Roman Yazarlarının Yegâne Malzemesi: Merak

Muhammet Çay
Yazı Rehberi
Published in
3 min readMar 24, 2023
Photo by Brett Jordan on Unsplash

Yeni bir duyguyu irdelediğimiz yazıma daha hepiniz hoş geldiniz. Romanlar bizi duygudan duyguya, olaydan olaya sürükleyen bir geçit, bir kapıdır adeta. Bunu da üslubu ve işlediği konu ile yapar yazar. Fakat… Burada eksik bir parça var sanki.

Powerpuff Girls çizgi filmindeki “X maddesi” gibi bir şeye ihtiyacımız yok mu? Aslında var. Başlıkta da belirttiğim üzere bu fazla da gizli olmayan malzemenin adı merak.

Photo by Gary Butterfield on Unsplash

Hangi kitleye hitap ederseniz edin bir şekilde merak edilir romanın gidişatı. Bir aşk romanında olayın gidişatını merak edersiniz. Bir polisiyede ise katilin kim olduğudur merak edilen. Bir bilim kurgu romanında ise romandaki teknolojiler ve o teknolojilerin romanda kurulan evrene etkisidir.

Buraya merak duygusunu irdelemeye geldim fakat yazımın ileri safhalarında bu merak duygusunu nasıl yazılarınıza daha etkili bir şekilde yansıtacağınızı anlatacağım. Şimdi konumuza devam edelim.

Merak, yazımızın veya romanımızın akıcılığını sağlayan en önemli unsurdur. Okur ne anlatmak istediğinizi en başta merak eder. İlk sayfayı çevirir, okur, okur, okur… Böylece vakit geçerken sayfanın yarısına gelmiş olur bile!

Bir okur hayal edelim. Siz de okuyacağı kitabın yazarı olun.

Bu okur elbet bir kitap satın almak için ya bir kitap mağazasına ya da sahafa gidecek. Belki de bir kitap sitesinde bulacak kendini. “Eğer parama kıyamıyorum ya da kitap piyasası cebimi aşıyor,” diyorsa en kötü ihtimal kendini bir kütüphaneye atacak, değil mi?

Bunlardan birini yapıyorsa yine bir merak duygusu cezbedecek onu. Dikkatimi hangi roman çeldirecek? Mağazadan, siteden veya kütüphaneden elim boş dönecek miyim? Bu tür soruları sormasına sebep olacaksınız. Bunlar hep okurunuzun başına meraktan gelecek.

Velev ki bu mekanlardan birinde bu soruların cevabını sizin romanınızla bulduğunu varsayalım. Ödünç alarak veya para ödeyerek edindiği kitabı eline aldığında aklını bu sefer farklı sorular işgal edecek.

Romanın veya hikâyenin ana amacı nedir?

Romandaki karakter hangi amaca hizmet ediyor?

Romanın sonu nasıl bitecek?

Roman beklentilerimi karşılayacak mı?

Kitabınızın kapağını aralayıp bu tür soruları sorabiliyorsa sizi tebrik ederim. Kitabınızdaki merak unsurları oldukça etkileyici demektir .

Bununla da kalmıyor. Bu romanınızı sadece okunmaya teşvik eder, bitirmeye değil. Romandaki akıcılığı okuru kitaptan koparmadan yapmalısınız.

Gereksiz ayrıntı vermemelisiniz!

Zira gereksiz ayrıntı önce akıcılığı köreltir sonra da merakı. Ardından yazdığınız kitap okunmaya değer görülmeyen kitaplar arasına nazikçe bırakılır. Hem yazmak için ayırdığınız vakit israf olur hem de öylece kenara konur, onun çürümesine sebep olursunuz. Bu da okurun harcadığı paranın, okuduğu vaktin ve o kitabın yapılabilmesi için kesilen ağaçların israf olması anlamına geliyor.

Yazının başlarında size yazımın ileriki safhalarında tavsiyelerde bulunacağımdan bahsetmiştim. Aslında bulundum da fakat siz açık bir hedef beklediniz benden. O zaman sıradaki madde gelsin.

Okurunuza sürekli hedef sunun!

Okurunuza sürekli hedef sunmak hem hikâyenizi merak etmesine sebep olacak hem de az önceki sorulara cevap ararken kitabın yarısına gelmesini, hatta tek solukta bitirmesini sağlayacak.

Bu maddenin ve diğer tüm merak olgusunun beyindeki karşılığı önceki yazımda kısaca değindiğim ödül mekanizması. Dilerseniz diğer yazıma da göz atabilirsiniz fakat burada ayrıntıya girmek istiyorum.

İlk okuduğunuz, size okuma alışkanlığı kazandıran o kitaba geri dönmenizi istiyorum. Bu kitapta sizi hayal etmeye yönelten pek çok unsur olabilir. Bu unsurlar size kitap okumanın zevkini “tattırıyor”. Diğer okuduğunuz kitaplar sizin o kitaba duyduğunuz hayranlığın, özlemin, merakın; kısacası ilk duygularınızın izinden başka bir şey değil. İlk okuduğunuz kitap yüzünden okumaya başladınız. İlk okuduğunuz kitap yüzünden bu satırlarda göz gezdiriyorsunuz.

Okuma bilinci kazandığınızda sadece okumayı sevmediniz, okumaya bağımlı oldunuz. Beyninizin ödül sistemini tetiklediniz. Beyniniz de o türe ait başka kitaplar okuduğunda o ilk merakın ateşini körükledi ve devamını dopamin salgılayarak getirdi.

Bu yüzden okurken hiç sıkılmadınız, hep merak ettiniz. Acaba bunun gibi ne kadar kitap var diye kendinizi sorguladınız. Bu da merakınızı körükledi.

Her ne kadar biraz daha yazmak istesem de artık durmam gerekiyor. Sonuçta bir deneme okuyorsunuz, kitap değil. Şayet benimle bu yazı vasıtasıyla tanıştıysanız size bir tavsiye vereyim: Eğer merak duygunuzu tatmin etmek istiyorsanız bir sonraki yazımı bekleyin.

O zamana kadar hoşça kalın dostlarım!

--

--