Sanat Yalnızlığı Sever, Sanatçı Da Sanatı

Zeynep Karatay
Yazı Rehberi
Published in
3 min readMay 31, 2023

Günümüz insanının içinde taşıdığı bir dert, hastalık veya sıfatını ne koyarsanız: yalnızlık.

Bu konunun bilimsel etkilerinden çok kısaca bahsettikten sonra asıl bizi ilgilendiren düşünsel çıkarımlarından söz edeceğiz.

Her insan yaşadığı kalabalıkta yalnız olduğunu düşünür. Her insan dememin nedeni; her insanın zaman zaman hatta çoğu zaman bu düşünceye kapılmasıdır. Kimileri zaten hayatta tek başına yaşarken (her anlamda teklikten bahsediyorum) kimileri de oldukça kalabalıklar içinde tektirler. Hiç kimse kendilerini anlamaz, dinlemez ve önemsemez de zaten. Böyle kimseler, böylesi bir yalnızlığın verdiği sorunlarla yine tek başlarına mücadele etmek zorunda kalırlar.

Yalnızlıkla ilgili yazıda; yalnızlığın fiziksel ve psikolojik sonuçlarından bahsediliyor. Kısaca değinecek olursam: fiziksel sonuçlarda bireyler dokunma korkusu, uykusuzluk, bağışıklık zayıflığı ve çeşitli sağlık sorunları yaşayabiliyorlarmış. Psikolojik olarak ise daha ağır sonuçlardan söz ediliyor. Depresyon, asosyallik, kendini toplumdan ve ilişkilerden soyutlama, motivasyon ve enerji eksikliği, isteksizlik, kaygı bozuklukları, sosyal beceri eksikliği gibi. Bu liste daha da uzatılabilir.

Yalnızlığın insan hayatı ve bedeni üzerinde böyle olumsuz etkilerinden bahsedilirken; neden sanatla uğraşanlar insanlar (kısaca sanatçı diyelim) yalnız kalmak için fazladan çaba harcarlar?

Edebiyat, resim, müzik, mimari, heykel, tiyatro veya sinema… Sanatın hangi dalı olursa olsun amatör veya profesyonel, sanat ile vakit geçiren kimseler “yalnız kalmak” için etrafındakilere yalvaracak raddeye gelebilir. Yine de yalnızlığa erişemiyorsa kendi kendisini isteyerek soyutlar. Sanatı ve yalnızlığı arasında kendi dünyasını, kendince gerçek olan yaşamını sürdürür.

Etrafındaki insanlar onu anlamayabilirler. Belli bir dönem yalnızlığa maruz kalmış insanlar terapilerde normal hayat şartlarını ararken sanatçı kişilik; bu normal şartları kendi zihninde, kendi normalleri olarak oluşturabilir. Sanatçının yaşamının çoğunu yalnızlığa vermesi, diğer insanlara normal gelmeyebilir. Belki de bu yüzdendir sanatçıların diğer insanlardan daha farklı, aykırı, tabiri caizse biraz da kafadan çatlak görülmesi. (Bu görüş bana değil topluma ait. Aksi halde bu çağda sanatçılara olan ilgi seviyesi, merdivenin ilk basamağı seviyesinde olmazdı.)

Sözümüzü biraz da meclisten içeriye söyleyelim. Bizler… Edebiyata gönül ve bir hayli yalnızlık vermiş yazarlar…

Psikolojik olarak sağlıklı kimseler olarak görülmüyoruzdur belki de. Kafalarımızdaki tahtaları yalnızlıktan kırdığımız düşünülüyor olabilir. Yazarız ya biz! Hayal dünyamızda aklımızı peynir ekmekle yemiş de olabiliriz. Kim bilir? Belki de her gün, bir sanat-yazı bayramıdır bize. Bundan da olabilir bir yazarın kuyuya attığı taşın bu kadar şaşırtması, 40 değil, 46 normalin taşa bakması ve o taşı anlamaya çalışması.

(Fikirlerin bilimsel havası yazarlığa girdiğimiz andan itibaren zaten bitmişti. Düşünsel çıkarımları sürdürmeye devam edelim o halde.)

Yalnızlık diyorduk. Yalnızlık (sanatçılara) yazarlara diğer insanlara yaptığından farklı etkiler yapıyor sanırım.

Yazarlar için yalnızlığın inkâr edilemez arzusunun sırrı, yalnızlığın içindeki renkli ve çoklu evrenlerimiz. Aslında yazarlar/sanatçılar hiçbir zaman yalnız değillerdir. Onların çevresi reel dünyada olduğundan daha fazla ve samimi bir kalabalıkla çevrilidir. Üstelik bu çevre yalnızca yazar için ve yazar istediği sürece vardır. Yazar bunu okurları ile de paylaşırsa “alın size yalnızlığın getirisi” ile sanatın genişleyen kalabalık evreni.

Yazar dahil bu evrendeki herkes ya sözünü ettiğimiz olumsuz sonuçlarla doğrudan savaşmıştır ya da dolaylı olarak (okuyarak) bu sonuçlarla savaşanların serüvenlerine tanık olmuşlardır. Her koşulda yazan da yaşayan da okuyan da kişiliklerine, mücadeleci bir ruhla güçlü bir kazanım katmıştır.

Sanat dünyasında yalnızlık; insanı, yalnızlıktan daha sağlam ve güçlü bir şekilde kurtaran yegâne şeydir. Sanat yalnızlığı sever, sanatçı da sanatı. Sanat yalnızlıkla var olur, sanatçı da.

Editör: Berfin Yeşilyurt

--

--

Zeynep Karatay
Yazı Rehberi

Kelimelerin aralarındaki boşlukları anlamak, okumasını bilene mahsustur ve insan, kelimelerin boşluklarında kendini dinler.