Roman Yazmak İsteyenlere Tavsiyeler
Herkese merhaba! Uzun soluklu bir roman yazmak bazen karmaşık ve çıkışını bulamadığınız bir labirentte kaybolmak gibi olabiliyor. Eğer roman yazmaktaysanız, yazmak istiyorsanız veya bu ikisinin arasında herhangi bir yerde kaybolduysanız size birkaç tavsiyem var. Bu yazının size çıkışı bulmada biraz yardımcı olmasını umuyorum.
Öyleyse kemerlerinizi bağlayın: roman yazıyoruz!
Tamam, bu biraz iddialı oldu. En azından kaybolduğumuz yeri buluyoruz!
1. Eğer sizin için sıkıcıysa okuyucu için de sıkıcıdır.
Uzun betimlemeler her ne kadar okuyucunun hikayeyi kafasında canlandırması için gerekli olsa da 21.yüzyılın beraberinde getirdiği yenilikleri ve götürdüğü dikkat süresini hesaba katmak zorundayız. Bir yazar olarak siz bile uzun betimlemeler yazarken sıkılıyorsanız okuyucunun bundan memnun olmasını beklemek biraz saçma olabilir. Bu yüzden eğer birkaç cümleyle karakterin özünü anlatabiliyorsanız gerisini okuyucunun hayal gücüne bırakmak daha iyi bir seçenektir.
Yani, hikayenizin bir noktada tıkanmasının ya da bir türlü başına oturup devam edememenizin nedeni kendi hikayenizden sıkılmanız olabilir. Tabii ki mükemmel hikayenize sıkıcı demek istemiyorum!
Sadece yazar olarak okuyucunun anlayamayacağını düşündüğümüz için kendimizi uzun betimlemelere mahkum hissediyoruz. Ancak bence okuyucularımız düşündüğümüzden çok daha zeki! Bu yüzden yazarken sıkıldığımız yerleri biraz hızlandırırsak romanınızı yazmaya çok daha hevesli olacağız.
2. İnançlarınızı kullanın.
Roman yazmanın kilit noktalarından birisinin kitaba kalbinizden bir parça yerleştirmek olduğunu düşünüyorum. Fazla duygusal geldiğinin farkındayım ancak okuyucunun hikayenize bağlanmasını istiyorsanız önce sizin kendi hikayenize bağlanmanız gerekir. Zaten yazdıklarımıza kendimizden parçalar koyduğumuz bir gerçek ancak ana karakterin savaştığı, sizin de inandığınız ve peşinden gideceğiniz şey olduğu zaman tutkunuzu kullanmış olursunuz ve bilinçaltınızın sergilenmesini en çok istediğiniz kısmını açığa çıkarırsınız.
Fark etmemiş olsanız da zihninizin bu bölümünü okuyucuyla paylaşmak romanınızı birkaç adım öne taşıyabilir!
3. Diyalogları seslendirin.
Bazen yazdığımız karakterin nasıl bir dil kullanacağını kafamızda tasarlayamıyoruz. Örneğin o karaktere dair fiziksel görünüş, kişilik özellikleri hatta karakterin arka plan hikayesi bile hazırken diyaloğunu yazdığımızda bir şekilde tuhaf durduğunu hissediyoruz. Haliyle diyalog yazmakta sıkıntı çekiyoruz.
Bu konuda önerim, yazdığınız diyalog sahnelerini evde kendi kendinize seslendirin. Bunu birkaç kere denediğim için başta kulağa tuhaf geldiğini biliyorum ama gittikçe daha eğlenceli bir hal alacağına emin olabilirsiniz. En iyi kısmı da bu! Unutmayın, karakterleriniz sadece sizin hayal dünyanızda. Onları okuyucuların zihnine siz çekecesiniz. Bu yüzden düşüncelerinizi seslendirmekten çekinmeyin!
4. Sürekli başa sarmayın.
Biliyorum, aramızda çok fazla mükemmeliyetçi var. Bazen içinize sinmediğini düşündüğünüz bir kısım olduğunda orada takılı kalabiliyorsunuz. Bu noktada eminim çevrenizden size çok takılmamanızı söyleyen olmuştur, o yüzden zaten duyduğunuz şeyleri tekrar söylemeyeceğim.
Burada tavsiyem, sürekli başa sarmak yerine çevrenizden geri bildirim almanız. Dışarıdan bakan bir göz her zaman işinize yarayabilir ve hızlı ilerlemenizi sağlayabilir. Bunun yanında, hikayenize devam ettiğinizde emin olun içinize sinmeyen bölümdeki eksik parçaları da bulacaksınız. Geri dönüp tekrar düzenlemek, sürekli başa sarmaktan çok daha iyi bir seçenek olabilir.
5.Hayal etmeyin: Yazın.
Bir yazar olarak “yaz” tavsiyesiyle zaten çok karşılaştığınızı biliyorum. Hatta bir şakaya dönmüş olsa da ben de aynı tavsiyeyi vereceğim: Yazın.
Bazen harika kurgularınız sadece kafanızın içinde kalıyor. İlham perileri sizi olmadık yerlerde; otobüste, derste ya da yolda yürürken rahatsız ettiğinde hemen aklınıza gelen fikre tutunun ve onu bir kenara not edin. En iyi fikirlerinizin buradan çıkabileceğini unutmayın.
Umarım zihninizin biraz daha berraklaşmasına yardım edebilmişimdir. Bir sonraki yazıda görüşünceye dek, kaleminiz güçlü; ilhamınız bol olsun!
Editör: nur
