumak istediğiniz bir zamanda alın okuyun derim ben.

Yazarın kitapları biraz pahalı ama o paraya değecek kitaplar yazdığını düşünüyorum açıkçası.

Başka yazılarda görüşme dileğiyle!

Editör: Buse Özcan

--

--